5’inci yılında Nusaybin davası: Buhran çağında haysiyeti gösterdiler 2021-03-14 09:47:57   MARDİN - Nusaybin’de 5 yıl önce ilan edilen ve yoğun çatışmalara sahne olan sokağa çıkma yasakları sırasında kentten tahliye edilerek tutuklananlara ağır cezalar verildi. Avukat Rengin Ergül, yargılama sürecini "Buhran çağında haysiyeti gösterdiler bize. Tutuklular haysiyet mücadelesini gösterdiler ve bunun sonucunda da cezalandırıldılar" diyerek özetledi.    Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı, aylarca süren yoğun çatışmalara sahne oldu. Sivil Savunma Birlikleri (YPS), “Nusaybin’den çekildik” açıklamasını yaptığı 26 Mayıs’ta, kentte mahsur kalan 17’si çocuk en az 70 kişi tahliye edildi. Tahliye edilenler, günler süren işkencelerin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Hazırlanan iddianamelerle tutuklularla ilgili iki ayrı dosyadan yargılamalar başladı. Dava kapsamında tahliye olan kimi isimler hakkında farklı mahkemelerde davalar açıldı. Savunma yapan tutuklular, kentte yaşananları ve neden kentte kaldıklarını bir bir anlattı. Kentten tahliye edilmeleri ve gözaltında maruz kaldıkları işkenceyi de aktaran tutukluların duruşmaları sırasında ortaya koydukları tavır sonucu, dosya 25 Şubat 2019’da tefrik edildi.    Tutuklular tefrik kararına rağmen mahkemedeki tavırlarını değiştirmezken, slogan attıkları gerekçesi ile birçok kez mahkeme heyeti önünde darp edildi. Dosyada 70 kişiye ilişkin yapılan yargılamalarda, 67 kişi ağır hapis cezalarına çarptırıldı. İşkenceye uğradıkları fotoğraflarla ortaya çıkmasına rağmen yapılan suç duyuruları ve savcılığın resen başlattığı soruşturma ise sonuçsuz kaldı.    SAVUNMALAR    Görülen duruşmalarda savunmalarında Demokratik Özerklik Modelini anlatan tutuklular, her defasında mahkemeden beklentileri olmadığını dile getirerek, “Bizi özgür kılacak şey, Kürt halkının ve toplumsal kesimlerin özgürlüğü olacaktır. Bu nedenle bireysel menfaatlerimizin peşine düşmeyeceğiz” vurgusunda bulundu. Tutuklular, savunmalarda “Demokratik Özerklik bir barış projesidir ve barışın güvencesidir. Demokratik Özerklik sürecinde devletin bölünme ve parçalanma korkuları giderilecektir. Demokratik Özerklik söylendiği gibi toplumları ayrıştıran değil, bir arada yaşama olanağı sağlayan, toplumları yakınlaştıran bir modeldir, özerklik çözüm için önceliklidir” tespitlerinde bulundu. Tutuklular, mahkemenin savunmalar karşısındaki cezalandırmaya dönük tavrına karşı ise “Bizi ancak halk yargılayabilir” dedi.    'DÜŞMAN HUKUKU'    Nusaybin Davası’nda yaşananları ve verilen kararları değerlendiren avukat Rengin Ergül, davanın henüz başlamadan nasıl ilerleyeceğinin çıkan haberlerden anlaşıldığını söyledi. Ana akım medyada büyük puntolarla kentten tahliye edilenlerin “terörist” olarak lanse edildiğini hatırlatan Ergül, “Kim oldukları, sivil olup olmadıkları, kimin nereden çıktığı gözetilmeden hepsi ‘terörist’ ilan edildi. Yargılamalar da o yüzden böyle devam edildi. İddianameler hazırlanırken, bu kişiler hakkında herhangi bir yargılama olmamasına rağmen ‘örgüt üyesi’ diye bahsediliyordu. Dolayısı ile bütün yargılama boyunca düşman ceza hukuku uygulandı. Tahliye edilenler yakalandıktan hemen sonra işkence görmüştü. Çekilen teşhis tutanaklarında bunlar belli oluyordu. Zaten o dönem Cumhuriyet Savcısı kendiliğinden işkence soruşturması başlatmıştı ama yargılamalar yığınla askerin olduğu, işkence yapan polislerin olduğu salonlarda yapıldı” ifadelerini kullandı.    AĞIR CEZALAR    Yargılama boyunca avukatların bütün taleplerinin reddedildiğini ifade eden Ergül, dosyada başından beri ne olacağının bilindiğini, heyetin değişmesiyle mahkeme heyetinin tavrının daha da sertleştiğini ve avukatların itirazları dinlenmeden dosyanın tefrik edildiğini söyledi. Dosyaların tefrik edilmesinin nedeninin, yargılanan isimlerin ülkede yaşanan birçok olayda politik tavır sergilemeleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı tavırlarını dile getirmeleri olduğunun altını çizen Ergül, “Dosyayı tefrik etmekteki amaç bunu kırmak, kişiyi yalnızlaştırarak, onunla baş etmeye çalışmaktı. Dayanışmadan yoksun kılma aynı zamanda avukatları da yalnızlaştırmaktı. Bu tür bir politika ile ağır cezalar verildi. İddianamede kimin hangi suçu işlediği hiçbir zaman tespit edilmedi ama bu cezalar verildi” dedi.   HAYSİYET MÜCADELESİ   Yargıtay’ın dosyalarda verilen cezaları bozması gerektiğinin altını çizen Ergül, adil yargılama hakkının tutukluların elinden alındığına dikkat çekti. Mahkeme süreçlerinde neredeyse duruşmaların tamamında yer aldığını belirten Ergül, her celse tutukluların ciddi bir motivasyon ve dirençle salona geldiğini dile getirdi. Tutukluların haklarında istenen cezanın yüksekliğine aldırış etmeden siyasi tavırlarını ortaya koyduğunu ifade eden Ergül, şöyle devam etti: “Tek söz hakkı kullanabildikleri duruşma salonlarında ciddi bir direnç gösterdiler. Duruşma salonunu gördükleri işkenceye rağmen etkili kullandılar. Birbirlerinden ve kamuoyundan ciddi güç aldılar. Şeyla Benhabib’in ‘Buhran Çağında Haysiyet’ isimli kitabında olduğu gibi, buhran çağında bize haysiyeti gösterdiler. Haysiyet mücadelesini gösterdiler ve bunun sonucunda da cezalandırıldılar.”   CEZALAR   Dosya kapsamında yargılanan ve yaşları 18’in altında olan kişilere şu cezalar verildi: Şükrü Aybek, Heja Alğan, Emre Topçuoğlu, Baran Eman, Çeçan Kilkaya, Dilan Aslan, Haşim Erkol ve Nurettin Kayar’a 35’er yıl 10’ar ay, Zehra Kaya 18 yıl, Fatma Aslan 21 yıl 7 ay, Hüseyin Bağ’a 11 yıl, Nurcan Aslan’a 25 yıl 8 ay, Murat Gazioğlu’na 11 yıl 4 ay, Deniz Kılınç’a 34 yıl 6 ay, Simanur Pamuk’a 30 yıl, Barış Mutlu’ya 36 yıl 6 ay ve Kasım Balta’ya 32 yıl 6 ay.   Dosyada yaşları 18’ün üstünde olup, yargılananlar ve verilen cezalar ise şu şekilde: Yasemin Erkol, "örgüt üyeliği" iddiası ile 10 yıl, Özgür Sevim’e ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl, İlyas Doğan ve Ömer Karataş’a ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıl, Osman Bozkurt, Hamit Acu ve Akar İkbal, ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Fırat Dari, Mazlum Yaşa, Nubahar Özdemir, Sadık Tan, Bayram Sevgin, İsmail Yılmaz ve Hatip Oyman’a ağırlaştırılmış müebbet ve 18 yıl, Ercan Dolaşır’a ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl, Onur Yılmaz, Erkan Benli ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl 3 ay, Şeyhmus Koç ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl 6 ay, Recep Yel ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl, Melis Teksan ağırlaştırılmış müebbet, Baver Başar ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıl, Mehmet Ziriğ ağırlaştırılmış müebbet ve 17 yıl, Süleyman Göksel Yerdut ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Dilber Tanrıkulu ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl, Sevda Deli, Tufan İlbaş ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl 6 ay, Ramazan Eroğlu 2 ağırlaştırılmış müebbet ve 3 yıl, Ömer Güner ile Faruk Engin’e ağırlaştırılmış müebbet ve 31 yıl, Resul Ergün’e 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl, Fırat Çiftçi’ye ise ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıl, Oktay Gül ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl 6 ay, Ferhat Doğan 18 yıl, Nurullah Akyüz’e ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl 6 ay, İbrahim Halil Ildız’a müebbet hapis ve 53 yıl.    Enes Taşkın’a müebbet hapis ve 18 yıl hapis, İbrahim Toktaş’a ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Abdulkadir Baybars’a ağırlaştırılmış müebbet ile 26 yıl 6 ay, evini terk etmeyen 5 çocuk annesi tutuksuz Nurşen Demir’e de 10 yıl, Osman Uçar, ağır müebbet ve 30 yıl 6 ay, Hogır Batu 84 yıl, engelli ve kimsesiz olduğu için kentte mahsur kalan Mehmet Tahir Avcı’ya 15 yıl, İbrahim Halil Karataş’a ağırlaştırılmış müebbet ve 21 yıl, Ünal Gümüş ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıl, Aydın Tekin ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıl, Rojhat Aydın, Sinan Şahin, Azize Yıldırım, Mahmut Aydın, Mahsun Çay’a ağırlaştırılmış müebbet ve 15’er yıl hapis.   DOSYALARI KAPATILDI   PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı tutuklu bulundukları cezaevlerinde yaşamlarına son veren Medya Çınar ve Siraç Yüksek hakkındaki dosyalar kapatıldı.    AYVERDİ ÖDÜLLENDİRİLDİ   Dosyada itirafçı olarak yer alan ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ile Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz’ın tutuklanmasına gerekçe yapılan ifadeleri veren Hicran Berna Ayverdi’ye ise ödül gibi ceza verildi. Ayverdi hakkında aynı gerekçelerle “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla verilen 8 yıl hapis cezası, indirim uygulanarak 3 yıl 4 aya indirilerek tahliye edildi.    MA / Ahmet Kanbal