KNK’den ulusal sorumluluk çağrısı: Kürtler büyük tehlikelerle karşı karşıya 2021-09-02 09:02:15 HABER MERKEZİ - Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik yeni konsept hazırladığını belirten KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Kürtlerin büyük tehlikelere karşı ulusal sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi.  Türkiye’nin 23 Nisan'da Federe Kürdistan Bölgesi'ne yönelik başlattığı operasyon sürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik operasyonlarının yanı sıra savaş uçakları ve SİHA'larla Mahmur ve Şengal’e yönelik birçok kez hava saldırısı yapıldı. Şengal’e yönelik hava saldırılarında birçok kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı. Türkiye son olarak Federe Kürdistan Bölgesi hükümetinin kontrolündeki Zaho kentinde bulunan ve Êzidîlerin kaldığı Qadiya Kampı’nı bombaladı. Türkiye’nin saldırıları, KDP’nin tutumu ve bölgedeki gelişmeleri değerlendiren Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmet Karamus, saldırıların bölge açısından büyük tehlikeler barındırdığını söyledi.   YENİ KONSEPT    Bölgede çok önemli gelişmelerin yaşandığını ifade eden Karamus, "Aktör devletler kendi menfaatleri doğrultusunda bölgede bir takım değişiklikler yapmak istiyor. Afganistan’da yaşanan gelişmeler bölgedeki siyasi atmosferi nasıl değiştirir bilinmiyor. Ama gördüğümüz kadarıyla buradaki durum ve siyasi kriz Afganistan'dan çok farklı olmayacaktır. Türkiye’nin bölgeye dönük saldırılarına karşı gösterilen tutum ortadadır. YNK içindeki çelişkiler ve Irak seçimleri gibi konulara baktığımızda bölgede çok derin bir kriz yaşanıyor. Türkiye ve KDP tarafından bir konsept hazırlanmış. Bölgede aldığımız duyumlara göre; KDP'nin de bu konsept içinde yer alıyor. Türkiye’nin bölgeye dönük havadan ve karadan saldırıları farklı yöntemlerle sürüyor" dedi.   TOPYEKUN SAVAŞ   "Türkiye bölgede topyekun bir savaş başlatmış durumda" diyen Karamus, şunları söyledi: "Bu durum çok tehlikeli bir aşamaya gelmiştir. Şüphesiz bu saldırılara karşı verilen bir mücadele var. Ama şunu bilmemiz gerekir ki; eğer bölgede çok daha farklı bir durum gelişirse hazırlanılmakta olan konsept sonuç alacak ve bu Kürt halkına büyük zarar verecektir. Böylesi bir savaşta Kürt halkının kazanımı yoktur. Türkiye’nin bu konseptine farklı devletlerin de katıldığını görüyoruz. İran ve Baas Rejimi de bu konsepte yer alıyor. Bu güçlerin hedefi Kürt halkının kazanımlarıdır. Kürt halkının kazanımlarına topyekun bir şekilde saldırarak tasfiye etmek istiyorlar. KNK olarak bu konsept içerisinde Kürt halkının çıkarını görmüyoruz. Bu konsepti teşhir etmemiz gerekir."   YNK İÇERİSİNDEKİ ÇELİŞKİLER   YNK içerisinde Lahur Şêx Cengî ve Bafil Talabani arasında yaşanan çelişkilere değinen Karamus, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye’nin işgal saldırılarına destek veren güçler var. Bir Kürt partisi işgal saldırılarına destek verirse, Kürt halkı bunu kabul etmeyecektir. YNK arasında yaşanan iç çelişkiler ve sorunları, Türkiye ve KDP’nin savaş konseptinden ayrı ele almamak lazım. KNK olarak, YNK içinde böyle bir sorunun sürdürülmesini istemiyoruz. YNK bölge siyasetinde önemli bir rol ve misyona sahip bir Kürt partisidir. Bölge halkının YNK’ye ihtiyacı var. YNK’nin bu iç çelişkileri diyalog yoluyla çözüme kavuşturması gerekiyor. Sorunların devam etmesi Kürt halkının çıkarlarına ve kazanımlarına zarar veriyor. Bu çelişkiler Türkiye’den bağımsız değil. YNK bugüne kadar Türk devletinin bütün saldırılarına karşı tepkisini dile getirdi. Bundan kaynaklı da Türkiye, YNK arasında iç çelişki çıkartıyor ve bunun için de ayrı bir çabası var. YNK’nin zayıflaması düşmanı güçlendirecektir. Bu yüzden dikkat etmemiz gerekir ve bu oyunlara gelmemiz gerekir" diye konuştu.     ŞENGAL’E SALDIRILAR   Şengal'e yönelik saldırılara dair Karamus, “TSK’nin son saldırısı Irak Başbakanı Mustafa Kazımi’nin bölgeye yapacağı ziyaret gününde yapıldı. Saldırıda YBŞ komutanı hedef alındı. Irak Hükümeti’nin bu saldırılara karşı sessizliği bize şunu gösteriyor; bu saldırı 9 Ekim Anlaşması’nın sonucudur. Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi Hükümeti, bu saldırının ortaklarıdır. Saldırılara karşı tutumları net olmalıdır. Koalisyon güçleri de bu saldırıları onaylamasaydı, Türkiye’nin saldırma cesareti olmayacaktı. 9 Ekim Anlaşması’nı bu şekilde uygulamaya geçirmek istiyorlar. Bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Şengalliler de saldırılara karşı inisiyatif alıp ses çıkartmaları gerekir. Ama öyle görünüyor ki Şengal üzerinde gerçekleştirilen de bu bahsettiğimiz konseptin bir parçasıdır. 4 devletin içinde olduğu bir konsept hazırlandı. Bir hastanenin bombalanması savaş suçudur. Uluslararası güçlerin bunun hesabını sorması gerekir. Bu suç dünyanın başka bir yerinde işlenseydi dünya buna karşı bu şekilde tepkisiz kalmazdı. Bu sessizlik ikiyüzlülüktür. Türk devleti uluslararası kanunları ihlal ediyor. Ama buna karşı herkes sessiz. Bu insanlığın günahıdır" diye belirtti.    DEMOGRAFİK YAPI   Türkiye'nin son saldırılarının, "Kürt halkının dilini, kimliğini ve varlığını tanımıyorum" anlamına geldiğini ifade eden Karamus, “Kürtlerin nerede olduğu veya hangi koşullarda yaşadığı onlar için pek bir anlam ifade etmiyor. Her şekilde saldırıyorlar. Türkiye, Kürt halkına karşı topyekun bir savaş başlatmış. Kürdistan olarak adlandırılan bölgenin demografik yapısını değiştirmek istiyorlar. Kürtlerin yerine de Arapları ve radikal çete gruplarını getirmek istiyorlar. Türkmenistan, Kafkasya bölgesi ve birçok Arap devletinden insanlar Kürdistan coğrafyasına yerleştiriliyor" ifadelerini kullandı.   BÜYÜK TEHLİKE    Irak merkezi hükümetinin saldırılara destek verdiğinin görüldüğünü aktaran Karamus, “Irak’ta son günlerde ciddi bir trafik var. Türkiye, Irak’taki görüşmelerine bir anda hız verdi. Türkiye'den gelen yetkililer, bir yandan Irak İçişleri, bir yandan Dışişleri bakanlarıyla, bir yandan da Irak Başbakanı Mustafa Kazımi ile görüşmeler yapıyor. Mustafa Kazımi bu konseptin öncülüğünü yapıyor. İran’ın da konsepte dahil olduğu bilgisi var. Amaçları bölgeyi yeniden dizayn etmektir. Bundan kaynaklı da bizler büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Kürt halkı ve kazanımları büyük bir tehlikeyle yüz yüze. Hepimizin bu sürece ciddi yaklaşmamız gerekir" şeklinde konuştu.   İŞGALE KARŞI PLATFORM   Karamus, devamında şunları söyledi: "Bize tarihi ve ulusal bir sorumluluk düşüyor. Kendi kazanımlarımızı korumamız için ortak fikre ihtiyacımız var. Bunun oluşması için de ciddi bir çaba içerisindeyiz. Kanaat önderleriyle görüşmeler alıp bu diyaloğun önünü açıyoruz. Önümüzdeki günlerde işgale karşı bir platform kuracağız. Umut ediyoruz ki dört parça Kürdistan’dan yazarlar, siyasetçiler, akademisyenler, aydınlar, sanatçılar ve gazeteciler katılır. Birlik olursak ve bu tehditlere karşı hep birlikte karşı durursak püskürtebiliriz. Gün hep birlikte direnme günüdür. Her alanda ve yerde direnmemiz gerekir. Bu konsepte katılan Kürt güçlerine sesleniyoruz; bu yanlıştan dönün, gelin Kürdistan halkının mücadelesinin yanında yer alın."   MA / Zeynep Durgut