Açlık grevi 200’üncü gününde: Tek amaç Öcalan’ın özgürlüğü 2021-06-14 09:01:11 DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı bugüne kadar 3 kez açlık grevi eylemine giren tutuklu Mehmet Hayme, “Tek bir amacımız var: Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasıdır” dedi. İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Yükselen tepkiler üzerine bazı dönemlerde Öcalan’ın avukat ve aile görüşmelerine izin verilse de İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit koşulları hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmadı. Öcalan, açlık grevleri ve tepkiler üzerine en son 7 Ağustos 2019 tarihinde avukatları, 25 Mart 2021’de ise kardeşi Mehmet Öcalan ile telefonla görüşebildi.   EYLEM 200’ÜNCÜ GÜNÜNDE   Toplumun birçok kesimi tarafından tepkiyle karşılanan tecride karşı başlatılan eylemler ise kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Türkiye cezaevlerindeki politik tutukluların hem tecridin sonlandırılması hem de cezaevlerine sirayet eden tecrit koşullarının ortadan kalkması amacıyla 27 Kasım 2020’de başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi 200’üncü gününe ulaştı.   Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Mahmur Kampı’nda tecride karşı kadınlar öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemi 179’uncu, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda kalanların başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi ise 162’nci gününde sürüyor.   Tecride karşı tutuklu bulunduğu Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevine giren Mehmet Hayme ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Mehmet Emin Güzel, 200’üncü gününe giren eylemi değerlendirdi.   TEK TALEP: ÖZGÜRLÜK   Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de başlatılan açlık grevi eyleminde 87 gün, 200’üncü gününde devam eden eylem ise 2 kez katıldığını aktaran Hayme, “Bildiğiniz gibi büyük bir mücadele içerisindeyiz ve tek bir amacımız var; O da Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasıdır. Başka hiçbir amacımız ve talebimiz yok” dedi.    Her türlü sonuca rağmen amaçlarından vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Hayme, “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü Kürt halkının, Kürdistan’ın, kadınların, çocukların, gençliğin ve insanlığın kurtuluşu olduğunu biliyoruz. Bu amaçla şuan açlık grevi eylemindeyiz. Bizler büyük bir umutla başladık ve öyle devam ediyoruz. Tabi zorluklar ve baskıları oluyor, ama bundan vazgeçmiyoruz” ifadelerini kullandı.   KARARLILIK MESAJI   Cezaevi yönetiminin uzun bir süredir taleplerine karşı kayıtsız kaldığını aktaran Hayme, “Açlık grevine dahil olan arkadaşlara gereken besinler yeteri kadar verilmiyor. Hasta arkadaşlarımızın ilaçları tedarik edilmiyor. Havalandırmaya çıkıp spor yapamıyoruz, görüşmelerimizi gerçekleştiremiyoruz. Tutukluları uzak cezaevlerine göndererek, baskı altına alıp psikolojik şiddet uyguluyorlar. Ama bunlar bizim için sonuç değildir” diye kaydetti.   Cezaevlerindeki eylemi “tarihi bir direniş” olarak nitelendiren Hayme, şuan kaldığı cezaevinde 3 tutuklunun açlık grevinde olduğu bilgisini paylaştı. Hayme, “Halkımızdan sadece bir şey istiyoruz; Biz Kürt gençleri atalarımızın, toprağımızın, kültürümüzün, dilimizin izindeyiz. Bizler bu halkın çocuklarıyız, kimseden bir şey çalmadık, tek amacımız varlığımız ve toprağımız için mücadele etmektir. Halkımız sadece bunları bilsin ve başlattığımız mücadeleye ses olsunlar” çağrısı yaptı.   AÇIK CEZAEVİ BENZETMESİ   Açlık grevindeki tutukluların, diğer tutuklular gibi haklarından yararlanmak istediklerini ve Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istediklerine dikkati çeken TUAY-DER Eşbaşkanı Güzel ise, “Sayın Öcalan şahsında uygulanan tecrit tüm toplumu etkisi altına aldı. Bugün hiçbir insan ve kurum basın açıklaması yapamıyor ve bir nevi toplum açık bir cezaevinde yaşıyor. İnsanlar hiçbir hak talebini dile getirilemiyor” diye konuştu.   İHLALLERDE ARTIŞ   Cezaevindeki hak ihlallerine dair derneklerine yüzlerce başvuru yapıldığını aktaran Güzel, “Bu başvurular yazılı veya sözlü oluyor. Aslında sözlü başvurmaları bile topluma yayılan tecrit olduğunu söyleyebiliriz. Maraş Türkoğlu, Islahiye, Tekirdağ, Bandırma, Kayseri, Urfa, Trabzon, Diyarbakır gibi çok sayıda cezaevinde yakını bulunan aileler, tutukluların yaşadıkları ihlaller sonucu bizlere başvuruda bulunuyor. Özellikle yeni açılan cezaevlerinde yaşanan sevkler sırası ve sonrasında sürekli hak ihlalleri yaşanıyor. Bu hak ihlallerinin başında ise çıplak arama geliyor. Tutukluların eşyaların verilmemesi, darp edilmeleri gibi çok sayıda hak ihlali var” diye belirtti. Güzel, “Tutukluların taleplerinin yerine getirilmesi için herkes açlık grevi ve yaşanan hak ihlallerine ses olmalı” dedi.   MA / Cengiz Özbasar