Diyarbakırlılar: Sokaklarımızda zırhlı araç istemiyoruz 2021-09-09 09:04:07   DİYARBAKIR - Miraç Miroğlu'nun zırhlı araçla katledilmesine tepki gösteren Diyarbakırlılar, “Çocuklarımız için tedirginiz. Bölgemizde zırhlı araç istemiyoruz” dedi.   Bölge kentlerinde asker ve polislere ait zırhlı araçlar her gün bir can alıyor. Son 13 yılda 20'si çocuk en az 40 kişi zırhlı araçların altında can verdi. En son Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Turgut Özal Mahallesi’nde 3 Eylül’de evinin önünde bisiklet süren 7 yaşındaki Miraç Miroğlu, zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Miraç’ın faili polis de önceki birçok olayda olduğu gibi ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Zırhlı araçların en çok can aldığı kentlerden birisi olan Diyarbakır'da, mikrofon uzattığımız yurttaşlar, zırhlı araçların kendilerini tedirgin ettiğini belirtti.     CEZASIZLIK POLİTİKASI   Miraç'ın öldürülmesine çok üzüldüklerini belirten Suat Dinar, bölge kentleri dışında herhangi bir kentte böylesi olayların yaşanmadığını ifade etti. Dinar, “Burada bize yapılan bu zulüm batıya yapılmıyor” dedi. Bu olaylara göz yumulmaması gerektiğini vurgulayan Dinar, "Ben bu yaşta, o araçlar yanımdan geçince endişeleniyorum. Çocuklarımız okula gidiyor ve trafikte sürekli zırhlı araçlar var. Hepimiz bu konuda çok tedirginiz. Duruma tepkilerini ortaya koymalılar. Bu suçu işleyenler mahkemeye çıkarılıyor ve sonrasında serbest bırakılıyor. Ben bir çocuğa vursam ceza alırım. Ama bir devlet memurları bunu yapınca bir şey denilmiyor. Askerler çocuklarımızı katlediyor ama ceza almıyorlar. Bölgemizde zırhlı araç istemiyoruz” diye konuştu.    ‘ÇOCUKLARIMIZI YERDE BULMADIK’   Bu olayların sadece bölge kentlerinde yaşandığına dikkati çeken Mehmet Sıdık Çelik, “Emniyettir diye çocuklarımızı vurup geçmeye hakkı mı var? Çocuklarımızı yerde bulmadık. Kaza kazadır, ama o kaza bir kaza değil. Kim olursa olsun bu olay karşısında cezasını almalı. Serbest bırakılmaları kanunca doğru değil. Herkes tedirgin bu konuda. Bölgemizde zırhlı araç istemiyoruz. Gelmişler emniyetin her tarafına duvar örmüşler. Yani sen kendini koruyamıyorsan vatandaş nasıl kendini korur? Batıda ne zırhlı araç var ne de böyle güvenlik duvarları var. Burası başka ülke midir?” şeklinde tepkisini dile getirdi.   SORUMLU DEVLET    “Yarın bizim çocuk da olabilir" diyen Kadri Yalınkılıç, “Devletin de halkın da buna duyarlı olması lazım. Önlem alınmış olması gerekiyordu. Zırhlı araçlar biraz daha dikkatli olmalı” dedi. Miraç’ın failinin serbest bırakılmasına tepki gösteren Yalınkılıç, "Cezası neyse çekmesi lazımdı. Zırhlı aracın süratini azaltması lazımdı. İster memur ister halk olsun fark etmiyor. Sonuçta o memur da oradaki halkın parasını alıyor. Fakat sonra o çocukları eziyor. Ben bu konuda tepkiliyim. O devlet memurunun şimdi içeride olması gerekirdi. Devlet bundan sonra sorumludur” ifadelerini kullandı.   ‘ÇOCUKLARIMIZ GÜVENDE DEĞİL’   Zırhlı araçların varlığına ve süratine tepki gösteren Nilgün Varlı, “Onların da (Miraç'ın ailesi) ciğerleri yanıyor. Bu olayın duyulması lazım. Ben bir anne olarak çok üzüldüm. Sürekli her yerde zırhlı araç dolaşıyor. Çocuk söz konusu olduğunda çok üzülüyorum ve çok etkileniyorum" sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi. İfade özgürlüğünün olmamasından kaynaklı düşüncelerini rahatça dile getiremediğini söyleyen Varlı, şunları söyledi: “Artık öyle bir durum olmuş ki insan hiçbir şey konuşamıyor. Söylenecek çok şey var ama söyleyemiyorum. Bölgede zırhlı araç istemiyoruz. Gözümüzden sakınıyoruz aman bir şey olmasın diye. Güvenlikli bir evde oturuyoruz ama ona rağmen ben tedirgin oluyorum. İki adım dışarıya çıksa başına ne geleceği belli değil."   MA / Eylem Akdağ - Ceylan Şahinli