Yöre halkına yasak TOKİ'ye serbest 2021-02-17 09:02:07 RİZE - Çamlıhemşin’de konut ve yaşam alanı projesinin dere yatağına hayata geçirilmek istenmesine karşı geçmişte yaşanan sel ve heyelan felaketlerini anımsatan yöre halkı, ev yapımı için kendilerine verilmeyen iznin TOKİ’ye verildiğini söyledi.  AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Fırtına Deresi 6 Şubat'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararla imara açıldı. Derenin kenarında toplu konut, turizm, ticaret ve cami alanı yapımı için acele kamulaştırma kararı alındı. Kamulaştırma kararına göre Merkez mahallesinde bulunan alan Çamlıhemşin Belediye Başkanlığı tarafından istimlak edilecek.    Karara tepkili olan yöre halkı, söz konusu yapılar için kurulacak olan şantiyelerle, 1998 yılında doğal sit alanı olarak kabul edilen vadinin doğası ve tarihi yapısının büyük zarar göreceğini belirtiyor. Karar kapsamında konutların yapılacağı bölgenin dere yatağına yakın bir bölgede bulunmasının da tehlikeli olduğunu düşünen yöre halkı, geçtiğimiz yaz Giresun’da yaşanan selden sonra dere yataklarına yapılaşmanın getirdiği felaketlere dikkati çekiyor.     ‘TEPEDEN İNME' KARAR     Konuya ilişkin görüştüğümüz Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Çamlıhemşin İlçe Başkanı Cihan Kalay, kentte konut sorunun olduğunu ancak kamulaştırma kararıyla bu sorunun halledilebileceği noktasında şüphelerinin bulunduğunu aktardı. Bölgenin hem Milli Park hem de SİT alanı olduğunu hatırlatan Kalay, “Bölgede yapılacak binalar kaç katlı olacak, bölgenin mimarisine uygun olacak mı? Hiçbirini bilmiyoruz. Bu süreç 5 yıl önce başladı ama sekteye uğradı. Şimdi tepeden inme bir kararla kamulaştırma kararı alınıyor. Bu karar alınırken o bölgede yer alan arazi sahiplerine bir şey sorulmadı. Onların da rızası alınmalıydı” dedi.     ‘BİZE SUÇ TOKİ’YE SERBEST’   Hem Ayder’de hem ilçede ev yapmak isteyen insanlara ciddi para cezaları verildiğini anlatan Kalay, şimdi de aynı bölgede TOKİ’nin konut yapmak istediğini aktardı. “TOKİ yapınca suç değil, vatandaş yapınca suç” diyen Kalay, evlerinin önüne yol yapamazken Kaçkar Dağlarının "Yeşil Yol" ile tahrip edildiğini dile getirdi. Bölgenin eğimli arazisi nedeniyle imar sorunu yaşandığını kaydeden Kalay, “Konut yapılsın istiyoruz. İlçede görev yapan memurlar diğer ilçelerde ikamet etmek zorunda kalıyor. Ama biz bu sorunun böyle çözüleceğini düşünmüyoruz. TOKİ konut yapsa bile bunlara yine durumu iyi olanlar talip olabiliyor. Sıradan bir insanın bu evleri alması imkansız” ifadelerini kullandı.    BELİRSİZLİK KORKUTUYOR   Bölge halkının belirsizlikten kaynaklı rahatsız olduğunu söyleyen Kalay, “İnsanlar ‘Bize ne olacak. Dün Ayder’i elimizden aldılar. Oraya yapılan konutlar kime verilecek? Fırtına Vadisi satıldı mı? Yaylalar imara açılıp, birilerine peşkeş mi çekilecek” diye soruyor. Bugün buraya binalar yapılıyor. İnsanlarda 'kendi ilçemizde mülteci konumuna mı düşeceğiz' korkusu var. İnsanlar yapılacak şeylerden bihaber. İnsanların bazı şeylerden kararlar alınıp biz bunu yapıyoruz dendikten sonra haberi oluyor. Bu gibi projelerin halka danışılarak yapılması gerekiyor” diye kaydetti.    GÖZ BOYAMA   Konutların yapılacağı yerin, dere yatağı ile 60 derece eğimli bir yamacın arasında kaldığına dikkati çeken Kalay, arazinin geniş olmamasının kimi tehlikeleri beraberinde getireceği uyarısında bulundu. Kalay, şunları söyledi: "Cami, kültür merkezi gibi şeyler ekleyip insanların gözlerini boyamak istiyorlar. Bu bölgede ciddi afetler yaşandı. Yurttaşa dere yataklarına ev yapmayın denilirken, TOKİ buralara ev yapıyor. Vadide ciddi bir arazi sıkıntısı var. Yukarı yapsak heyelan oluyor, aşağı yapsak sel yaşanıyor. Her ikisinde de insanlar ölüyor. Dereden belirli bir mesafe belirleyip bu alanlara bina yapılmalı. Burada vatandaş mağdur edilmemeli.” Kalay, memurların yaşadığı konut sorununun ise 40-50 dairelik bir konut inşası ile çözülebileceğini vurguladı.    SEL TEHLİKESİ YÜKSEK   İlçede daha önce de memurların konut sorunu olduğu için TOKİ’nin evler yaptığını aktaran Mehmet Çolak ise, yapılan bu konutları satın alanların yazlık gibi kullandığını belirtti. Şimdi ki projenin 400 konuta çıktığını söyleyen Çolak, en önemli sorunun ise projenin dere yatağına yapılacak olması olduğunu ifade etti. Çolak, “Daha önce Giresun’da, Trabzon’da dere yataklarındaki yapılaşma nasıl tehlike oluşturduysa Çamlıhemşin için de oluşturacak. Özellikle yaz aylarında derenin debisi yükseliyor ve sel tehlikesi yüksek" uyarılarında bulundu.     AYDER ÖRNEĞİ     “Dere yatağına bina yapan insanlara sitem ederken, şimdi aynı şeyi devlet eliyle kendileri yapıyor” diyen Çolak, yaşadığı kaygılara dair şunları söyledi: "Çamlıhemşin yoğun bir nüfusa sahip bir yer değil. 50-60 tane memur var. Onlar için yapılsa, daha küçük bir alan ayrılır. Bu öyle bir şey değil. Görüşümüze göre bu istimlaklar Çamlıhemşin’den Ardeşen’e kadar dere yatağı boyunca inecek. Derenin iki tarafı da imara açılacak. Bu sefer kendileri resmi yolla imara açıyorlar. Konut yapılacak ve dere yatağı olmayan başka yerler var. Ayder için de aynı şey söylendi. Vatandaşın çivi çakamadığı Ayder’de koca koca inşaatlar yapılıyor.”    HEYELAN RİSKİ    "Olası selde ölen insanların hesabını kim verecek" diye soran Çolak, selin yanı sıra bölgede heyelan tehlikesinin de bulunduğunu belirtti. İlçenin dik yamaçlardan oluştuğunu dile getiren Çolak, yamaçların altının oyulması ile birlikte toprağın aşağı aktığını söyledi. Çolak, şöyle devam etti: “Nerenin altını alıp yol yaptılarsa heyelan meydana geldi. Yine yapılacak çalışmalar sırasında dere yatağı değiştirilecek. İnsan buna nasıl 'evet' der anlayamıyorum. Daha sonra da bir şey yaşanınca adına afet diyorlar. Yarın orada ne olacağı bugünden belli. Derenin önüne duvar mı örülecek? Dere bu duvarları da söküp atıyor.”   MA / Tolga Güney