'Sınır ötesi operasyon Neo-Osmanlı rüyasıdır' 2021-05-20 09:06:52   İSTANBUL - Sınır ötesi operasyonun Neo-Osmanlıcılık rüyasıyla yapıldığını söyleyen Kürt siyasetçi Muhsin Osman, “Bu operasyon Türkiye’nin hastalığının tekrarlanmasıdır. Türklere, Kürtlere ve halklara zarar veriyor” dedi.   Küresel güçlerin Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme projeleri içerisinde rol alarak, mevcut statüko yapılarını korumaya çalışan İran, Irak, Suriye ve Türkiye, yıllardır bölgede Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştiriyor. Bölgesel ve küresel ilişkilerini Kürt kazanımlarını yok etmek üzerine planlayan ve yıllardır bu politikaları varlık-yokluk meselesi haline getiren Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan Bölgesi’ne sık sık operasyonlar düzenliyor. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Federe Kürdistan’ın Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik 23 Nisan’da başlattığı operasyon devam ediyor. Ancak yaklaşık bir ay geçmesine rağmen operasyonda beklenen ilerleme sağlanmadı. Federe Kürdistanlı siyasetçi ve araştırmacı-yazar Muhsin Osman, Avaşîn, Zap ve Metîna bölgelerine yönelik operasyonun amaçları ve olası sonuçlarını değerlendirdi.    KIRILMA NOKTASI    AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Osmanlı hayalleriyle operasyonu başlattığını belirten Osman, Erdoğan’ın gerçekle bağının koptuğunu ve bunun psikolojik bir hastalık halini aldığını söyledi. Osman, “Bu tarz zihniyete sahip olanlar hem kendi halklarına hem de diğer halklara zarar verirler. Çünkü biliyoruz ki Türkiye Erdoğan’ın 18 yıllık hükümranlığında çok geriledi. Ve şimdi bir kırılma noktasına geldi” dedi.   İKTİDARI SÜRDÜRME ARAYIŞI   Erdoğan’ın Suriye, Libya, Yunanistan ve Federe Kürdistan’a yönelik hamlelerini, “Düşmanlar yaratarak zayıflayan iktidarını koruma politikası" olarak değerlendiren Osman, son sınır ötesi operasyonun da bu politikanın bir parçası olduğuna işaret etti. Osman, Erdoğan’ın “operasyon siyasetiyle” Türkiye’nin içinde bulunduğu krizin sorumluluğunu atmaya çalıştığını belirterek, “Böylece ‘Türkiye’nin içinde bulunduğu kötü durumdan ben sorumlu değilim, çevremizdeki düşmanların suçudur, gelişimimizi engellemeye çalışıyorlar’ şeklinde propaganda yapıyor. Bu hastalıklı bir düşüncedir. Benito Mussolini ve Hitler gibi çok kişi bu hastalığa kapıldı, sonuçta kendileri kurban oldular. Öte yandan Türk generalleri ve askeri yetkilileri bu operasyonlardan kazanç sağlıyor, ticaret yapıyorlar. Ama biliyoruz ki her operasyonda büyük zarar gördüler. Askeri ve ekonomik olarak Türk ordusu kırılma yaşadı” diye konuştu.   HASTALIK VE TRAJEDİ    Operasyonun bir diğer amacının “iktidarı uzatma çabası” olduğunu söyleyen Osman, “Bu operasyon Türkiye’nin hastalığının ve trajedisinin tekrarlanmasıdır. Hem Türkler hem Kürtler ve diğer halklar zarar görüyor. Operasyonun kendi halkını kandırmaktan başka hiçbir amacı yok” diye belirtti.    OSMANLI RÜYASI    Erdoğan’ın “Neo-Osmanlı rüyası” ile Türkiye’ye büyük zarar verdiğini ifade eden Osman, “Bunlar hasta kişinin kafasındaki rüyalardır. Yıllardır operasyon yapıyorlar. Son yıllarda Şengal’e de yönelmiş durumdalar. Ancak neticede bir adım ileri gidemediler. Ortadoğu’da büyük dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşümde Türkiye küçülüyor. Artık büyümüyor. Bu korku ile Neo-Osmanlıcılık propagandası yapıyorlar. Bu bir rüya ve bu rüya Türk halkını geri götürüyor. Türkleri bütün dünyada teşhir ediyor. Türk diplomasisinin dünyada nasıl bir hale düştüğünü görüyoruz. Bunun nedeni de bu hayal dünyasıdır” şeklinde konuştu.    YENİ DENKLEMDE KÜRTLER   Federe Kürdistan Bölgesi, Kuzey-Doğu Suriye ve Kürtlerin yaşadığı bölgelerin tamamının uluslararası güçler için çok stratejik bir konuma geldiğini vurgulayan Osman, ABD’nin bu denklemde Türkiye’yi tatmin etmek için operasyon gibi bazı imkanlar tanıdığını söyledi. Osman, devamında şunları söyledi: “Kandil’i tanıyan biri bilir ki orası kendi başına bir dünyadır. ABD ve Rusya’nın haricinde PKK’den başka hiçbir güç Kandil’i kontrol edemez. Öte yandan PKK dağdaki gerillalardan ibaret değildir. PKK Kürt halkının bir parçası oldu. PKK,  4 parça Kürdistan’da, yurt dışında Kürtlerin ruhuna işlemiş. O ruhu Kürtlerin içinden atamazlar. Globalleşen, küçülen bir dünyadan söz ediliyor. Uyanmış bir Kürt gerçekliği var, yeni bir nesil var. Kendini, tarihini, düşmanını tanıyan bir Kürt gerçekliği var.”   KDP ZARAR VERİYOR   Türkiye’nin yanı sıra İran ve Haşdi Şabi’nin müdahalelerinin Federe Kürdistan için büyük tehlike olduğunu söyleyen Osman, KDP’nin Kürt karşıtı politikalar yürüten güçlerle ilişkisinin işleri içinden daha da çıkılmaz hale getirdiğini kaydetti. Osman, KDP’nin tarihsel süreçte İran’da Humeyni iktidarı ile birlikte İKDP’ye yönelik operasyonlara katılmasını hatırlatarak, şimdi de hem PKK’ye karşı hem de Kuzey ve Doğu Suriye kazanımlarına karşı Türkiye ile birlikte hareket ettiğini belirtti. Ancak KDP seçmeninin de durumdan rahatsız olduğunu dile getiren Osman, yaşananların Kürtlerin özgürlük mücadelelerine büyük zarar verdiğini ifade etti.    ÖZGÜRLÜĞÜN ANAHTARI    Osman, globalleşen dünyada Kürt halkının önemli bir süreçten geçtiğini belirterek, 50 milyonluk bir halkın mücadelesinin artık bir sonuca ulaşması gerektiğinin altını çizdi. Kürtlerin yanlışlarını görerek, özeleştirel bir süreçten geçmesi gerektiğini dile getiren Osman, Kürtlerin özgürlük ve hak mücadelelerinin zafere ulaşması için ulusal birliğin inşasının önemine vurgu yaptı.   MA / İdris Sayılğan