Zalime karşı direnişin simgesi: Çağdaş Kawa 2021-03-13 09:02:58 İSTANBUL - Diyarbakır Cezaevi’nde üç kibrit çöpüyle gerçekleştirdiği eylemle “Çağdaş Kawa” olarak tarihe geçen Mazlum Doğan’ın ağabeyi Fevzi Doğan, “Mazlum’un direngen ruhuyla Newroz alanlarına akalım” çağrısı yaptı.  Demirci Kawa’nın Asur’un zalim hükümdarı Dehak’a karşı kazandığı zaferin simgesi olan Newroz, 2633 yıldır Ortadoğu ve Asya halkları tarafından kutlanıyor. O günden bu yana zalimliğe ve zorbalığa karşı halkların direniş sembolü olan Newroz’da milyonlarca kişi Kawa’nın izinden yürüdü. Bunlardan biri ise, 12 Eylül 1980 askeri darbenin ardından Diyarbakır Cezaevi'nde işkence ve baskılara karşı 21 Mart 1982'de Newroz gecesi 3 kibrit çöpünü yaktıktan sonra yaşamına son veren PKK’nin öncü kadrolarından Mazlum Doğan oldu. “Çağdaş Kawa” olarak Kürt tarihine geçen Doğan, Demirci Kawa’nın ardından Newroz’un en önemli simgelerinden biri haline geldi.    Doğan hakkında çok sayıda şarkı, şiir, kitap yazılırken, hikayesi, mücadelesi, duruşu ve kararlığı dilden dile dolaşarak, efsaneye dönüştü. Tepeden tırnağa direniş ve kararlılık kesilen Mazlum Doğan, zindanın kör hücresinde gerçekleştirdiği eylemiyle Dehak zihniyetinin karanlığına karşı Kürt halkının Newroz ateşi ve ışığı oldu. Çağdaş Kawa efsanesi dilden dile yayılırken, binlerce Kürt ailesi, Doğan’ın anısına çocuklarına Mazlum adını verdi.   ÜNİVERSİTE YILLARI    Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Goman köyünün Seyidan mezrasında 1955 yılında dünyaya gelen Doğan, burada ilkokul birinci sınıfı okuduktan sonra yaşamına, babasının işleri nedeniyle taşındıkları Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde devam etti. İlk ve ortaokulu burada tamamlayan Doğan, eğitimine Dersim’de bulunan Öğretmen Okulu’nda devam etti. Okulda yaşanan haksızlıklara karşı tepkisiz kalmayarak mücadele eden Doğan, bir grup arkadaşıyla birlikte Balıkesir’de bulunan öğretmen okuluna sevk edildi. Doğan tüm olumsuz koşullara rağmen liseyi burada tamamlayarak, Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri olan Hacettepe Üniversitesi’nde Ekonomi Bölümü’nü kazandı.   Doğan’ın üniversite yılları aynı zamanda mücadeleye aktif katılım yılları olurken, 3’üncü sınıfa geldiğinde üniversiteyi bırakarak kendini tamamen politik mücadeleye adadı.   Yaşamını yitirişinin 39’uncu yılında Doğan’ın yaşamını, çocukluk ve gençlik anılarını, haksızlıklara karşı mücadeleci duruşunu anlatan ağabeyi Fevzi Doğan, her Newroz’da kardeşlerini hasret ve özlemle andıklarını dile getirdi.   ÇOK ARKADAŞ EDİNİRDİ   Mazgirt’te bütün köy halkı olarak zorlu yaşam şartları altında yaşadıklarını ifade eden Fevzi Doğan, tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağladıkları köyde tek odalı bir evde 7-8 kişi yaşadıklarını anlattı. Kardeşinin henüz çocuk yaşta duruşu ve davranışları ile cesur kişiliğinin ön plana çıktığını dile getiren Doğan, “Mazlum çocukluğunda da afacan biriydi. Canlı, hareketli biriydi. Çocukluğunda bir takım davranış ve hareketlerinden cesur olduğu belliydi. Aynı zamanda diğer bir özelliği de çok arkadaş ediniyordu. Biraz kekemeliği vardı ama konuşkandı. Sonradan fazla okumanın da etkisiyle kekemeliği aştı. Şakacı ve espriliydi. Arkadaş çevresi bayağı fazla oluyordu” dedi.   ÇOCUKKEN BİLE CESURDU   Fevzi Doğan, köyde yaşadıkları dönemde pek çok anıları olduğunu söyleyerek, “Cesaretini belirtmek açısından bir anımızı anlatayım. Bizim köye yakın bir yerde Teman Deresi var. Baharda da karlar eriyince çok gür akar. Orada şelale gibi bir yer var. Birazda korkunç bir yer. Yaramazlık yaptığımız zaman anne ve babamız bizi oraya götürüp atacaklarını söylüyorlardı. ‘Bir daha yapmayız’ diye yalvarıyorduk ama Mazlum hiç korkmuyordu. ‘Yaramazlığa devam edeceğim, beni götürün atın’ diyordu. Çocukken bile cesur biri olacağına dair pek çok işaret vardı” diye anlattı.   OKUMAYA MERAKLIYDI   Karakoçan’a taşınma süreci ve sonrasında yaşadıklarını da anlatan ağabey Doğan, “Ortaokulda ve öğretmen okulunda dersleri iyiydi. Okumaya meraklı olduğu için kültür düzeyi de yüksekti. O yüzdendir ki öğretmen okulu gibi normal liselere göre bazı derslerin olmadığı bir okuldan mezun olduğu halde Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden birini kazandı. Çalışkan ve okumaya düşkündü” diye konuştu.   ÜNİVERSİTEDEN ZİNDANA   Kardeşinin üniversiteye gittikten sonra aktif siyasi hayata adım attığını belirten Fevzi Doğan, sonraki süreçte uzunca bir süre kardeşinden haber alamadıklarını belirterek, “Meğer tutuklanmış. Diyarbakır Cezaevindeymiş. Bundan haberimiz yoktu. Bir buçuk yıl sonra cezaevinden çıkan bir tanıdığımızın söylemesi üzerine öğendik. Daha sonra cezaevine ziyarete gittik. Birkaç defa ben de gittim ziyarete. İlk ziyaretimiz gerçekleştiğinde henüz 12 Eylül faşist cuntası gerçekleşmemişti. Cezaevi de henüz Bağlar’a taşınmamıştı. Sivil bir cezaeviydi. Orada gayet normal bir şekilde görüşmemiz oldu. Cezaevi Bağlar’a taşındıktan sonra da birkaç görüşmemiz oldu ama tabi ona da görüşme denilirse. Görüşme denilemeyecek şeylerdi. Birkaç saniye ya da birkaç dakika sürüyordu. Zaten çok kalabalık bir ortamda çok gürültülü bir şekilde oluyordu. Gardiyanlar çabuk bitirin diye zorluyor” diye belirtti.   HABERİ NASIL ALDILAR?    Fevzi Doğan, kardeşinin yaşamını yitirmesinin haberini nasıl aldıklarını şöyle anlattı: “Çalıştığım bir kurumda kurum müdürü beni çağırdı. ‘Kardeşiniz askerde vefat etmiştir’ dedi. Artık kendisine öyle mi söylendi bilmiyorum. Daha sonra Diyarbakır’a gittik. Akrabalarımız geldi. Cenazeyi aldık. Cenazeyi aldıktan sonra Elazığ yol ayrımına kadar güvenlik güçleri takip etti, sonra bıraktılar. Getirip cenazemizi doğduğu köyde defnettik.”    ‘HEP KALBİMİZDE’   Birçok zaman kardeşinin hayatta olması halinde nasıl bir hayat yaşıyor olabileceğinin hayallerini kurduğunu aktaran Doğan, “Keşke yaşamış olsaydı. Ama ne yazık ki işkenceler, baskılar ve dayanılmaz uygulamalara karşı yaşamını yitirdi. Mazlum hep aklımızda ve kalbimizdedir. Newroz günlerinde de daha büyük hasret ve özlemle anıyoruz” diye konuştu.   ÇAĞDAŞ KAWA    Ağabey Doğan, Mazlum Doğan’ın Kürt halkı tarafından “Çağdaş Kawa” olarak tanımlanmasını, adına şarkılar, şiirler, kitaplar yazılmasının ve büyük değer görmesinin kendileri adına gurur verici bir durum olduğunu kaydetti. Newroz’un Ortadoğu hakları tarafından kutlandığının altını çizen Doğan, “Mazlum’un da Newroz gecesi hayatını kaybetmesi, halkın da ona o şekilde değer vermesi elbette ki bizce çok değerli. Kardeşinin böylesi değer görmesi önemli bir şey” dedi.   NEWROZ’DA BÜYÜYEN ÖZLEM   Newroz’a aile olarak ayrı bir önem verdiklerine ve bugünde kardeşini daha çok hatırladıklarına vurgu yapan Doğan, “Newroz gecesi yaşadıklarını, başına gelenleri hatırladıkça Newrozlarda onu daha büyük bir hasret ve özlemle anıyoruz. Öte yandan Newroz günlerinde ön plana çıkarılması, önem verilmesi aile olarak bizi sevindiriyor. Aile fertlerinden birinin böylesi bir öneme sahip olması önemli bir durum” ifadelerini kullandı.   NEWROZ’A KATILIM ÇAĞRISI   Şimdiden başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkların Newroz’unu kutlayan Fevzi Doğan, “Mazlum Doğan'ın direngen ruhuyla Newroz alanlarına akalım” diyerek, herkesi bu yıl gerçekleştirilecek olan Newroz'a katılmaya çağırdı.    MA / İdris Sayılğan