‘Tutuklulara başka yol bırakılmadı’ 2021-05-06 09:01:24 İSTANBUL - İmralı tecridine karşı aylardır açlık grevinde olan tutukluların aileleri, bu eylemin dışında yol bırakılmadığın belirterek, herkesi tutuklularla dayanışmaya çağırdı.  PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin ve artan hak ihlallerinin sonlandırılması talebiyle cezaevlerinde 27 Kasım’da başlayan açlık grevleri 161’inci gününde devam ediyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 2018 yılında başlatılan açlık grevlerinde 120 günü aşkın süre grevde kalan tutuklu Birdal Abay, aynı taleple bir kez daha açlık grevine girerken, tutuklu Serhat Bulut ise 2 yılda 4 defa açlık grevine girdi.   Abay ve Bulut’un aileleri, eylemcilerin taleplerinin insani ve hukuki olduğunu ifade ederek, taleplerin bir an önce karşılanması çağırısında bulundu.    HAK İHLALLERİ    Haftalık telefon görüşmelerinde kardeşinin sık sık cezaevinde yaşanan hak ihlallerinden söz ettiğini belirten Gülten Abay, kardeşinin arama adı altında gardiyanların oda baskınlarında fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını aktardığını ifade etti. Abay, gazete, kitap, radyo gibi iletişim araçlarına yönelik kısıtlama ve yasaklamalar ile tutuklulara yönelik kötü yaklaşımların sistematik bir hale geldiğini söyleyerek, bu uygulamaların bir an önce son bulması gerektiğini söyledi.   YENİDEN GREVDELER    Abay, tutukluların tecridin ve hak ihlallerinin son bulması için açlık grevinde olduklarını hatırlatarak, kardeşinin de şu an grevde olduğunu kaydetti. Kardeşinin 2018 ve 2019 yılları arasında gerçekleşen açlık grevinde 120 günü aşkın süre grevde kaldığına değinen Abay, ilk açlık grevinde yaşadığı sağlık sorunlarının etkisindeyken yeniden greve girmesinin endişelerini arttırdığını söyledi. Abay, kardeşinin ilk açlık grevinde kalıcı sağlık sorunları yaşamaya başladığına vurgu yaptı. Abay, “Önceki açlık grevinden kalan sağlık sorunları devam ediyordu. Açlık grevine girdiğinden dolayı gözleri uzağı göremiyor. Diş etleri kötü olmuştu. Mide sorunu yaşıyordu. Bu sağlık sorunları düzelmeden tekrar açlık grevine girdiler. Greve giren tutukluların hepsi bu sorunları yaşıyor. Daha toparlanmamışken yeniden aynı şeylerin yaşanmasından dolayı kaygılıyız” dedi.   ZAFERE KADAR DİRENİŞ   Kardeşinin telefon görüşmesinde gönderdiği mesajı paylaşan Abay, “Kardeşim ‘ne yaparlarsa yapsınlar teslim olmayacağız, bizde teslim olmak yok. Ne kadar baskı zulüm uygularlarsa uygulasınlar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Haklıyız, kazanacağız. Açlık grevimiz de tecrit son bulana kadar devam edecek’ dedi” diye aktardı.   HAKLI TALEPLER    Tutukluların tecridin ve hak ihlallerinin son bulmasına yönelik taleplerinin haklı talepler olduğuna dikkat çeken Abay, aileler olarak kendilerinin de bu talepleri desteklediklerini vurguladı.   Tutukluların seslerinin duyulması çağrısı yapan Abay, “Artık tecrit son bulsun. Sesimizi duysunlar. Buna son vermeleri gerekiyor. Tecrit ve hak ihlalleri son bulsun. Böyle gitmemeli. Arkadaşlar aylardır açlık grevindeler ama dışarıda gözler görmüyor, kulaklar duymuyor. Binlerce kişi açlık grevinde ama vicdanlar kör olmuş. Artık buna dur demek gerekiyor” diye konuştu.   2 YILDA 4'ÜNCÜ EYLEM    Siyasi faaliyetlerinden dolayı “örgüt üyeliği” iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve 4 yıldır Hilvan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Serhat Bulut, tecride ve hak ihlallerine karşı 2 yılda 4 defa açlık grevine girdi. Leyla Güven öncülüğünde 2018-2019 yılları arasında gerçekleştirilen açlık grevinde 87 gün kalan Bulut, bulunduğu cezaevinde hak ihlallerinin artmasına karşı da 2020 Haziran ayında başlayan açlık grevinde 25 gün kaldı. Bulut, 27 Kasım 2020’de PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ve hak ihlallerinin sonlandırılması talebiyle başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevinde ise 2 defa 5’er gün grevde kaldı.   BAŞKA YOL KALMADI    Bulut’un annesi Ayten Bulut, her anne gibi çocuğunun açlık grevine girmesini ve bedenini açlığa yatırmasını istemediğini ifade ederek, bitmek bilmez tecrit politikalarına ve hak ihlallerine tepki gösterdi. Devletin hukuksuz uygulamaları ve baskılarının tutukluları açlık grevlerine girmeye zorladığına dikkati çeken Bulut, “Ben çocuğuma açlık grevine girmesini istemediğimi söylüyorum ama o da bana kendilerine başka seçenek bırakılmadığını ifade ediyor. ‘Elimizden gelen tek şey bu ve bunu yapıyoruz’ diyor.  Aslında açlık grevi eylemlerine onlar girmiyor, sistem onları oraya itiyor. Devlet baskı ve zulmü bu kadar arttırmasa bedenlerini açlığa yatırmazlar” diye konuştu.   DUYARLILIK ÇAĞRISI   Bulut, İmralı Cezaevi’nde başlayan tecridin tüm cezaevlerinde yayıldığının altını çizerek, tecridin ve hak ihlallerinin bir an önce son bulması çağrısında bulundu. Cezaevlerinde yaşanan baskıları sıralayarak, tutukluların hukuki ve insani hakları için grevde olduklarına işaret eden Bulut, “Bizim de dışarıda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Tecride karşı herkesin ayağa kalkması gerekiyor. Onları yalnız bırakmamamız gerekiyor. Din, dil, ırk, renk fark etmeksizin herkese çağrım. Tutuklulara sahip çıksınlar. Evet şuan süresiz-dönüşümlü açlık grevindeler fakat yarın ne olacağını bilmiyoruz. Şahadetler görmek istemiyoruz. Tüm dünyanın sahip çıkması gerekiyor. İktidar da baskı ve zulüm yapmaktan vazgeçsin. Eğer vazgeçmiyorlarsa çocuklarımıza ve tutuklulara sahip çıkmamız gerekiyor” diye belirtti.   MA / İdris Sayılğan - Rojin Altay