Tazminat istenen PKK’lilerin ailelerine istinaftan şaşırtıcı karar 2021-04-24 09:00:48 MARDİN – İçişleri Bakanlığı’nın bir saldırıda hayatını kaybeden polisin ailesine verilen tazminatı HPG’lilerin ailelerinden tahsil etmek için açtığı dava mahkemece reddedilmesine rağmen İstinaf "bağlayıcı olmadığı" gerekçesiyle kararı bozdu. Dosya avukatı Necim Dağ, yargılamanın politik bir yaklaşımla sürdürüldüğünü söyledi. Mardin’de 2003 yılının Ağustos ayında HPG’lilerin Nusaybin yolu üzerinde bir kontrol noktasına gerçekleştirdiği saldırıda hayatını kaybeden iki polis memurundan Mürsel Hacıoğlu’nun ailesinin İçişleri Bakanlığı aleyhine Mardin İdare Mahkemesi’nde açtığı maddi ve manevi tazminat davası HPG’lilerin ailelerine dönük ceza yargılamasına dönüştü.    Polis memuru Hacıoğlu’nun ailesinin açtığı dava Aralık 2014’de sonuçlandı. Aileyi haklı bularak Bakanlığın 22 bin TL manevi ve 62 bin 656 TL 88 kuruş maddi tazminat ödemesine karar veren mahkeme, polis memurunun yaşamını yitirdiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte toplam 271 bin 960 TL 39 kuruş tazminat ödenmesine hükmetti.   BAKANLIK DAVA AÇTI   Bakanlık ödediği bu tazminatı olayda hayatını kaybeden HGP’li Ali Akman ile aynı olaya karıştığı iddiasıyla 2013 yılında yaşamını yitiren HPG’li Şerif Şimdi’nin aile bireylerinden tahsil etmek için ayrı ayrı rücu davası açtı. Mardin 2'nci Asliye Hukuk Mahkemesi olaya dair başlatılan soruşturmada “takipsizlik” kararı verilmiş olması nedeniyle davayı reddetti. Bakanlık kararı istinaf mahkemesine taşıdı.    AİLELER SORUMLU TUTULDU   Mahkemenin ret kararını kaldıran Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Hukuk Dairesi, gerekçesinde takipsizlik kararının ceza hukukunun sorumluluk alanı olup, hukuk hakimi açısından bağlayıcı olmadığını, bu nedenle de ailelerin reddi miras yapmadıkları için sorumlu oldukları savundu.   Kararın gerekçesinde tanıkların Hukuk Mahkemesi’nce dinlenmesi gerektiği belirtilerek, “(…) bir kısım tanıkların ifadelerinde şahısların teşhis edildiği gibi olay yeri inceleme ekiplerince parmak izlerinin dahi tespitinin yapıldığı dikkate alındığında her iki şahsın dava dışı polis memurunun ölümünde kusurlu olup, olmadıklarının soruşturma dosyalarında bulunan bilgi ve belgelerle birlikte Ali Akman'ın teşhis ve parmak izi tutanağı dışında, Şerif Şimdi'nin eşkalini belirleyen ceza soruşturmasındaki tanıkların beyanları alınarak sorumluluklarının tespiti halinde davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi  hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından ibaret olan rücu kapsamını belirleyecek konusunda uzman bir bilirkişiye tevdii ile alınacak rapor sonucunda karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” denildi.   İstinaf mahkemesinin bu kararı üzerine Mardin 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yeniden başlayan yargılamada şu ana kadar 6 duruşma görüldü. Daha önce takipsizlikle sonuçlanan ceza dosyasında yer alan tanıklar, istemleri dışında mahkeme kararıyla dava dosyasına tanık olarak eklendi.   AVUKAT: POLİTİK YAKLAŞIMDAN KAYNAKLI   İstinaf mahkemesi kararı ile yargılamaya yeniden başlanmasını değerlendiren dosya avukatlarından Necim Dağ, yargılamanın tamamen politik bir yaklaşımla kanuna aykırı şekilde sürdürüldüğünü dile getirdi.   İstinaf Mahkemesi’nin Mardin 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesine açıkça “Ceza mahkemesi gibi çalış, resen delil topla” dediğini söyleyen Dağ, “Hukuk Mahkemeleri Kanunu’na göre delil toplama usulü bellidir. Taraflar mahkemenin önüne getirir. Mahkeme de önüne getirilen delillere bağlıdır, bunun dışına çıkamaz. Tanık bildirimi varsa davacı ya da davalıların tanıkları mahkemeye getirmesi lazım. Bu yapılmamış ise resen tanık dinleyemez” dedi.   Bölge Adliye Mahkemesi’nin hukuka aykırı bir karar verdiğini ifade eden Dağ, mahkemeye tanık bildirilmemesine rağmen kişilerin tanık olarak dinlendiğini kaydetti. Dağ, “Yargılamanın tuhaf taraflarından biri de İçişleri Bakanlığı tarafından Mürsel Hacıoğlu’na ödenen tutar 300 bin TL gibi bir miktar belli iken, dosya hesap bilirkişisine tebliğ ediliyor. Hesap bilirkişisi de muhtemelen ödenen miktar bellidir, hesap bilirkişisine gerek yok şeklinde bir yanıt verecek. Dosya tamamen politik mahiyetli olduğu için hukuk mahkemesi hakimi de buna göre davranıyor” diye konuştu.    Davanın ayrıca Medeni Kanuna da aykırı bir şekilde devam ettirildiğini söyleyen Dağ, “Tamamen hukuksuz bir şekilde dosya devam ettiriliyor. Mahkeme üzerindeki baskılarla ilgili bir durum olabilir” dedi.