Newroz'a sahneden bakmak! 2021-03-22 13:24:32   DİYARBAKIR - Zaman aktıkça, kitle de alana aktı. Alan hıncahınç doldu. "Bijî Serok Apo" sloganı yeri göğü inletti, Öcalan posterleri meydanın her yerinde dalgalandı. Sloganlar yükseldikçe sahnede tansiyon da yükseldi, posterler dalgalandıkça birilerinde öfke de arttı.   Diyarbakır, dün tüm zamanların en görkemli Newroz'unu kutladı. Newroz'un ateşi de coşkusu da sözü de şarkısı da halayı da gürdü. Halk heyecanla, dirençle, kararlıkla gözünü kırpmadan Newroz'a sel gibi aktı, ateş oldu, yeri göğü inletti. Güneşe selam durdu, özgürlüğü haykırdı. 1990'ların ruhuyla kuşanmıştı, bir an olsun susmadı, durmadı; gözünde umut fışkırıyordu, dilinde zafer...   Böyle bir Newroz'a tanık olmak her gazeteciye nasip olmaz. Diyarbakır'ın son dört Newroz'una tanık oldum. Her yıl bir heyecan tutar beni; ama bu yıl bir başkaydı. Öncekiler bedenen büyük olsa da ruhu bu kadar canlı ve alev değildi. Gençti, atikti, netti, öfkeliydi, direngendi, kararlıydı... 2021 Newrozu'nun anlamıyla dolup taşmıştı; hiçbir engel tanımazdı ve tanımadı.     KEMAL'İN GÖZLERİ    Her yıl olduğu gibi bu yıl da daha gün doğmadan Newroz'un kutlanacağı alana yol aldık. Halk saatini 10.00'a göre ayarlasa da -Newroz alanına alınma vakti- biz gazeteciler için çok geç ve mesleğe aykırı. Sabahın köründe alana gelmeye önceleri anlam verememiştim. Ta ki Kemal Kurkut'un 2017 Newrozu'nda polis barikatları önünde vurulduğuna tanıklık ettiğim ana kadar. Elim ayağım donmuştu; ne kalemime ne de elimdeki fotoğraf makinesine dokunabilmiştim. Meslektaşım, deneyimlerinden çok şey öğrendiğim Abdurrahman Gök'ün o anları fotoğraflaması; yer ve zamanın bizler açısından ne kadar kıymetli olduğunu gösterdi. Kemal'den önce orada olmak, Kemal'in gözlerini gören son gözler olmak. O gözlerdi hakikati tüm çıplağıyla dünyaya gösteren...   'BOMBA' OLUP DÖNDÜ    4 yıl sonra Kemal'in vurulduğu yerdeydim dün sabahın ilk ışıklarında. Evrim Alataş Caddesi üzerinde bulunan polis barikatlarına dayandık; bakışları da tavırları da sertti. Ama kafaları karışıktı, ne yapacaklarını da bilmiyorlardı. Bizi karşılayan Newroz acemisiydi, habire amirine danışıyordu, barikatlar önünde beklettiği gazetecilere dair. "Bomba" olup döndü, "Bomba araması var" deyip kestirip attı. Gazeteciye de yasak saat 10.00'dan önce alana girmek.    Saatler 10.01'i vurduğunda Newroz'un kapıları binbir türlü zahmetle açıldı. Üst araması, kimlik kontrolü, basın kartı, HES kodu, çantalar, fotoğraf makineleri, kameralar, kalemler, not defterleri, bilgisayarlar, neyimiz varsa döküldü ortaya yere. Gazetecinin en iyi silahı içeri alınmadı; kalem yasak, defter serbest. Gel de yaz...    ALAN HALK, SAHNE POLİS     Dört ayrı kontrol noktasından geçtik; kalemim yanımda, ona sevinmiştim. Kalemim, not defterim, bilgisayarım ve fotoğraf makinemle konuşlanacağım sahneye hızlıca ilerledim. Sahne polisten geçilmiyordu. Alan halkla dolu, sahne polisle. Sahnede çadır kurmasına kurmuştular, ama diken üstündeydiler, hal ve hareketleri hep telaşlı. Sahneye çıkanı kayıt altına alıyorlardı. Polisin çalışma alanımızı daraltmasına rağmen sahneden kitleyi görecek bir şekilde işime koyuldum; polis fırsat verse. Polis yoğunluğu müzik grubu Karmete ile aramızdaki mesafeyi sıfırladı.    POSTERLER DALGALANDIKÇA...     Newroz alanı doldukça polislerin tavrı daha da sertleşti. Alandan sloganlar yükseldikçe polis amiri hop oturup hop kalktı. Sahnenin bir ucundan, ses mikserinin bulunduğu bir diğer uca talimat yağdırdı. Sloganları bastırmak için talimatla açtırdığı müziklerin Newroz meydanındaki coşkuyu yükseltmesi, öfkesini daha da artırdı. Zaman aktıkça, kitle de alana aktı. Alan hıncahınç doldu. "Bijî Serok Apo" sloganı yeri göğü inletti, Öcalan posterleri meydanın her yerinde dalgalandı. Sloganlar yükseldikçe sahnede tansiyon da yükseldi, posterler dalgalandıkça öfke de arttı.    KULEYE VİZE ÇIKTI AMA...   Saatler 14.00'e gelince sahne ile halk arasında da mesafe kalmadı. Barikatlar aşıldı, alan bir oldu. Bu manzara ölümsüzleştirilmeliydi. Her yıl gazetelere manşet olan sahne kulesinde fotoğraf çekmek için Newroz Tertip Komitesi’ne başvurdum. Onayı aldım, ama yetmedi. Kuleye giden merdivenleri polis tutmuştu. Polis amirinin onayıyla kuleye vize çıktı. Foto Film Şube Müdürlüğü'ne bağlı polis, keskin nişancılar gibi kuleye yerleşmişti. Sahnedeki vize kulede geçmedi. Nuh diyor peygamber demiyor. Oysa 2019 Newrozu'nda polis rica etmişti ve kule merdivenlerinden çıkmasına yardımcı olmuştum. Alacağın olsun…     ELDE VAR SIFIR   Tekrar indim sahneye. Kendisinin deyimiyle kule işi amiri aşmıştı. Amir küskün edayla, Newroz Tertip Komitesi Başkanı'na meydanı işaret ederek, “Her şeyi yaptınız” dedi ve hiçbir konuda yardımcı olmayacaklarını söyledi! Bir de ben talepte bulunayım derken, “Polisi ezip geçecek misin? Ezeceksen geç” cevabını aldım. Aman dikkat, provokasyonlara gelmeyelim! Sahneyi işgal eden polisler, Newroz programı bitince elde var sıfırla indiler. Sloganlar hala kulaklarda çınlıyor, posterler gözlerde dalgalanıyor...   MA / Özgür Paksoy