Mazlum Doğan’ın yaktığı Newroz ateşi evinin önünde hala yanıyor 2021-03-20 09:03:13 DERSİM - Diyarbakır Cezaevi’nde 3 kibrit çöpüyle Newroz’u yeniden kökleriyle buluşturan Mazlum Doğan’ın ablası Serap Doğan Mutlu, “Kardeşimizin anısına her zaman kapımızın önünde ateş yakarız” dedi. Demirci Kawa’nın Dehak’a karşı verdiği mücadelenin zafer günü olan Newroz’un yasaklar nedeniyle neredeyse unutulmaya yüz tuttuğu 21 Mart 1982’de Diyarbakır Cezaevi’nde, 3 kibrit çöpüyle kutlayarak yeniden köklerine döndüren, bundan dolayı “Çağdaş Kawa” olarak anılan Mazlum Doğan, baskı ve işkenceye bedeniyle karşı koydu.    Mazlum Doğan’ın ablası Serap Doğan Mutlu, Mazlum Doğan'ı ve yaktığı Newroz ateşini anlattı.    Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Goman köyü Seyidan mezrasında dünyaya gelen Mazlum Doğan’ın birçok kıyafeti ve eşyasına el konulmasın diye Avrupa’ya gönderilmiş. Doğan’ın doğduğu oda şimdilerde kullanılmıyor, ancak odadaki masası ve fotoğrafları hala duruyor. Kardeşinin anılarına sahip çıkmak için doğduğu eve yerleşen ablası Mutlu, Doğan’ın yaktığı ateşin sıcaklığıyla bu evde yaşamını sürdürdüğünü belirtti.     HİÇ AYRILMADILAR    Aynı mücadelede yaşamını yitiren ve “Canê Canê” şarkısıyla hafızalarda silinmez izler bırakan diğer kardeşi Delil Doğan ile Mazlum Doğan’ın aynı karede, lise yıllarda çekilmiş fotoğraflarını işaret eden abla Mutlu, “Hiç ayrılmadılar şimdi bile mezarları yan yana” dedi. Her gün kardeşlerinin mezarını ziyaret ettiğini dile getiren Mutlu, kardeşleriyle anılarını bu şekilde canlı tutuğunu ifade etti.    Mazlum’un cesaretli ve zeki oluğunu söyleyen Mutlu, “Öğretmenleri, akrabalarımız sürekli ‘bu çocuk ileride çok büyük bir insan olacak’ diyordu. 1968 yıllarında Mazlum ben Eskişehir’deyken yanıma gelmişti. O zamanlar 18 yaşlarımda mezun olmuştum. Hiç unutmam Mazlum bir kere mürekkep dökmüştü, o zaman çok sinirlenmiş ve onu dövmüştüm. Onu hiç unutmuyorum ve hatırladıkça çok duygulanıyorum. Mazlum hakikatten arkadaş canlısıydı. Her gittiği yerde zekâsıyla iz bırakan bir çocuktu. Öğretmenleri bile bunun farkındaydı. Onların zor dönemlerde cesurca mücadele etmeleri, mücadeleyi savunmaları herkesin yapabileceği bir şey değildi. Bizim bile başta onaylamadığımız durumlar olmuştu. Sonradan biz de anladık. Gerçekten böyle bir zulüm ve haksızlık düzenin altında yaşamaktansa mutlaka ‘dur’ demesi gereken cesur insanlar ve zeki insanlar çıkacaktı” diye konuştu.   TARİH BİZİ YAZACAK!   Babasının sürekli Mazlum’a okumaması yönünde tepki gösterdiğini belirten Mutlu,  Mazlum’un babasına “Baba bir gün tarih bizi yazacak” diye cevap verdiğini aktardı. “Hakikatten de tarih onları yazdı” diyen Mutlu, “Annem ise Mazlum’un bir şirkette müdür veya yönetici olmasını bu şekilde de halka yararlı olacağını söylemişti. Mazlum yine bunları kabul etmeyerek, ‘Bir ömür çalışarak 300 kişiyi kurtarabilirim, ama Kürtlerin tamamı için bir şey yapmamış olacağım. 300 kişiyi kurtarmak bu halkın kurtuluşu değildir. Kaldı ki ben patronun adına çalışamam işçinin adına çalışırsam zaten beni orada barındırmazlar’ demişti” ifadelerini kullandı.   ‘BİZİ HALKA ANLATIN’    Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu yıllarda sık sık Mazlum’un görüşüne gittiğini söyleyen Mutlu, mücadeleyi cezaevinde sürdürdüğünü belirtti. Her görüşüne gittiğinde Mazlum’un, “Eğer gerçekten bizim buradan çıkmamızı, baskıların azalmasını istiyorsanız bizi halka anlatın, çoğalmamızı sağlayın. Ancak bu şekilde kurtuluruz. İnsanlar bilinçlensin” sözleriyle anlattı.    O zamanlar Mazlum’un söylediklerini çok fazla anlamadığını dile getiren Mutlu, “Biz de bilinçli değildik, kitap ezberlemiştik öğretmen olmuştuk. Ne olacak köprüyü geçene kadar idare edin dediğimiz zaman ‘Öyle olmuyor’ derdi. Sana bugün ayağa kalk der, ayağa kalkarsın daha sonra başka bir şey söyler bunların sonu gelmez demişti” dedi.    DİRENİŞİ ÖRNEK OLDU   Mazlum’un verdiği mücadelenin sadece ailesine değil tüm Kürt halkına örnek olduğunu vurgulayan Mutlu, direnişleriyle herkesin güçlendiğini belirtti. Kardeşinin yaşamının yitirmesinin haberini almadan önce rüyasında gördüğünü dile getiren Mutlu, “Mart ayında tekrar görüşüne gitmeyi düşünüyordum. Mazlum rüyamda köye gelmişti. Tabi ben çok seviniyordum. Rüyamda ‘Sizi görmeye geldim ama tekrar gideceğim’ diyor. Ben, ‘Gitme biraz daha yanımızda kal’ desem de ‘Benim çok işim var gitmem gerekiyor’ demişti. Gittiği zaman büyük bir acı verdi. Uyanmıştım ve sabah olmuştu Mazlum’un haberini öğrenmiştim” şeklinde konuştu.   NEWROZ'A ÇAĞRI   Kardeşinin yaptığı eylemle birlikte Kürt halkına bir mesaj vermek istediğini ifade eden Mutlu, şöyle devam etti: “Bu mesajı Newroz bayramında yapmasının nedeni bir ışık yakmak istedi. Çünkü o dönem cezaevlerinde yoğun bir işkence vardı. İnsanlar teslim olmuş, bir kısmı da ihanete doğru gidiyordu. Bu ihanetle Kürtler belki 20 yıl daha geriye gitmiş olacaktı. Mazlum’un bu eylemi ile birçok şey farklılaşmaya başladı. Newroz Bayramı yeni bir gün anlamı taşıdığı için de Kürt halkı için yeni bir doğuşun başlangıcı oldu. Her Newroz kutlamaları bizim için çok büyük anlam ifade ediyor. Baskıların en zor ve yasak olduğu dönemlerde bile annemle birlikte katılmıştık. Bununla birlikte kardeşimizin anısına her zaman kapımızın önünde ateş yakarız. Geçen yıl pandemiden dolayı toplu kutlamalar olmamasına rağmen biz, kendi bölgemizde ateş yaktık. Newroz’a hiç gitmediğim dönem olmadı. Bu anlamda tüm halkımızda bu yılki Newroz kutlamalarına katılmalıdır. Önemli bir süreçten geçiyoruz. Değerlerimize layık olabilmek için her bireyin Newroz alanlarına akması lazım.”   MA / Ayşe Sürme