ÖHD Eş Genel Başkanı Şeker: Öcalan’a yönelik tecrit suç 2021-05-27 09:50:25   DİYARBAKIR – PKK Lideri Öcalan’a yönelik tecride karşı 770 avukat ve hukukçu tarafından “Bu suça ortak olmayacağız” denilerek başlatılan kampanyanın imzacılarından ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, kanunlar açık olmasına rağmen Öcalan’ın haklarından yararlandırılmadığını söyledi.    Uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirildiği 1999 yılından 27 Temmuz 2011’a kadar belli aralıklarla ailesi ve avukatlarıyla görüşebilen PKK Lideri Abdullah Öcalan, bu tarihten sonra 8 yıl boyunca avukatlarıyla görüştürülmedi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde cezaevlerinde başlatılan ve binlerce kişinin katılımıyla 200 gün süren açlık grevleri sonucunda Öcalan ilki 2 Mayıs 2019 olmak üzere aynı yıl içerisinde 22 Mayıs, 12 Haziran, 18 Haziran ve 7 Ağustos  tarihlerinde avukatlarıyla 5 görüşme daha gerçekleştirebildi.   Avukatlarının son görüşmelerinden sonra yaptıkları tüm görüşme başvuruları ise ya yanıtsız bırakıldı ya da disiplin cezaları gerekçesiyle reddedildi.    İmralı’dan haber alınamamasının kamuoyundaki tepkileri büyütmesi üzerine kardeşi Mehmet Öcalan’ın geçtiğimiz 25 Mart tarihinde Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PKK Lideri ile telefon görüşmesi yapmak üzere adliyeye çağrıldı. Fakat yapılan bu görüşme dördüncü dakikadan sonra kesildi.    Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit gündemdeki yerini korurken, cezaevlerindeki tutukluların tecridin sonlandırılması talebiyle başlatmış oldukları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi ise 182’inci gününe ulaşmış durumda.   770 AVUKATTAN ÇAĞRI    PKK Lideri Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile 14 baroya bağlı 770 avukat, İmralı’da uygulanan tecridin sonlandırılması, aile ve avukat görüştürmelerinin sağlanması talebiyle dün bir bildiri yayımlayıp,  hükümete adım atma çağrısında bulundu.    TECRİT DERİNLEŞEREK DEVAM ETTİ   ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, PKK Lideri’ne yönelik tecride ve bu tecride karşı avukatlar olarak topladıkları imzalara ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.   İmralı’da 1999’dan beri tecrit altında tutulan PKK Lideri Öcalan üzerinde özel bir hukuksuzluk konseptinin uygulandığını dile getiren Av. Şeker, tüm uyarılara rağmen tecrit halinin derinleşerek devam ettiğini belirtti.    ‘ÖCALAN’A DÖNÜK TECRİT SUÇ’   Öcalan’ın avukatları ve ailesiyle görüştürülmemesinin bir “suç” olarak gördüklerini ifade eden Şeker, “Özellikle 2010-2011 tarihlerinden sonra avukatların müvekkilleriyle görüşmesi yasaklandı ve sadece 2018 açlık grevlerinde 5 kez görüşme yapılabildi. Öcalan ile yapılan görüşme başvuruları ise cevapsız bırakılıyor şu an. Meslektaşlarımızın müvekkilleri ile görüştürülmemesi, mesleklerinin engellenmesi ve kamu hizmetinin engellenmesi söz konusu. Bu çerçevede bizler böyle bir süreci başlattık ve avukatlar arasında imza süreci düzenledik. 2018-2019 açlık grevlerinin sürecinde Sayın Öcalan’ın çağrısı ile açlık grevleri sonlandırıldı ve görüşlerin gerçekleştirileceği ifade edildi Adalet Bakanlığı tarafından. Ancak geldiğimiz noktaya baktığımızda Adalet Bakanlığı’nın buna riayet etmediği görülüyor. Bizler de yayınladığımız imzalarla suçun işlendiğini ve bu hukuksuzluğun sonlandırılması noktasında böyle bir çalışma yürüttük” dedi.    Av. Şeker, Öcalan üzerinde yürütülen hukuksuzluk sürecine dair insan hakları mücadelesi yürüten avukatlara yaptıkları çağrının hukuk mücadelesi yürüten avukatlar tarafından beklenenin üzerinde destek gördüğünü de kaydetti.   ‘DEVLET HUKUK TANIMIYOR’   Öcalan’ın devlet gözetiminde olduğunu ve Türkiye’de infaz sisteminin kanunlarda açık olduğunu, bunun ayrım yapılmaksızın uygulanması gerektiğinin altını çizen Av. Şeker, kanunların açık olmasına rağmen Öcalan’ın bu haklardan yararlanmadığının altını çizdi.   Av. Şeker, İmralı’da süregelen hukuksuzlukları ise şöyle anlattı: “Şimdi infaz yasasında telefon görüşünde ailenin savcılığa çağrılarak telefon görüşmesi yapılacağı şeklinde herhangi bir şey düzenlenmemiş. Buradan da aslında Öcalan’a özgü bir sistemin uygulandığı görülüyor. AİHM’in ‘ihlal’ kararından sonra kendisine bazı haklar tanınmaya başlandı, ancak şu an o haklar da elinden alınmış durumda. Türkiye, eşitlik ve hukuk ilkesi gereği herkese eşit bir şekilde kanunları uygulamalı. Ancak Adalet Bakanlığı diyor ki; Avukatları ile görüştürülmemesi disiplin cezasından kaynaklanmakta. Ancak tutuklu disiplin cezası alsa bile avukatlar müvekkilleri ile görüşebilir. Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde tam da bahsettiğimiz devletin hukuku tanımadığı ve kişiye özgü bir hukuk uyguladığı anlaşılıyor.”    GUANTANAMO ÖRNEĞİ!   Dünyada İmralı Cezaevi örneğinde sadece Guantanamo Cezaevi olduğunu belirten Şeker, Guantanamo’da hiçbir şekilde hukuk işlemediğini, İmralı Cezaevi’nde de buna benzer bir politika yürütüldüğünü vurguladı. İmralı için hukuktan bahsedilemiyor olmasının devletin keyfi uygulamalarından kaynaklandığını ifade eden Şeker, şu an Öcalan şahsında devletin bütün teamüllerini, ilkelerini ve hukukunu askıya aldığını gördüklerini kaydetti.    Av. Şeker, “Bütün bunları gördüğümüzde bizler de hukukçu olarak devletin hukuk devleti olduğunu hatırlatmak istiyoruz” diye konuştu.   İmralı’daki hukuksuzluk hali içerisinde Öcalan’ın savunma hakkının dahi elinden alındığını belirten Av. Şeker, hükümeti hukuk devletinin sorumluluklarını yerine getirmeye çağırmak için imza toplama sürecine başvurduklarını kaydetti.   ‘BAŞARIYA ULAŞACAĞIZ’   Yaşanan bu hukuksuzluğa karşı avukatlar olarak “Bu suça ortak olmayacağız” diyerek, yola çıktıklarını söyleyen Şeker, şöyle devam etti: “Bizler tecridin sonlandırılması için sadece imza kampanyasını devam ettirmeyeceğiz, farklı çalışmalar da yapacağız. Bu çalışmalarımızı tecrit sonlandırılıncaya kadar sürdüreceğiz. İnsanların hukuka güveni azalsa da bizler bir şekilde bu hukuksuzlukları ortadan kaldırmak için mücadelemiz devam edeceğiz. Cezaevlerinde devam eden açlık grevi eylemleri söz konusu ve tutukluların bu eyleme başlamalarının nedeni, devletin hukukunu uygulamasına dönüktür. Hukukun askıya alınmasından kaygı duyan herkesin bir arada hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Birlikte mücadele ile başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz.”   MA / Ergin Çağlar – Cengiz Özbasar