Hasta tutuklular Güler ve Erbağ için seslendiler 2021-06-19 14:09:35   ANKARA / İSTANBUL – İnsan hakları savunucuları, İstanbul ve Ankara'da yaptıkları açıklamalarla cezaevinde tutulmasında sakınca görülmeyen Sıddık Güler (81)  ile Semiran Erbağ'ın (33) karşı karşıya bulunduğun hayati riske dikkat çekti.    Konuşmakta ve yürümekte dahi zorluk çekmesine rağmen İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 81 yaşındaki ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’e “cezaevinde kalmasında sakınca yoktur” raporu verildi.   Hasta tutukluların durumuna dikkat çekmeyi sürdüren Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube binasında basın toplantısı düzenledi. İnsiyatif 354’üncü haftasına ulaşan eylemlerinde bu kez Hatay-İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan 81 yaşındaki ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’in durumuna dikkati çekti.   Güler hakkında bilgi veren İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, 25 yıldır cezaevinde olan Güler’in defalarca infazının durdurulması için girişimde bulunulmasında rağmen cezaevinde tutulmaya devam edildiğini söyledi.   Çevirmen, görme ve işitmekte sorunlar yaşayıp, , kalp rahatsızlığı bulunduğunu aktardığı Güler’e ilişkin “İki kez anjiyo olmuştur. Ayrıca iltihaplı eklem romatizması bulunmaktadır. Eklem romatizması, özellikle nemli olan yerlerde eziyet verici bir durum yaratmakta ve bulunduğu hapishanenin olduğu bölge yoğun nemli bir iklime sahiptir” diye belirtti.   KONUŞMADA VE YÜRÜMEDE ZORLUK ÇEKİYOR   Çevirmen, devamında Güler’e dair şu bilgileri paylaştı: “Sürekli olarak ağrı ve halsizlik çekmektedir. Kronik olarak yüksek tansiyon hastalığı da bulunmakta ve risk teşkil etmektedir. Yaşamsal ihtiyacını karşılama konusunda yanında olan arkadaşlarından destek almak zorundadır. Ailesi tarafından ziyaret edildiğinde, konuşmakta, yürümekte zorlandığı gözlenmekte, kimi zaman görüşe tekerlekli sandalye ile getirilmektedir. Kış aylarında yoğun öksürük nöbetleri geçirmektedir.”   CEZAEVİNDE KALMASINDA SAKINCA BULUNMADI!   İnfazının durdurulması için yapılan başvuru üzerine Güler’in İskenderun Devlet Hastanesine sevkinin yapıldığını ifade eden Çevirmen, hastanenin sağlık kurulu tarafından 2 Mart’ta hazırlanan raporda “doktor ve reviri bulunan bir cezaevinde kalmasında sakınca yoktur” ibaresi ile infazının ertelenmesinin reddedildiğini paylaştı.   Güler’in hastalıklarına rağmen cezaevinde tutulmasına tepki gösteren Çevirmen, “Mahpuslar arasında yapılan ayrımcılık uygulamasıyla yasal olarak düzenlenmiş olan haklardan hasta mahpuslar eşit olarak faydalandırılmamakta. Onlarca 80 yaşın üzerinde mahpus; yaşlılık, ağır hastalık, başkasının bakımına ihtiyaç duymasına rağmen hapishanede kalmaya devam etmektedirler” dedi.   ‘İNFAZI ERTELENSİN’   İlerlemiş yaşı ve hastalıkları nedeniyle arkadaşlarının bakımına ihtiyaç duyan Güler’in infazının ertelenmesinin zorunlu olduğunu söyleyen Çevirmen, “Sağlığı için uygun olmayan hapishane koğuşları durumunu daha da zorlaştırmakta ve her gecikilen süre durumunu daha da ağırlaştıracaktır” diyerek, infazının ertelenmesini talep ettiklerini ifade etti.   İSTANBUL     İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu da  482’nci haftasına ulaşan “F Oturumu" eylemlerinden Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutuklu Semiran Erbağ’ın (33) durumuna dikkat çekti.   Komisyon üyesi Ferit Barut, yaptığı açıklamada cezaevlerindeki koşulların tutukluların yaşamlarını tehdit eder boyuta geldiğini söyledi. Pandemi sürecinde bulaşın önlenmesi maksadı ile uygulanan karantina, ziyaret, iletişim ve posta haklarına getirilen kısıtlamaların ciddi hak ihlallerine neden olduğunu söyleyen Barut, "Yine tecrit uygulamasına ve hak gasplarına karşı sürdürülen açlık grevi, 200 günü aşmış olmasına rağmen, çözüme dair adımlar atılmaması, mahpusların yaşam haklarına ağır tehdit oluşturmakta, yetkililerden acil çözüm beklenmektedir” dedi.    KALBİ SAATLİ BOMBA    Barut, sonrasında 3 yıl önce tutuklandığı belirttiği hasta tutuklu Semiran Erbağ’a ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Erbağ; yüksek tansiyon, mide ve bağırsak iltihabı, eklem iltihabı, kemik erimesi ve kalp damarlarında daralmaya bağlı hastalıkları nedeniyle yoğun halsizlik, ani bayılma, ellerde titreme, ileri derecede reflü  gibi ciddi sağlık sorunları yaşamakta, haftada iki ya da üç kez acil müdahale için hastaneye götürülüp getirilmektedir.  Semiran Erbağ gibi yüksek tansiyon hastası olan ve bundan kaynaklı daha önce felç geçiren annesi, ‘Kızım hasta tutuklu, her gün hastaneye götürüyorlar ama hapishane koşullarında yeterli tedavi olanakları  yok. O kadar çok zayıflamış ki tanıyamıyorum bile. Cezaevlerinden cenazelerin çıkmaması için hükümete çağrıda bulunuyorum; Tüm hasta tutukluları serbest bırakın’ diyor. Ablası ise;  son ziyareti sırasında kardeşinin; ‘Doktor kalbimin saatli bir bomba gibi olduğunu, her an kalp krizi geçirebileceğimi söyleyerek, tehlikeye dikkat çekti’ dediğini aktardı.”     Erbağ’ın serbest bırakılması çağrısında bulunan Barut, Kovid-19 salgını da dikkate alınarak, Erbağ ve ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere tüm yaşlı, engelli, çocuk ve çocuklu kadın mahpusların serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için kamuoyunu duyarlı olmaya, yetkilileri ise göreve davet etti.