Unite The Union Üyesi Burke: Avrupa’nın tecride dair sessizliği utanç verici 2021-03-10 09:02:22 ANKARA - Öcalan Özgürlük kampanyası yürütücülerinden Unite the Union üyesi Tony Burke, PKK Lideri Öcalan üzerinde uygulanan tecride karşı Avrupa’nın içerisinde bulunduğu sessizliğinin "utanç verici" olduğunu söyledi.  İngiltere’de 2016 yılında başlatılan “Freedom for Ocalan” (Öcalan’a Özgürlük) kampanyası devam ediyor. Britanya’nın 1,5 milyon üyeli en büyük sendikası Unite the Union ile 700 bin üyeli GMB sendikaları tarafından yürütülen kampanyanın Öcalan’ın özgürlüğü sağlanana kadar devam edeceği kamuoyuna duyurulmuştu. Kampanya kapsamında Britanya kamuoyunda Öcalan’ın mücadelesi, fikirleri anlatılıyor. Kampanyaya öncülük eden Unite the Union ve GMB gibi 48 sendikayı bünyesinde barındıran ve 5,5 milyon emekçiyi temsil eden İşçi Sendikaları Birliği, Britanya’nın en büyük emek örgütü konumunda.   İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 2019 yılında 200 gün süren açlık grevleri döneminde Türkiye’ye gelen Uluslararası Barış Delegasyonu içinde yer alan Unite the Union Genel Sekteri Tony Burke, kampanya kapsamında yaptıkları çalışmalara ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.   Öcalan üzerinde uygulanan tecride karşı Avrupa’nın sessizliğini "utanç verici" olarak tanımlayan Burke, İmralı’da uygulanan tecride karşı Avrupa Birliği’nin (AB) kesin bir tavır almadığı eleştirisinde bulundu. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tecride karşı bir şeyler yapabilecek güçte olduğunu ifade eden Burke, “Çok daha net bir duruş sergileyebilirdi. Türkiye'de bir diktatörlük var. Ve görüyoruz ki AB’den çekinmeden bir şeyler söyleyip, bir şeyler yapabiliyorlar. Bunun nedeni AB’nin bu konulardaki sessizliği. Artık Birleşik Krallık AB üyesi olmadan bizim bu konuda bir şey söylememiz çok güç ama bu durum bu konuda baskı oluşturmayacağımız anlamına gelmiyor” dedi.   ‘ÖCALAN ORTADOĞU’NUN MANDELASI’   Tecridin insanlığa hakaret olduğunu dile getiren Burke, “Bunu her platformda tekrar tekrar söyledik, Öcalan Orta Doğu'nun Mandelası’dır ve serbest bırakılması gerekiyor. Ama ne yazık ki Avrupalı pek çok ülkenin hükümetleri, bu insanlık ayıbı karşısında sert bir tavır almaktansa, Türkiye ile sıcak ilişkiler içinde olmayı tercih ediyor. Şu anda İngiltere'de de muhafazakâr bir hükümet var. Hükümetle bu konuda iletişime geçiyoruz ama bir sonuç alamıyoruz” diye konuştu.   İngiltere’de İşçi Partisi milletvekillerinin sık sık tecridi parlamentoda gündeme getirdiğini kaydeden Burke, “AB'den çıktığımız için hareket alanımız bu konuda biraz daraldı. Ama bulduğumuz her platformda Avrupalı meslektaşlarımızla bu konuyu gündeme getiremeye çalışıyoruz. Onca yetkisi ve ekonomik gücüne rağmen AB'nin tecride son vermek için bir adım atmaması çok büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Bu onlar için hiç zor değil aslında” ifadelerinde bulundu.   ‘ÖZGÜRLÜGÜ KÜRT SORUNUNU ÇÖZER’   Öcalan’ın vizyonu, becerisi ve uluslararası gördüğü saygıyla Kürt sorununun çözümünde yardımı olabilecek en önemli aktör olduğunu dile getiren Burke, “Kürt toplumu tarafından gördüğü saygıyı da eklemek gerekiyor. Neden Ortadoğu'nun Mandela’sı diyorum; Mandela’da Güney Afrika'da bulunan Robben Ada Hapishanesi'nde tutulmuştu. Tutuklu bulunduğu 27 yılın 18'ini bu adada hücrede geçirmesi bir insanlık ayıbı olarak adlandırılabilir. Güney Afrika'daki sorun ancak Mandela Robben Hapishanesi'nden bırakılıp, özgür kaldığında çözülebildi. Ve inanıyorum ki Öcalan'ın serbest bırakılması da aynı sonucu verecek” diye belirtti.    ‘ÖCALAN SERBEST BIRAKILMALI’   Türkiye’de diktatörlük olduğunu aktaran Burke, şöyle devam etti: “Erdoğan da gittikçe daha ekstrem kararlar alıyor. Birleşik Krallıkta ve diğer Avrupa ülkelerinde ele almamız gereken hükümetlerimizi nasıl 'Artık Öcalan'ı serbest bırakmanız gerekiyor' demeye ikna edeceğimizdir. Bunu tüm ülkelerin hükümetlerine dayatmaları gerekiyor ve bu kolay bir iş değil. Bazı Avrupa ülkelerinin diğerlerinden daha kolay ikna edileceğini düşünüyorum. Mesela Trump varken ABD'nin böyle bir adım atmasını beklemek saflık olurdu. Bu imkansızdı. Trump, Erdoğan'ın harika bir adam olduğuna inanıyordu. Şimdi Joe Biden nasıl olacak bilemiyorum. Ama şunu biliyorum ki Biden insanları dinlemeye daha açık. Ve ABD'de sendikalarda beraber çalışabildiğimiz dostlarımız var. Bu dostlarımızın bu konuyu Joe Biden ve Kamala Harris'in dikkatine sunacağına inanıyoruz.”     ‘TOPLUM FARKINDA DEĞİL’   İmralı’da uygulanan tecride ilişkin AB’de pek çok kişinin konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını söyleyen Burke devamla, “Bu yüzden basın yoluyla, kampanyanın kitapçıklarıyla bilgilendirme yapmaya çalışıyoruz. Keşke dikkatlerini daha fazla çekebilsek bu konuya. Bu biraz da bu ülkelerin Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkileriyle ilgili. Türkiye onlar için bir iş ortağı olarak ne anlama geliyor? Tecride karşı kampanyamızın karşı karşıya olduğu en büyük sorun bu. Bu nedenle bu ilişkileri tabandan kurmayı önemsiyoruz. Bu sorun tabanın ne kadar gündemine girebilirse, yönetimlerin de o kadar gündemine girmek zorunda kalacaktır. Bunu başarmak zorundayız. Ve bunu yapmanın pek çok yolu var. Basını, interneti her şeyi kullanmak zorundayız ki bu insan hakları ihlali sıradan insanın gündemine girsin" şeklinde konuştu.    ‘DEMOKRASİ VE İNSANLIĞIN GEREĞİ’   Mandela’nın da oluşan kamuoyu ardından cezaevinden çıktığı hatırlatmasında bulunan Burke, “Konuyu sıradan insanın anlamasını sağlamamız gerekiyor ve bu da çok, çok uzun bir zaman alıyor. Bunun dışında ise, ana akım medya bu tip konuları ancak ünlüler tarafından dile getirilmeye başladığında gündeme alıyor. Öcalan'a Özgürlük kampanyamızda yer alan bazı İngiliz ünlüler, oyuncular, müzisyenler var. Daha fazlasına mesajımızı ulaştırıp kampanyaya dahil etmemiz gerekiyor. Ulaşabildiğim herkese buradaki yanlışı anlatmaya çalışıyorum. Bu insan bunca yıldır tek başına bir hücrede tutuluyor. İletişim hakkı engelleniyor. Sağlık sorunları var ve sağlığa erişimi engelleniyor. Bu insan bir adada tutuluyor! Bu çok yanlış ve tüm uluslararası anlaşmalara da aykırı. Bu insanla dayanışma halinde olmamız gerekiyor. Bu insanın yanında olmamız gerekiyor. Bu demokrasinin ve insanlığın bir gereğidir” dedi.   YALNIZLIĞA TERK EDİLMEYECEK   Öcalan’a Özgürlük kampanyalarının adalet ve özgürlüğü önemseyen herkesin desteklemesinin insanlık görevi olduğunun altını çizen Burke, “İngiltere'de bunun yolu sendikal hareketten, özgürlük protokolünün devreye sokulmasından, milletvekilleriyle lobi yapmaktan geçiyor. Bunu yapmalıyız ki orada unutulduğunu düşünmesin. Çünkü orada unutulup yalnızlığa terkedilmeyecek" dedi.    ‘PANDEMİDE SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN DEVAM ETTİK’   Burke, 2019 yılında yaptıkları Türkiye ziyareti ardından Unite the Union çatısı altında birçok çalışma yaptıklarını belirtti. Britanya sendikalarının da desteği ile “Öcalan’a Özgürlük” kampanyası başlattıklarını dile getiren Burke, pandemi ile birlikte çalışmalarının sekteye uğradığını belirtti. Pandemi sürecinde kampanyalarını sosyal medya hesapları olan Twitter ve Facebook üzerinden yürüttüklerini anlatan Burke, “Öcalan'a özgürlük talebimizi her platformda dile getirdik. Unite the Union olarak bir kitapçık yayınladık, lansmanını Londra'da yaptık, çok başarılı bir lansman oldu. Bu kitapçığı mümkün olan herkese iletebilmek için ücretsiz dağıttık. Kampanyamız pek çok sendika tarafından da desteklendi. Parlamentoda tekrar tekrar soru önergeleri verdik. TUC Genel Sekreteri Francis O'Grady ve sendikanın diğer yöneticileriyle basın açıklamaları düzenledik ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.    ‘SEMİNERLER DÜZENLEYECEĞİZ’   Koronavirüse dair aşılama çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Burke, karantinanın sona ermesi ardından çalışmalarını hızlandıracaklarını vurguladı. İngiltere Meclisi'ne verilmek üzere hazırladıkları önergelerin olduğunu da sözlerine ekleyen Burke, “Öcalan ve Kürdistan’ı anlatabileceğimiz yüz yüze seminerler düzenleyeceğiz. Bütün bunlar dışında Global Sendikalar Federasyonuyla ve Türkiyeli sendikalarla da iletişim halindeyiz” diye belirtti.   ‘PANDEMİ BİTER BİTMEZ GELECEĞİZ’   Türkiye’ye yeniden gelmeyi de planladıklarını ifade eden Burke, içerisinde farklı sektörlerden sendika çalışanları ve işçilerin de dahil olacağı kişilerden oluşan bir heyet kurmayı planladıklarını kaydetti. Burke, “Pandemi biter bitmez gelmek istiyoruz. Pandemi bitince küresel ölçekte sendika toplantıları yapabileceğimiz zaman ilk gündem maddemiz bu. Bu konuyu büyük toplantıların gündemine almakta zorlanıyoruz. Ama kongre zamanları aralarda yan toplantılar oluyor. Farklı ülkelerin sendika temsilcileriyle oturup dostça sohbetler edip bir kahve içebilme fırsatı buluyoruz. Pandemi sonunda bu noktaya varabildiğimiz zaman bunu yapmayı planlıyoruz. 'Bakın, Türkiye'de ve Ortadoğu'da böyle bir sorun var. Bunu sorunu parlamentonuzda gündeme getirebilir misiniz?' diyebiliriz. Mesela İskandinavya çok önemli bir müttefik. Politik tutsakların ve haksız yere tutuklanan insanların serbest bırakılması çalışmalarında çok uzun bir geçmişleri var” ifadelerinde bulundu.   Burke, son olarak “Öcalan o adada yalnızlığa terkedilmeyecek” dedi.   MA / Berivan Altan - Gözde Çağrı Özköse