Açıklamada Suruç var, tutanakta yok 2021-05-26 09:10:29 URFA - İçişleri Bakanlığı'nın “Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı terörist yakalandı” dediği Azzo Halaf Süleyman el Aggal hakkında Suruç’taki mahkemeye gönderilen tutanakta, suçuna dair tek bir cümleden bahsedilmedi.  Urfa’nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi'nde 20 Temmuz 2015’de Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) çağrısıyla bir araya gelen 33 kişinin DAİŞ’in bombasıyla katledilmesiyle ilgili açılan davanın 19’uncu duruşması, yarın Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Hilvan Cezaevi Kampüsündeki salonda görülecek duruşma, 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Katliamı’nın da sanığı olan tek tutuklu Yakup Şahin üzerinden yürüyor. Bugüne kadar hiçbir duruşmaya getirilmeyen Şahin, Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmalarda patlamayla alakası olmadığını ifade etti. Katliam öncesi ve sonrasına ilişkin görüntüler dava dosyasına üç buçuk yıl sonra eklenirken, görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıkmıştı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı.    TUTANAKTA CEVAPLAR YOK   9 Şubat 2021 tarihinde görülen 18’inci duruşmada, İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde “Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı terörist yakalandı” başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile saldırıyla bağlantısı bulunan Mahir el Aggal’in ifade ve sorgu zaptının dosyaya eklenmesine dair talep mahkeme tarafından kabul edildi. Aradan geçen üç buçuk ayda dosyaya sadece bir araştırma tutanağı eklendi. Gönderilen 3 sayfalık araştırma tutanağında, iki ismin birbiri hakkındaki beyanlarına yer verildi. Ancak tutanakta şahıslara yönlendirilen bütün sorular ve verilen cevaplar yer almadı. Dosyaya eklenen arşiv tetkikinde Azzo Halaf Süleyman el Aggal ve Mahir el Aggal’in DAİŞ ile bağlantılarıyla ilgili kimi bilgiler yer alsa da talep edilen Suruç Katliamı’na dair tek satır bilgi yer almadı.   Suruç'ta 33 gencin katledilmesine ilişkin 27 Mayıs tarihinde görülecek 19’uncu duruşma öncesi müşteki ailelerin avukatı Serdıl İzol, dava dosyasında var olan eksikliklere dikkati çekerek, dosyaya eklenen arşiv tutanağı tetkikini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.   HERKES ARANDI ALAGÖZ HARİÇ   Katliamda yaşamını yitiren 33 kişinin sadece bir amacı olduğunun altını çizen İzol, bunun Kobanê’ye oyuncak götürmek olduğunu söyledi. 20 Temmuz 2020 tarihinde Suruç’a giden herkesin emniyetin oluşturduğu arama noktalarından geçtiğini ifade eden İzol, “Ancak emniyetin kayıtlarına göre Abdurrahman Alagöz hariç (canlı bomba.) Alagöz’ün Suruç’a nasıl geldiği, nerede kaldığı, kimlerle ilişkiye girdiğiyle ilgili hiçbir kayıt bulunmamaktadır. Soruşturma aşamasında çok büyük eksiklikler oldu, başta gizlilik kararı alındı. Biz dosyadan haberdar olamadık. Dilekçelerimizle itiraz ettik. Sorumluların ortaya çıkarılması için uğraştık, Suruç Katliamı ortaya çıkarılsaydı Ankara Katliamı olmayacaktı. Çünkü failler aynı” şeklinde konuştu.    BÜTÜN TALEPLER REDDEDİLDİ    Suruç Katliamı dosyasının eksikliklerle başladığını vurgulayan avukat Serdıl İzol, tutuklu tek sanık Yakup Şahin’in bugüne kadar mahkeme huzuruna getirilmediğini belirtti. Katliamda kamu görevlilerinin eksiklerinin olduğunu dile getiren İzol, “Alagöz’ün eylem yapacağına dair istihbarat bilgisi olmasına rağmen ihmali olan kişilere sadece 7 bin 500 TL para cezası verildi. 33 düş yolcusunun katledilmesine yol açan kişilerin bu cezayı almaları hukuka aykırıdır. Soruşturma aşamasında kısmi kabul edilen taleplerimiz dışında bütün taleplerimiz reddedildi” diye konuştu.   ÇELİŞKİLİ BEYANLAR    Katliamın yaşandığı gün olay yerinde üzerinde DAİŞ bayrağı ve dergilerle halk tarafından yakalanan Abdullah Ömer Aslan hakkında takipsizlik kararı verildiğini söyleyen İzol, “Bu kişinin şu an dosyada hukuki olarak bir bağı yok. Kamu vicdanı, ailelerin, avukatların ve yaralıların görüşü ise bu kişinin olayla direkt iştirak halinde olduğu. Mahkemede çelişkili beyanlar mevcut. Suruç’a niçin geldiği belli değil. Halk tarafından yakalanan bir şahıs. Ailelerin ve avukatların talepleri var, bütün ayrıntılarıyla aydınlatılması gerek” şeklinde konuştu.    TUTANAKTA SURUÇ YOK   Suruç Katliamı dosyasının eksikliklerle devam ettiğinin altını çizen avukat İzol, saldırı sonrası kaybedilen 5 saat görüntü kayıtlarının henüz ortaya çıkarılamadığını söyledi.  “Görüntüler neden kayıp?” diye soran İzol, sorumluların tespit edilmemesine tepki gösterdi. Dava dosyasının her celsesinde yeni bir bilgi edindiklerine dikkati çeken İzol, devamında şunları söyledi: “18’inci duruşmadan önce Azzo Halaf Süleyman el Aggal adında bir kişi yakalandı ve biz bunu basından öğrendik. Bu şahısla ilgili bir bilgimiz yoktu. Ulusal basında şöyle bir algı oluşturuldu; ‘Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı terörist yakalandı’ diye servis edildi. 9 Şubat’ta görülen 18’inci duruşmada bu şahsın kim olduğunu sorduk. Dosyanın içinde bu şahıstan haberdar değiliz, hiçbir yerinde bu şahıstan bahsedilmemekteydi. Yapılan haberler doğrultusunda yetkililere bir bilgilendirme yapmalarını talep ettik. Talebimiz üzerine bir teşhis tutanağı eklendi dosyaya ama bu şahsın ulusal basında çıkan ‘Suruç saldırısını yapan kişi’ olmasına dair bir hareketi yer almıyor. Basında Suruç bombacısı ama tutanakta Suruç yok.”    ‘DAVUTOĞLU DİNLENMELİ’   Katliamda sanıkların yargılanmadığını ifade eden İzol, katliamda yaşamını yitiren kişilerin aileleri ve yaralıların yargılandığını söyledi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun çıktığı bir programda Suruç Katliamı’nı bildiğini belirten imaları olduğunu hatırlatan İzol,  “Haber kanalında beyanları var ve bahsettiği tarihler katliamın yaşandığı tarih. Davutoğlu şu an milletvekili değil. Tanık sıfatıyla dinlenme imkanı var. Bu yönde taleplerimiz de oldu, ancak reddedildi. Bütün çabalarımıza rağmen dosyanın iki firari sanık, ölü canlı bomba ve tek tutuklu sanık üzerine yıkılması adil değildir. Bu kadar kapsamlı saldırının planlayıcılarının sadece bunlar olması mümkün değil” ifadelerini kullandı.    BU DAVA HERKESİN   Hilvan Cezaevi Kampüsü’nde dava duruşmasını takip etmeye gelen ailelerin zorluklarla karşı karşıya kaldığını belirten avukat Serdıl İzol, ailelerin “suçlu muamelesi” gördüğünü vurguladı. Ailelerin cezaevine girerken telefonlarının alındığını dile getiren İzol, uzun bir süre sıcakta bekletildiklerini söyledi. Ailelerin engellemelere rağmen adalet arayışından vazgeçmediğini kaydeden İzol, sözlerini şöyle tamamladı: “Bizim amacımız yarın farklı bir saldırıya maruz kalınmaması için tüm sanıkların ortaya çıkarılması, iştiraki olanların ise cezalandırılması. Aileler, avukatlar ve mağdurlar, bu dosyanın peşini bırakmayacak. Bu dosyanın üstü kapatılmak istenmekte. İnsanım diyen herkesin bu davanın takipçisi olması lazım. Bu dava bizim davamız, sizin davanız; mağdurların, ezilenlerin davası; haksızlığa uğrayanların davası. Kamu vicdanında bu dosyanın failleri belli.”   MA / Emrullah Acar