Hasta tutuklu İsa Gültekin'i ölüme götüren süreç 2021-05-01 09:03:06 MERSİN - İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, “ayakta tedavi edilebilir” raporu ile tahliye edilmediği için cezaevinde yaşamını yitiren kanser hastası tutuklu İsa Gültekin’in ölümüne ilişkin “İhmalkarlık yapılmamış olsaydı, belki de yaşıyor olacaktı” dedi. Hukuksuzluk halinin giderek derinleştiği Türkiye’nin kanayan yaralardan biri hak ihlalleri ile gündemden düşmeyen cezaevlerindeki hasta tutuklular. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre; Türkiye cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta tutuklu var. 2021 yılının ilk 3 ayında ise, 2’si derneğin ‘hasta tutuklular’ listesinde yer alan 13 tutuklu yaşamını yitirdi.    Cezaevinde hayatını kaybeden bu hasta tutuklulardan biri Mersin Tarsus 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan pankreas kanseri hastası İsa Gültekin.    28 yıldır tutuklu olan Gültekin’in cezaevine yakalandığı hastalık yanlış teşhis sonucu geç fark edildiği için ilerledi. Ailesi ve avukatının tedavisinin cezaevi koşullarında güçleşmesi nedeniyle tahliyesi yönünde bulunduğu girişimlerin tümü sonuçsuz kaldı. Rahatsızlanması üzerine Tarsus Devlet Hastanesi’nde kaldırılan Güktekin, geçtiğimiz 23 Nisan günü hayata veda etti.   İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, yaşamını yitiren Gültekin’in tahliyesi konusunda bugüne kadar ki çabaları anlattı.     SORUN HASTANE SEVKLERİ   Cezaevlerindeki hasta tutukluların oldukça zor şartlarda yaşamlarını idame ettirmeye çalıştığını dile getiren Demir, hasta tutukluların karşılaştığı en büyük sorunun hastanelere sevk edilme işlemleri olduğunu belirtti. Pandemi koşulları bahane edilerek bir yılı aşkın süredir hastane sevklerinin sürekli ertelendiğini ifade eden Demir, edindikleri bilgilere göre haftada sadece 3 kişiyi hastaneye sevk eden cezaevi doktorunun bu sayının üzerine çıkamadığını paylaştı.    Girişimleri sonucunda ancak hastaneye sevk edilebilen Gültekin’e yanlış teşhis konulduğunu söyleyen İHD Şube Başkanı Demir, uygulanan yanlış tedavi sonucunda da  hastalığının hızlıca yayıldığını anlattı. Demir, “Gültekin’in durumu ağırlaşınca ailesi bize başvurdu. Yoğun girişimlerimize rağmen bir türlü Gültekin’i sevk ettiremedik. Bunun üzerine farklı girişimlerimiz sonucu hastaneye sevk ettirebildik ama ne yazık ki geç kalındı” dedi.   ‘AYAKTA TEDAVİ EDİLEBİLİR’    Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmesini sağladıkları Gültekin’in hastalığının ilerlemesinden kaynaklı doktorların ameliyat riskini göze alamadığını aktaran Demir, bu nedenle yeniden cezaevine gönderildiğini belirtti. Demir, hastalığı hızlı ilerlemesinden ötürü Gültekin’in son günlerini ailesiyle geçirmesi için başvurularda bulunduklarını, fakat Mersin Şehir Hastanesi’nde kendisine dair “ayakta tedavi edilebilir” şeklindeki heyet raporu hazırlanması nedeniyle tahliye edilmediğini vurguladı.   İHMALKARLIK ÖLDÜRDÜ   Cezaevinde iç kanama geçirmesi üzerine Gültekin’in kelepçeli halde Tarsus Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını anlatan Demir, “Buradan tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilmek istendi, ancak hastanelerde yer bulunamadı. Gültekin ihmalkarlık sonucu yaşamını yitirdi. Bunun sorumlusu da cezaevi yönetimi, Hipokrat yeminine sadık kalmayan doktorlar ve mevcut iktidardır. Bu kadar gecikme olmamış olsaydı, belki İsa Gültekin bugün yaşıyor olacaktı” diye konuştu.   ‘ADIM ATILMALI’   Bazı doktorların hastanın kimliğine bakarak farklı tutumlar içerisine girdiğine söyleyen Demir, şunları ekledi: “Nasıl hakimlerde farklı bir bakış açısı varsa doktorlarda da böylesi bir bakış açısı var. Eğer doktorlar gerekli titizliği göstermiş olsaydı Gültekin bugün yaşıyor olacaktı.”   Demir, Gültekin’in durumunda olan diğer hasta tutuklular konusunda ise geç kalınmadan adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi.   Bütün hasta tutukluların vakit kaybedilmeden bir an önce serbest bırakılması gerekliliğini dile getiren Demir, aksi durumda yaşanacak olası her ölümden iktidarın sorumlu olacağını söyledi. Demir, bu noktada iktidardan öte vicdanlı insanlara “Siyasi tutuklular düşüncelerinden dolayı cezaevindeler. Sistemden farklı düşündükleri için siyasi tutuklulara düşman hukuku uygulanıyor. Buradan kamuoyu vicdanına sesleniyoruz. Daha fazla duyarlı ve tepki göstermeliyiz” sözleriyle seslendi.   MA / Mehmet Şah Oruç