KESK: İktidarın kışkırtıcı dili saldırılara zemin hazırlıyor 2021-07-31 14:24:47   ANKARA - Konya’da Kürt aileye yönelik yapılan ırkçı saldırıya tepki gösteren KESK, iktidarın kışkırtıcı dilinin saldırılara zemin hazırladığına vurgu yaptı.    Konya'nın Meram ilçesinde Kürt aileye dönük ırkçı saldırıda Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin katledilmesine ilişkin Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yazılı açıklama yaptı. Açıklamada her anlamda ülkenin ateş içerisinde olduğu, 6-7 Eylül 1955, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum, Sivas, Diyarbakır, Suruç, 10 Ekim, İzmir gibi katliamların planlarını yapanların bir kez daha “karanlık dehlizlerde” ülkeyi tümden uçuruma yuvarlayacak kaos planın adım adım hayata geçirilmeye çalışıldığı belirtildi.    TUTUM AYNI   Giderek yaygınlaşan, sistematik hale gelen etnik ayrımcılığın sonucunda Konya'da bir ailenin toplu katledildiği ifade edilen açıklamada, iktidarın ve medyanın kışkırtıcı dilinin bu tür saldırılara zemin hazırladığına vurgu yapılan açıklamada, "En son İzmir olmak üzere her ırkçı saldırı sonrasında iktidara ve giderek yandaşlığı da aşan, insani değerlere karşı kontra bir faaliyet yürüten havuz medyaya ayrımcı, ötekileştirici, nefret söylemlerini terk etmeleri çağrısında bulunarak, bu politikanın bir arada yaşam zeminini ortadan kaldırdığına işaret ettik. Ancak iktidar bloğu bırakalım uyarıları ciddiye almayı, uyaranları da suçladı, hedef gösterdi. Bununla da yetinmeyip Meclis kürsüsünde İzmir katliamını normalleştirmeye, meşru göstermeye kadar vardırdılar işi. Ne yazık ki, dünden bu yana iktidar çevrelerinin yaptıkları açıklamalar da aynı tutumun sürdürüleceğini göstermektedir" denildi.    Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: "Bu topraklarda ilk kez yaşanan yaşamını yitiren bir ananın mezarlığa gömülmesini engelleyenlerle fotoğraf çekilenlerin, 103insanın yaşamını yitirdiği 10 Ekim katliamından sonra anket düzenleyenlerin, mafya ile iç içe geçenlerin, Hrant Dink cinayetinde rolü olduğu için yargılanan emniyet amirini Konya’ya emniyet müdürü olarak atayanların hala iktidarda olduğu bir ülkede kaygılı olmak için çok fazla nedenimiz var. Bu karanlık tablodan sorumlu olanların Kürt halkına ve kurumlarına yönelik saldırıları 'münferit, aile meseleleri'  olarak adlandırmaları suçlu olma durumlarını örtbas etme çabasıdır. Biliyoruz ki, saldırılara zemin sunan politikalarda ısrar edenler, orman yangınlarında ortada hiçbir delil ortada yokken bir halkı, bir partinin üyelerini hedef gösterenlere yönelik de işlem yapmayacaklardır. Çünkü birlikte karanlığı büyütüyor, karanlıktan besleniyorlar.   ORTAK TUTUM ÇAĞRISI   Ne yazık ki, büyük bir çürüme yaşanmakta, düzen çökerken daha fazla acı, kan, gözyaşı, işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik, savaş, baskı ve zulüm getirmektedir. Halklarımız ve emekçiler bu karanlık gidişe mahkûm değildir. Her defasında yaşanan katliam ve kayıplarla da Kürt sorununun güvenlik politikalarıyla, baskı ve zulümle çözülemeyeceği bir kez daha kanıtlanıyor. Bu nedenle; öncelikle emekten, demokrasiden, barıştan ve kardeşlikten yana tüm kesimleri katliamın gerçek nedenini açıkça ifade etmeye, ortak tutum almaya çağırıyoruz. Irkçılık ve milliyetçilik faşizmin, kapitalist sistemin hastalıklı sonuçlarındandır. Irkçılıkla mücadele barış ve demokrasiyi savunmadan, gereğini yapmadan yürütülecek bir mücadele değildir.   FAŞİZAN TUTUM TERK EDİLMELİ   Ülkemizde tamamen yok edilen demokrasiyi acilen güçlü bir biçimde yeniden inşa etmek için ihtiyacımız dayanışma ve mücadeledir. Konya’da yaşanan ırkçı katliamı bir kez daha kınıyor, lanetliyoruz. Tetikçiler derhal yakalanmalı, yargı önünde hesabı sorulmalıdır. Saldırılara zemin sunan ayrımcı, milliyetçi, şovenist, faşizan politikalar terkedilmelidir."