Efrîn zeytinyağında pay kavgası 2021-04-25 09:13:10   HABER MERKEZİ - Türkiye adına Efrîn’de bekçilik yapan paramiliter grupların el koyup yağmaladığı zeytin ve zeytinyağı devlet ile özel sektör arasında paylaşım kavgası çıkardı. Özel sektör temsilcileri, yıllık 185 bin ton olduğu tahmin edilen zeytinyağının pazarlamasını kendilerine verilmesini istiyor.    Türkiye adına Efrîn’de bekçilik yapan paramiliter grupların el koyup yağmaladığı zeytin ve zeytinyağı devlet ile özel sektör arasında paylaşılmıyor.  Türkiye’nin 20 Ocak 2018’de “Zeytin Dalı Hareketi” adı altında girdiği Efrîn’de yağmalanan zenginlikler gündemden düşmüyor. Dahili İşleme Rejimi (DİR) kapsamında getirilen Efrîn zeytinyağının sadece Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla yurda sokulmasının, serbest ticaret kurallarına aykırı ve haksız rekabet olduğunu söyleyen Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Hikmet Çinçin, bu imkanın diğer “üreticilere” de tanınmasını istedi. Önceki gün Dünya gazetesine konuşan Çinçin, 3 yıldır süren bu sistemin doğru çalışmadığını, bölgedeki hem üretici hem de ihracatçının mağdur olduğunu savundu. Bu imkanın isteyen herkese sağlanması gerektiğini belirten Çinçin, Efrîn zeytinyağında Tarım Kredi Kooperatifi tekeline son verilmesi, ticaretin önünün açılması gerektiğini ifade etti.    İTLAHAT AMACI    Yüzbinlerce Efrînlinin göçertildiği bölgede getirtilen zeytinyağı için “adil yöntem” talep eden Çinçin, “Tarım Bakanlığı, yanlış bir tercih ile ithalat yetkisini Tarım Kredi Kooperatifi’ne verdi. Biz Hatay olarak bu uygulamanın sonlandırılmasını istiyoruz. Olması gereken adil yöntem; ithalat ve ihracat kapasitesi olan tüm firmalara bu pazarın açılmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti orada Tarım Kredi ithalat yapsın diye savaşmadı. Reyhanlı ve Hatay burada büyük bedel ödedi. Neden benim bölgedeki üreticim, ithalatçım, ihracatçım bundan faydalanmasın? Neden ben Tarım Kredi Kooperatifi’nden bu malı alıp ton başına belli bir komisyon ödemekle mükellef olayım? Bu rekabet hukukuna aykırı. Bunu artık adil bir çözüme kavuşturulmasını hızla bekliyoruz. Yeni hasat dönemi yaklaşıyor. Ekim ayına kadar bu tekelciliğe bir son verilmesini talep ediyoruz” dedi.    'HERKESE İMKAN SAĞLANSIN’   Efrîn’den getirtilen zeytinyağı miktarının sürekli düşüş eğiliminde olduğunu sözlerine ekleyen Çinçin, “Çünkü Tarım Kredi eliyle orada bir tekel oluşturulmak isteniyor, ama oluşmuyor. Ekonomik değeri olan her emtia mutlaka bir çıkış yolu bulur. Nitekim yağ Afrin dışında Suriye’nin diğer bölgelerine kaçıyor. Özellikle Lübnan üzerinden dünyaya servis ediliyor” diye konuştu. İlk başta yapıldığı gibi isteyen herkesin oradan zeytinyağı getirmesini isteyen Çinçin, bu imkanın sağlanması halinde Efrîn’de üretilen tüm yağın Türkiye üzerinden dünyaya servis edilebileceğini vurguladı. Çinçin, “Biz bunu Tarım Bakanlığı’na ve Ticaret Bakanlığı’na da yazdık. Bu şekilde tekelcilik, ticaretin doğasına, serbest ticaret kurallarına aykırı” diye belirtti.    KONTROL DIŞI PAZARA SÜRÜLÜYOR    Kontrol dışı getirilen zeytinyağı konusunda da sitem eden ATSO Başkanı Çinçin, bu yöntemin de kendilerine zarar verdiğini vurguladı. Çinçin, “DİR kapsamında gelen bu yağlar işlendikten sonra ihraç edilmesi gerekirken kimlik değiştiriyor ve Afrin yağı olmaktan çıkıp iç piyasaya sürülüyor. Bu konuda zeytinyağı imalatçıları büyük mağduriyet yaşıyor” dedi. Zarar etmemeleri için “Zeytin Dalı Sınır Kapısı”nda Zeytin Özel İhtisas Serbest Bölgesi oluşturulmasını isteyen Çinçin, “Bu geçici de olabilir. Bu yağların dâhilde işleme sokmadan ihraç edelim. Çünkü az bir miktar değil bu. İç piyasa dengelerini de gözetmemiz gerekiyor. Türkiye’de zeytinyağı üretimi 200-250 bin ton civarındayken, sadece Afrin’de üretim 30 bin tonu buluyor” diye kaydetti.    Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Ümmühan Tibet de Şubat ayında aynı konuya dair, “Gelen yağların 3 ay içinde ihraç edilmesi şartı bulunuyor. Aksi halde yüzde 32’lik gümrük vergisi ödemek zorunda. Bu yağın 3 ay gümrüksüz kullanılması bile haksız rekabete yol açar. Bu konuda sıkı bir kontrol yapılmalı ve ihraç ispatı şartı getirilmeli” açıklaması yapmıştı. UZZK İcra Direktörü ve Uluslararası Zeytin Konseyi (COI) Danışmanlar Kurulu Üyesi olan Dr. Mustafa Tan da, “İhraç edilmesi gereken bu yağlar, iç piyasaya ucuza veriliyor ve haliyle bu durum fiyatları etkiliyor. Bölgeden sofralık zeytinin geldiğine yönelik iddialar bile var. Bu durum zeytin ekonomisini tamamen baltalar, üretim düşer” diye konuşmuştu.    YAĞMAYI BM RAPORLADI    Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde oluşturulan Suriye Soruşturma Komisyonu’nun 11 Ocak ve 1 Temmuz 2020 tarihleri arasında kentte yaptığı incelemeler sonucunda hazırladığı raporda, Efrîn’de yaşanan işkence, rehin alma, tecavüz ve ekonomik talana yer vermişti. Raporda Efrîn’de tutuklanan kişilerin yer altı cezaevlerinde tutulduklarına, kimi tutukluların ise akıbetlerinin bilinmediğine yer verildi. Yine gözaltına alınan sivillerin inançları ve etnik kökenleri nedeniyle sorguya tabi tutuldukları, günlerce işkenceye maruz kaldıkları belirtildi. Raporda, komisyonun görüştüğü bir çocuğa ilişkin ise şu bilgiler yer aldı: “Kürt bir çocuk, Efrîn merkez cezaevine gönderilmeden önce 5 ay boyunca SMO karargahında tutulduğunu, hem SMO hem de Türkçe konuşan yetkililer tarafından sorguladığını, eli kelepçeli ve gözleri bağlı tavandan asılı şekilde günlerce dövüldüğünü söyledi.”    EL KONULUYOR   Kentte kaçırılan kadınlara ilişkin kurulan Missin Afrin Women Project (Kayıp Efrînli kadınlar) adlı oluşum, geçen yıl ulaştığı bilgi ve verileri https://missingafrinwomen.org/ internet adresi üzerinden kamuoyu ile paylaştı. Söz konusu raporda bilgisine başvurulan Efrînliler, zeytinlik sahiplerinden alınan haracı anlatıyor. Efrînli, “İstedikleri para 200 Eurodan başlıyor. Ertesi hafta ise başka bir çete grubu geldi. Onlar da zeytin ağacı sahiplerinden haraç olarak zeytinyağı aldılar. Diyelim ki toplamda 50 teneke zeytinyağı üretmişiz (Her teneke 16 litre). Bunun 12 tenekesine çeteler zorla el koyuyor. Ayrıca köylülerin zeytinyağlarını satmaları da yasaklandı. Köylüler sadece çetelerin belirledikleri yerlerde zeytinyağını satabiliyorlar. Bu satış yerlerinde ise 16 litrelik bir teneke yağını 8-10 Euroya satabiliyoruz” diye anlatıyor.    'HİÇBİR ŞEYİM KALMADI'    Raporda bilgisine yer verilen bir başka Efrînli de “Babamdan kalan topraklar, zeytin ağaçları vardı. Miras olarak bana kalmıştı, ancak bunun bürokratik işlemleri için başvuru yapmak istediğimde Araplar o zeytin ağaçlarının hepsini almıştı. Elimde hiçbir şeyim kalmadı, itiraz da edemiyoruz” diyor.    2018’DE 80 MİLYON DOLAR    Efrîn Kantonu Tarım Konseyi Başkan Yardımcısı Saleh İbo, 2018 yılında Fırat Haber Ajansı’na (ANF) “Bu yıl elde edilecek yaklaşık 210 bin ton zeytinden yaklaşık 2 bin 600 milyon teneke zeytinyağı üretilecek. Türk devleti Efrîn zeytinlerinden yaklaşık 80 milyon dolar kazanacak” açıklaması yapmıştı.    PAZAR AVRUPA VE AMERİKA    Türkiye’nin getirdiği zeytinyağı ihracat adı altında Avrupa Birliği ve Amerika’ya kadar pazarlıyor. 2019 yılında ispanyanın iki parlamenteri, İspanya hükümeti ve AB'ye bir dilekçe yazarak Türkiye'nin kaçak yollarla Efrîn'den zeytin geçirmesini gündeme taşıdı. Zeytinyağı ve ürünleriyle ilgili resmi Olive oil Times dergisi de yayınladığı bir yazıda "İspanya muhtemelen üzerinde Türkiye'de üretilmiş etiketli bu zeytinyağlarını almıştır. Fakat bu yağlar yasa dışı bir şekilde Türkiye tarafından Suriye'den getirtilmiştir" ibarelerini kullandı.   Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, geçen yıl ANKA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ürettiği 200 bin ton zeytin yağına karşın Efrin’den getirilen 90 bin ton zeytinyağının Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından ABD'ye pazarlanmaya çalışıldığını belirterek, “Şimdi duydum ki Tarım Kredi Kooperatifleri’nin temsilcileri New York’a zeytinyağı pazarlamaya gitmişler" dedi.   185 BİN TON ZEYTİNYAĞI ÜRETİLİYOR    Suriye savaşı öncesi Efrîn’de üretilen zeytinyağı dünya pazarında Türkiye’nin en önemli rakibiydi. Efrîn Tarım Konseyi Üyesi Abdurrahman Hesen’in daha önce yatığı açıklamaya göre kentte yılda 185 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Bu miktar Hatay, Osmaniye ve Kilis bölgesinde üretilen zeytinyağından daha fazla. Bölgede üretilen yağ Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla DİR kapsamında Türkiye’ye getirilip işlenerek yurt dışına satılıyor. Zeytinyağı ihracatı yapan firmalar da Efrîn yağı almak için Tarım Kredi Kooperatifleri’ne başvuruyor.  Efrîn’de 18-20 milyon arasında zeytin ağacı olduğu tahmin ediliyor. Türkiye girdikten sonra 15 bin hektarlık zeytin ağacı ve ormanlık alanın yok edildiği uluslararası raporlara yansıdı.