İnsan hakları örgütleri: Eylem planı ile EGM genelgesi arasında büyük çelişki var 2021-05-01 09:33:28   ANKARA - THİV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, EGM tarafından yayınlanan genelgenin hak ihlallerinin devamını sağlayacağını belirtirken, İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Fatin Kanat ise, tüm muhaliflerin bu genelgeye tepki göstermesi çağrısı yaptı.   Emniyet Genel Müdürü (EGM) Mehmet Aktaş'ın imzasıyla yayınlanan genelgeye göre, eylemler sırasında polislerin görüntülerini ya da seslerini kaydeden kişilerin haklarında adli işlem yapılacak. Genelgeye “özel hayatın gizliliği” gerekçe gösterildi.   Sosyal medyada da birçok kullanıcı “polisin eylemlerde uyguladığı şiddetin ortaya çıkarılmasını engelleme amacı taşıdığı” gerekçesiyle genelgeye tepki gösterdi. Kamuya açık alanlarda yapılan eylem ve etkinliklerde polisten kaynaklı yaşanan şiddet olaylarını ve hak ihlallerini sistematik olarak raporlayan insan hakları örgütleri, genelgeyi ajansımıza değerlendirdi.   BİR YANDA EYLEM PLANI BİR YANDA GENELDE   Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayınlayan İnsan Hakları Eylem Planı ile EGM’nin yayınladığı genelge arasında çok büyük bir çelişki olduğunu ifade etti. İnsan Hakları Eylem Planı’nın hükümetin uluslararası sözleşmeler kapsamında iyileştirmeler ve güçlendirmeler yapmayı amaçladığını belirten Üsterci, “EGM’nin yayınladığı genelgeye baktığımızda hak ihlallerinin devamlılığının sağlamayı hedeflediklerini görüyoruz” dedi.   ‘İŞKENCE SOKAĞA TAŞTI’   Genelgeyle birlikle duyarlı yurttaşların çok kaygı verici bir durumla karşı karşıya bırakıldığını söyleyen Üsterci, “Eğer yurttaşlar sokakta, başkalarının ses ve görüntülerini bu kişilerden izin almadan kaydederlerse genelgede yazıldığı gibi özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması kapsamında çok ciddi bir hak ihlaliyle karşı karşıya kalınabilir. TİHV olarak kolluk güçlerinin son dönemde adeta işkenceye varan şiddetini kıyasıya eleştiriyoruz. İşkence sokağa taştı diyoruz” ifadelerini kullandı.    2014 KİŞİ İŞKENCEYE MARUZ KALDI   TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre, pandemi koşullarını barındırmasına rağmen 2020 yılında en son 740 barışçı toplantı ve gösteriye polislerin müdahale ettiğine dikkati çeken Üsterci, “Polisin müdahaleleri sonucunda 2014 kişi işkence ve kötü muamelelere maruz kalarak gözaltına alındı ve 65 kişi yaralandı. Genelge ‘ben işimi yapıyorum, benim görevimi engelleyecek şekilde ses ve görüntü alan olursa engelleyin’ diyor. Polisin görevi işkence yapmak değil. Son dönemlerde gerçekten barışçıl nitelikte pek çok basın açıklaması, toplantı ve gösteriye, işçilerin ve öğrencilerin protesto gösterilerine müdahale edildiğinde gazetecilere dahi müdahale ediliyor. Gazetecilerin çektiği görüntüler siliniyor, gözaltına alınıyorlar, kameralarına el konuluyor” diye konuştu.   ‘POLİS KORUNUYOR’   Türkiye’nin imza attığı uluslararası sözleşmeler ve Anayasa tarafından işkencenin mutlak olarak yasaklandığını hatırlatan Üsterci, “Dolayısıyla işkence yapan polisin, bu suçunu belgeleyecek ses ve görüntünün alınması engellenemez. Çünkü insan hakları ihlalini önleyebilmenin yolu onlara görünürlük kazandırmaktan geçer. Hak ihlali yapıyorsa polis ve bir suç işliyorsa bunu basın da sıradan bir yurttaş da her türlü olanaklarla alıp gösterebilir. Bu kararla polis korunmaya ve cezasız bırakılmaya amaçlanıyor. Cezasızlığı sistematik hale getirmeye çalışıyor” diye belirtti.     KARŞI ÇIKMALI   İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Fatin Kanat ise, “Genelde, eylemlerde basın mensuplarının ya da herhangi bir yurttaşın görüntü almamasını ‘kişisel hakları koruma’ telvesine sığdırarak ağır bir hak ihlali daha gerçekleştiriyorlar. Basının çalışmasını ve yurttaşın haber alma özgürlüğünü engelleyen, gazetecileri ‘potansiyel suçlular’ gibi gösteren son derece tehlikeli bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Buna bütün muhalif örgütlerin, partilerin, sendikaların ve derneklerin hep birlikte karşı çıkması gerekiyor” dedi.    Hali hazırda eylemlerde görüntü çeken gazeteci ve yurttaşlara polislerin pervasızca davrandığını belirten Kanat, “Orantısız güç kullanımıyla insanları eylem yapamaz hale getirmek istiyorlar. Bu hamleyi boşa çıkartmak bizim elimizde. Bütün demokrasi ve emek güçlerinin bu hamleye karşı bir araya gelmesi gerekiyor” diye konuştu.