Qamişlo direnişi Rojava devrimiyle taçlandı 2021-03-12 09:32:39 URFA - Baas Rejimi’nin saldırılarına karşı Kürtlerin tarih yazdığı Qamişlo direnişinin üzerinden 17 yıl geçti. Direnişin tanıklarından Nasreddin Ahmê, Rojava devrimine işaret ederek, “Kürt gençlerinin kanı yerde kalmadı” dedi. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde 12 Mart 2004’de El Cihad ve El Fitiwa takımları arasındaki futbol maçında çıkan olaylarla başlayıp, Baas Rejimi’nin Kürtlere yönelik saldırısına dönüşen ve 52 kişinin yaşamını yitirdiği Qamişlo Direnişi’nin üzerinde 17 yıl geçti. Maçın oynandığı stadyumdan başlayarak Qamişlo, Serêkaniye, Heseke, Amude, Efrin, Halep ve Şam’a kadar uzanan olaylarda Kürt halkı Baas Rejimi’ne karşı serhildana kalkarak tarihteki yerini aldı.    Baas Rejimi, “Bijî Kurdistan bimre rejîma baas” şiarıyla sokaklara inen Kürt halkının direnişini silah ve tanklarla bastırmaya çalıştı. Nitekim rejim güçlerinin direnişçilere yönelik saldırılarında 52 Kürt yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Yine direnişe katılan binlerce genç gözaltına alınarak tutuklandı.    ‘KATLİAMA GELMİŞLERDİ’   Dönemin tanıklarından Koma Qamişlo’nun yöneticisi Nasreddin Ahmê (50) o günleri “Qamışlo direnişi denildiğinde ilk olarak kahramanlık akla gelir” sözleriyle anlattı.    Nasreddin Ahmê, 12 Mart’ın Qamişlo’nun direniş tarihi olduğunu söyleyerek: “Qamişlo’ya, Der e Zor takımı gelmişti. Ancak onlar maça gelmemişlerdi, katliam yapmaya gelmişlerdi. Yanlarında taş, sopa, bıçak ve daha birçok kesici alet ile gelmişlerdi. Suriye Güvenlik Güçleri’nin de bunlardan haberi vardı, yani birlikteydiler. Maç başladı. Daha sonra gençlerimize saldırdılar. Gençlere yönelik saldırılar şiddetlenince Qamişlo’daki gençler kim olayı duyduysa yönünü stadyuma çevirdi. O esnada 3 çocuk katledildi. Çatışmalar büyüdü. Saldırıyı duyan herkes stadyuma akın etti. Dönemin Heseke Valisi Qamişlo’ya gelip, Kürt halkını üzerine kurşun yağdırılması emrini verdi. Orada birkaç genç şehit düştü. İlk şehit düşenin adı Gîvara’ydı” dedi.    KÜRTLERİN DİRENİŞİ    Stadyumdaki saldırılar sonrası Kürtlerin direnişe geçtiğini söyleyen Ahmê, “Herkes direnişin bir ucundan tuttu. Kimisi yaralılar için kan verdi, kimisi saldırıları fotoğraflayıp, direnişi dünyaya duyurdu. Sürekli toplantılar yapıldı. Saldırılara karşı ne yapılabilir noktasında sürekli bir bilgi alış verişi oldu. Yürüyüşlere katılım çağrıları yapıldı. Şehit düşen gençlerin cenazesi binlerce kişinin omuzunda, yapılan yürüyüşlerle mezarlığa götürüldü. Yıllarca süren ve Kürtlerin dilinden düşmeyen 'Bijî Kurdistan bimre Rejima Baas' sloganları atılıyordu ve o sloganlar hala geçerliliğini koruyor” diye belirtti.    Cenazelerini defnedilmesinin ardından Baas Rejimi’ne bağlı askerlerin silahlarla bir kez daha halkı taradığını söyleyen Ahmê, şunları ekledi:“Ellerinde silah, sopa ve bıçaklar vardı. Tekrarlanan saldırılarda birçok genç şehit düştü. Gençler saldırılara karşı ne yapılması noktasında toplantı aldılar. Tek yol direnişti. Şehit düşen, yaralanan ve tutuklanan gençler halk tarafından sahiplenildi. Onlarca şehit vardı, ağır bir yük vardı. O dönem herkes üzerine düşeni yaptı.”    ‘GENÇLERİN KANI YERDE KALMADI’    Dört parça Kürdistan’da Kürtlerin hala saldırı altında olduğu, ancak direnişlerinin de büyüyerek sürdüğünü dile getiren Ahmê, Rojava’nın 20 yıl önceki hali ile şimdiki arasında çok büyük bir fark olduğunu söyledi. Ahmê, konuşmasını şöyle noktaladı: “Kürtler şimdi daha çok başarılı. Kürtlerin askeri güçleri var. Ciddi bir örgütlenme ve direniş hali var. Yüz yıllardır kanı dökülen Kürt gençlerinin kanı yerde kalmadı.”   KÜRT BİRLİĞİ    Maç esnasında yaşanan saldırıyı kamerasıyla görüntüleyen ve birçok yerde yayınlanmasını sağlayan Siud Husseın de 12 Mart günü bir isyanın başlangıcı olduğunu, Kürtlerin korkmadan o isyanı ve direnişi yıllarca sürdürdüğünü söyledi.    O gün Kürtlerin genci ve yaşlısıyla üzerine düşeni yaptığını ve direnişi sahiplendiğini söyleyen Husseın, “O dönem her Kürt, sivil toplum kurumu, insan hakları kurumları ve siyasi parti içerisinde bulunan herkes rolünü oynayarak halkımıza uygulanan acı ve zulmü açığa çıkarmak seslerini dünyaya duyurmak istedi. Şüphesiz 12 Mart şehitlerinin kanı ve halkın emeğiyle bugün Rojava’da bir yönetim ve Kürtlerin nefes bulduğu bir yaşam bulunmakta. Bu tür katliamlar ve saldırılar Kürtlerin birbirini sahiplenişinin önemini açığa çıkarıyor. Bu sahipleniş katliam gerçekleşmeden olmalı. Şimdi baktığımızda zulüm ve zorbalıktan demokrasinin bulunduğu bir yere doğru evrildi yaşananlar” şeklinde konuştu.    MA / Barış Polat