Gazeteci Aydın: Hedef Güney Kürdistan’ın kazanımlarıdır 2021-05-02 09:23:56   HABER MERKEZİ - TSK’nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik başlattığı operasyonu yerinden takip eden gazeteci Deniz Aydın, operasyonla Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki kazanımların hedeflendiğini söyledi.   Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Federe Kürdistan Bölgesi sınırında bulunan Avaşîn, Metîna ve Zap bölgelerine yönelik 23 Nisan’da başlattığı askeri operasyon 10’uncu gününde sürüyor. Yoğun hava saldırılarının yapıldığı operasyon bölgesinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Hava saldırılarından kaynaklı bölgedeki sivil yerleşim yerleri olumsuz etkilenirken, kimi noktalara asker konuşlandırma çabaları ise sürüyor. Bölgesel ve uluslararası güçlerin onayı ile sürdürüldüğü belirtilen operasyona paralel olarak Irak merkezi hükümetinin Şengal’e yönelik askeri girişimlerde bulunması dikkati çekiyor.    Operasyonu Metîna’dan takip eden gazeteci Deniz Aydın, bölgede yaşananları Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.     UMDUĞUNU BULAMADI   Bölgede yoğun çatışmaların devam ettiğini aktaran Aydın, TSK’nin operasyon startını verdiği Metîna’da bir hat çizmeye çalıştığını ancak şimdiye kadar amacına ulaşamadığını belirtti. Esir 13 asker ve polisin yaşamını yitirdiği Garê operasyonunu sonrası HPG’lilerin benzer operasyonlara hazırlıklı olduğuna dikkati çeken Aydın, “Türk ordusu başarılı olamadı. Daha sonra sivil yerleşim yerlerinden devam etmeye çalıştı. Yoğun çatışmalar var. Fakat bir bütünen gözlemlediğimiz de bir ilerleyişin olmadığını görebiliyoruz. ‘Bir bölgeyi bir bütünen Türk ordusu denetime aldı’ diye bir şey söz konusu değil. Yer yer bazı alanlarda konumlanmaya çalışıyor. Fakat bir direniş söz konusu. Gerillanın bölgeye belli bir hakimiyeti var. Belli bir savaş tecrübesi ve hazırlık düzeyi var. Türk ordusu o yüzden umduğunu bulamadı. Garê gibi bir hizmeti yaşadı diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.    YENİ KONSEPT    Operasyon başlatılan bölgelere 2015 yılından bu yana yoğun bir şekilde hava saldırıları düzenlendiğini anımsatan Aydın, daha önce de Heftanîn bölgesinde benzer operasyonların yapıldığını ancak sonuç alınamadığını kaydetti. Heftanîn ve Garê’den sonra yeni bir konseptin başlatıldığına vurgu yapan Aydın, son operasyonun daha uzun süreli ve kapsamlı olduğunu söyledi. TSK’nin “tampon bölgeler” kurmayı hedeflediğini ifade eden Aydın, “Bölgeyi sivillerden arındırmak, tampon bölgeler oluşturmak ve işgal ettiği alanları genişletmek stratejileri ile ilerlemeye çalışıyor. Ancak Zap, Metîna ve Avaşîn alanları Türk ordusunun kolay girebileceği yerler değil. Uzun süreli bir savaş bölgeyi bekliyor diyebiliriz. ‘Giriyoruz. Alıyoruz. Şu kadar ilerledik. Şu kadar başarı sağlandı’ gibi şeyler mümkün değil. Buranın somut gerçeklikleri var. Bu operasyonları buralarda sürdürmek o kadar basit değil” diye konuştu.    KÖYLER HEDEFTE     TSK’nin operasyonlarından bölge sakinlerinin olumsuz etkilendiğini dile getiren Aydın, Metîna bölgesindeki Kaste ve Derare alanlarının tamamen boşaltılmaya çalışıldığını söyledi. Aydın, “İçeriye doğru bir operasyon yapılmış ve buradaki köylere Türk ordusu yerleşmiş durumda. Yine bombardıman ve çatışmalar nedeniyle birçok arazide yangın çıkıyor. Özellikle benim bulunduğum alan yaklaşık bir haftadır bombardımana tabi tutuluyor” dedi. Askeri operasyonlar nedeniyle 28 yılda 504 köyün boşaltıldığına değinen Aydın, “Bahsettiğim köyler küçük değil ve bunlar sürekli hedef alınıyor. Türk ordusu sivil yerleşim alanlarına dönük çok farklı politikalar yürütüyor. Bombardımana tabi tutmak, köyleri boşaltmak, köylerini terk etmeyen halka yönelik KDP aracılığıyla baskı uygulamak, ajanlaştırma faaliyetleri yürütmek… Sivil halk çok ciddi bir şekilde savaştan etkileniyor” ifadelerini kullandı.    BÖLGE HALKININ BAKIŞI     Bölge halkının operasyonu “işgal” olarak değerlendirdiğini ve PKK’ye yönelik başlatıldığı söylemlerini kabul etmediğini kaydeden Aydın, “Halk, PKK’nin saldırılara sebep olduğuna inanmıyor. Bundan dolayı halk tepkili. Sadece benim olduğum köyde 4 yıl içinde hava bombardımanlarında 33 sivil hayatını kaybetmiş. İnsanlar bombardımanlardan dolayı yaşamlarını sürdüremiyor. Elektrik ve internet sürekli kesik. Seslerini de kimseye duyuramıyorlar. Bölge hükümetinden bir tepki yok. Bu mağduriyete ilişkin stratejik bir yaklaşım yok. Halk tamamen kaderine terk edilmiş. Türkiye’nin Efrîn'deki uygulamalarının benzerleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Halk eylem yapmak istedi ancak bu durum KDP güçleri tarafından engellendi. Gazetecilerin de bölgeye girişleri engelleniyor” dedi.    OPERASYONDAKİ AMAÇ     Türkiye’nin “Misak-ı Milli hayallerini” gerçekleştirmek için operasyonu tüm hızıyla sürdürdüğünü vurgulayan Aydın, ileriki süreçte köylerin boşaltılarak, yeni üslerin kurulmasının hedeflendiğini aktardı. “Bölge halkı tamamen bu savaşın ortasında yer alıyor” diyen Aydın, operasyonun ayrıca Musul ve Kerkük’ü de içerisine alan bir konsept ile sürdürüldüğünü ifade etti. Aydın, şunları söyledi: “Bir bütünün Güney Kürdistan'ın hedeflendiği, hatta Irak’ın toprak bütünlüğünün hedeflendiğini çok açık bir şekilde söyleyebiliriz. Türkiye kendisi de bunu reddetmiyor. Aslında bu strateji çok eskilere dayanıyor ve bunu inkar etmiyor. Her ne kadar şu anda bir hatla sınırlı olarak görülse de hedef bir bütünen Güney Kürdistan'ın kazanımlarıdır. Çok zengin bir coğrafyadan bahsediyoruz. Hem yeraltı hem yer üstü kaynakları olan bir coğrafya.”   RAHATSIZLIKLAR     KDP’nin tüm bu yaşananlara dair açık bir şekilde tepkisini dile getirmediğine işaret eden Aydın, hükümette yer alan kimi kişilerin bu operasyondan rahatsızlık duyduğunu söyledi. Aydın, rahatsızlık duyan kişilerin de operasyon ile Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki kazanımların amaçlandığının farkında olduğunu kaydetti. Aydın, tepkilerin ilerleyen günlerde farklı boyutlara evirilebileceğini dile getirdi.    MA / Ahmet Kanbal