'Tecritte karşı ses çıkaralım' 2021-06-14 13:45:52 HABER MERKEZİ- Açlık grevi eyleminin 200’üncü güne girmesi dolayısıyla Diyarbakır, Van, Mersin başta olmak üzere birçok kente yapılan açıklamada, İmralı tecridi ve cezaevlerinde yaşananlara dikkati çekilerek, “Tecride karşı ses çıkaralım” denildi. İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım 2020’de başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 200’üncü gününde. Açlık grevlerine dikkati çekmek için Van Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) basın açıklaması düzenlendi. Sanat sokağında yapılan açıklamaya HDP Milletvekili Murat Sarısaç, HDP, DBP eşbaşkanları ile çok sayıda kişi katıldı.    ‘TECRİDE SON VERİLMELİ'   Açıklamayı TUHAY-DER Eşbaşkanı Ümit Çapan okudu. 20 Temmuz 2016 tarihinde başlayan OHAL’in, 18 Temmuz 2018 yılında sona erdirilmiş olmasına rağmen, OHAL uygulamalarının cezaevlerindeki etkisinin bitmediğini belirten Çapan, 2020 yılından itibaren yaşanan pandeminin cezaevleri açısından daha sert uygulamaları doğurduğunu ifade etti. Cezaevlerinde pandemi tedbirleri adı altında, mutlak bir tecrit hali ve ceza içinde ceza politikası uygulandığını vurgulayan Çapan, “Gelişen süreçte 2021 yılının ilk altı aylık tablosu, ihlallerin artarak devam ettiğini göstermektedir. Cezaevlerinde bulunan tutsaklar, 27 Kasım 2020 tarihinde,  İmralı Adası’nda Sayın Abdullah Öcalan şahsında geliştirilen tecrit politikası başta olmak üzere tüm cezaevlerine ve topluma yayılan tecrit ile bir bütünen hak ihlallerine karşı açlık grevine başladıklarını belirtmişlerdir. Tecrit uygulaması hukuksuz bir uygulamadır. Tecrit insanlık suçudur ve bir an evvel tecride son verilmesi gerekmektedir” dedi.    TAHLİYE HAKKI ENGELLENİYOR   Cezaevi Gözlem Kurulları’nın raporları doğrultusunda siyasi tutsakların tahliyelerinin engellendiğini ifade eden Çapan, “Cezaevlerinde kalan hükümlüler, Ocak ayı itibari ile kurulların bahane içerikli, taraflı ve keyfi raporları ile koşullu salıvermeden faydalanıp tahliye olması gereken onlarca hükümlü tahliye edilmemektedir. Cezaevlerinde haksız bir uygulamaya tepki gösterdiği, açlık grevine girdiği, çıplak aramaya direndiği gibi haksız gerekçelerle ‘iyi halli değildir’ raporu verilmekte kimi zaman da bu durumların hiçbirinin yaşanmamasına rağmen siyasi görüş sebebiyle olumsuz rapor verilmektedir. Tüm bu keyfi ve baskı altında tutmaya yönelik haksız raporlar yüzünden tahliye hakkı kazanmış hükümlüler tahliye edilmemektedir” diye konuştu.   TALEPLERİ SIRALADI   Çapan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin bir rutin hal aldığını ve hak ihlallerine ilişkin yapılan suç duyurusu gibi girişimlerin cezasızlık zırhı neticesinde sonuçsuz kaldığını söyledi. Çapan, “Özelde İmralı Adası’nda Sayın Abdullah Öcalan şahsında geliştirilen tecrit politikası ile genelde tüm cezaevlerinde uygulanan tecrit politikasının yanında birçok cezaevinde hak ihlalleri artarak devam ettiğini yüksek sesle dile getirmeye devam edeceğiz. Tecride karşı ses çıkaralım” diye konuştu.     Çapan, son olarak taleplerini şöyle sıraladı:    *İmralı Adası’nda Sayın Abdullah Öcalan şahsında geliştirilen tecrit politikasına son verilerek açlık grevi eylemcilerinin yasal ve hukuki olan talepleri yerine getirilmelidir.   *Uygulamadaki başta iyi hal kurulu olmak üzere, adil-hukuki olmayan ve toplum vicdanını zedeleyen tüm uygulamalardan vazgeçilmelidir.    *Cezaevlerinden yaşanan her türlü hak ihlaline son verilmeli ve hak ihlalleri kapsamında suç işleyenler hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.   *Adil ve eşit bir infaz yasası ile toplumun ihtiyaçlarına cevap olunmalıdır.    ‘TECRİT İNSANLIK SUÇUDUR’   Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), cezaevlerinde devam açlık grevlerinin 200’üncü gününe ilişkin basın toplantısı düzenledi. Mersin Şube binasında yapılan açıklamaya Barış Anneleri Meclisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Eşbaşkanı Mehmet Alış, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi üyesi avukatlar da destek verdi.   TUAY-DER yöneticisi Ergin Altuntaş, açlık grevlerinin 200'üncü gününde devam ettiğini belirterek, “Dile getirilen talepler uluslararası sözleşmelerle ve kanunlarla güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin mahpuslara uygulanmasıdır. Açlık grevine giren mahpuslar tarafından talep edilen avukat-müvekkil görüşmesi, aile görüşmesi ve yine hapishanelerdeki çıplak arama, kalabalık koğuşlar, keyfi aramalar, hasta mahpusların ihlal edilen sağlık hakları, koşullu salıverilme hakları gibi diğer olumsuz koşulların düzeltilmesi gibi talepler karşılanması gereken en temel insan haklarıdır” ifadelerini kullandı.   ADANA   Adana Akdeniz Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği, açlık grevlerinin 200’üncü günü dolayısıyla dernek binalarında açıklama yaptı. Açıklamaya HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, HDP Adana İl Eşbaşkanı Mehmet Karakış, Barış Anneleri ve tutuklu aileleri ile birlikte çok sayıda kişi katıldı.   "Direnişi büyütelim, tecridi kıralım. Açlık grevleri 200. gününde" pankartı asılan salonda konuşan Derneğin Eşbaşkanı Mehmet Tutuş, açlık grevindeki tutukluların sağlığından kaygı duyduklarını, cezaevlerinden tabutların çıkmaması için taleplerinin yerine getirilmesi için AKP'ye çağrıda bulundu.  Tutuş, "İnsanlık dışı tecrit politikasına son verilmelidir. Tecrit, demokrasi ve hukukla bağdaşmamaktadır. Tecrit insanlık suçudur. Tecrit derhal ortadan kaldırılmalıdır" dedi.   HATİMOĞLULLARI: TECRİT BİR İNSANLIK SUÇU   Tecridin sadece İmralı'ya değil, tüm topluma uygulandığını söyleyen HDP'li Tülay Hatimoğulları da tecridin son bulması için açlık grevinde olan tutukluların taleplerinin yerine getirilmesini istedi. İmralı'da uygulanan tecridin bir “insanlık suçu” olduğunu ifade eden Hatimoğulları, bu tecridin ne hukukla ne de insan haklarıyla bağdaşmadığını vurguladı. CPT'nin İmralı raporuna da değinen Hatimoğulları, "Bu ülkede Kürt sorununun barış yöntemlerle çözülmesi dışında bir seçenek kalmamıştır. Savaş, insanı, doğayı ve bütün canlıları öldürüyor. Bu ülkede elbette barış şiir birlikte yazabiliriz" dedi.   İSTANBUL   Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin son bulması talebiyle cezaevlerinde başlatılan açlık grevinin 200'üncü gününe ilişkin dernek binalarında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya MATUHAY-DER üyeleri ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İlçe Örgütü yöneticileri katıldı.    Toplantıda konuşan MATUHAY-DER Üyesi Zübeyde Gülsür, Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde rehin tutulduğunu bu nedenle tutukluların da tecridin ve hak ihlallerinin sonlandırılması talebiyle süresiz-dönüşümlü açlık grevine başladığını söyledi. Açlık grevi eylemlerinin 200’üncü gününe girdiğini hatırlatan Gülsür, “Türkiye hapishanelerinde uzun süredir yaşanan hak ihlallerine yönelik gerek tutsakların, gerekse avukatlarının her türlü yasal girişimleri sonuçsuz kalmış aksine bu durum sürekli hale gelmiştir. Özellikle son süreçte Pandemi bahane edilerek siyasi tutsaklar açısından infaz koşulları daha da ağırlaşmış ve aleyhlerine bir durum yaratılmıştır” dedi.    TEDAVİ YOK    Pandemi sürecinde açlık grevlerine giren tutukluların durumlarının daha riskli olduğunu ve bağışıklık sistemlerinin zayıfladığının ifade eden Gülsür, “Var olan koşullara pandemi koşullarının eklenmesiyle ihlaller giderek artmıştır. Özellikle cezaevlerinde bulunan çok sayıda hasta tutsak normal koşullarda dahi sağlık hizmetlerine erişebilme noktasında sorun yaşarken pandemi tedbirleri gerekçe gösterilerek tedavileri tamamen durma noktasına gelmiş adeta ölüme terk edilmişlerdir. Bu konu da uyarı yapan hekimler bu süreçte başlatılan açlık grevlerinin önce ki eylemlerden daha fazla risk taşıdığını da dile getirmektedir” ifadelerini kullandı.    KAYGILAR SORUŞTURMAYA TABİ TUTULUYOR   Öcalan üzerinde uygulanan tecridin Türkiye cezaevlerine ve bir bütünen tüm halklara sirayet ettiğinin altını çizen Gülsür, “Cezaevlerindeki tutsakların dışarıdaki yakınlarıyla düzenli görüş yapamaması, mevcut görüşlere sınırlı sayıda görüşçü alınması, tutsakların cezaevlerinde yaşanan sıkıntıları dile getirmelerinden kaynaklı cezaevi idarelerinin verdikleri telefon görüş cezaları, tutsakların ailelerinin yaşadığı illerden çok uzak illerdeki cezaevlerine sürgün edilmeleri, cezaevlerindeki yakınlarının yaşadıkları ağır koşullardan kaynaklı kaygılarını dile getirdikleri için birçok aileye soruşturmalar açılmış olması içeride yaşanan tecridin dışarıya yansıma hali olduğu açıkça ortadadır”  diye konuştu.   ‘ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ’   İktidarın ve yetkili kurumaların 200 gündür devam eden açlık grevi eylemlerine sesiz kaldığının altını çizen Gülsür, şunları dile getirdi: “Tecridin bir işkence niteliğinde olduğunu, başta Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere cezaevindeki tutsakların ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerdeki temel haklarının korunması gerektiğini, toplumsal belleğimizde ağır tahribatlar ve derin yaralar oluşturabilecek olan bu sürecin bir an önce çözüme kavuşturulmasını, süresiz - dönüşümlü açlık grevi eyleminin daha ağır noktalara gelmeden ve can kayıpları yaşanmadan çözüm üretilmesi için Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumları bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeye ve kalıcı çözümler için bir an önce adım atmaya çağırıyoruz.”   SİİRT    Siirt TUHAY-DER de HDP İl Örgütü binasında yaptığı açıklamayla, tecritte dikkat çekti. Açıklamaya HDP Milletvekilli Sıdık Taş ve dernek yöneticileri katıldı. TUHAY-DER yöneticilerinden Necmeddin Yur, uluslararası hukukun yok sayılarak tecridin sürdürüldüğünü söyledi. Yur, “İmralı’daki tecrit ağırlaştırarak devam etmektedir. Bunun yanı sıra diğer cezaevlerinde işkenceye varan tutumlar var. Ayakta sayım, hastaneye götürülürken kelepçeli götürülmesi gibi. Tutukluların herhangi bir talebi kabul görmüyor. Kulaklar taleplere kapatılmış durumda. Cezaevlerinde devam eden insan onurunu zedeleyici tutuma son verilmeli. Hasta tutuklular derhal serbest bırakılmalı” dedi.