Av. Yürekli: Öcalan yasaları infaz hukukunun temelini oluşturdu 2021-10-02 13:06:36 DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uygulamaların genelleştirildiğini belirten avukat Cengiz Yürekli, “Öcalan yasalar, haklar ve özgürlüklerden yararlanmasın diye geliştirilen hukuk sistemi, gelinen noktada infaz hukukunun temelini oluşturdu” dedi.    MED TUHAD-FED ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) Diyarbakır’da düzenlediği “Bir ceza devleti olarak Türkiye’de hapishaneler” konulu panel, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Cengiz Yürekli’nin “Ağırlaştırılmış müebbet” kavramı üzerinden sunumuyla devam etti.    ‘İNFAZ YASASI’ MEŞRULAŞTIRMASI       Türkiye’de yargı sistemi ve cezaevleri sistemi üzerinde duran Yürekli, İnfaz Kanunu’nun beraberinde getirdiği uygulamalara değindi. Yürekli, “Verilen bütün cezalar yarı oranında arttırılıyor. Bu durum cezaevlerinde düşmanca yaklaşımlarla devam ediyor. Kötü muamele ve uygulamalar, ‘İnfaz Yasası’ adı altında meşrulaştırılıyor. Ağırlaştırışmış infaz rejimi; ömür boyu değil, ölünceye kadardır. Bu Türkiye’ye özgü bir şey. Ömür boyu ve ölünceye kadar kavramları arasında fark var. Yani cezaevinde son nefesini verecektir” dedi.    TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER   İnfaz Kanunu ile tutukluların tüm temel hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Yürekli, “Aile ve telefon görüşme ve ziyaret hakkı, 15 günde bir tanınıyor. Bunun dışında bir hak tanınmıyor. İnfazın iyileştirilmesi için mahpuslar çalıştırılıyor ancak politik tutuklular için bu geçerli değil. Yasa bunu tanımlıyor ama Türkiye’de uygulanmıyor. Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilenler, ortak alanları kullanamıyor. Mahpusların dış dünyayla teması kesiliyor” diye belirtti.    İKİNCİ CEZALANDIRMA    Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen tutukluların disiplin cezalarıyla ikinci kez cezalandırıldığını ifade eden Yürekli, “Mahpuslara hücre cezaları veriliyor. Bu, ömür boyu bir cezaya dönüşüyor. Sürekli işletilen disiplin cezaları var. Düşmanca bir yaklaşım var” diye konuştu.    DEVLET DÜŞMANLIĞI!   Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarına rağmen hasta tutukluların tahliye edilmediğini belirten Yürekli, “ATK eğer rapor verirse, mahpusun tahliyesinin önü açılıyor. Ancak rapor da verilse, infaza ara verilmiyor, ‘cezaevinde dünyaya gözlerini kapatacak’ deniliyor. Bir devlet kendi yurttaşına nasıl böyle bir düşmanlık duyar. Bu uluslararası evrensel kriterlere uygun mu?” diye sordu.    TAVSİYELER GEÇERSİZ   Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi ve diğer cezaevlerine yaptığı ziyaretlere değinen Yürekli, “CPT; ‘ağırlaştırılmış müebbet sistemi yanlıştır, bu sistem kabul edilemez, diğer mahpuslarla bir araya gelmesi neden engelleniyor’ diye soruyor. Yine benzer konuda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararları var. Ancak Türkiye’de bu kararların hiçbiri geçerli değil” şeklinde konuştu.    ÖCALAN’A ÖZEL İNFAZ SİSTEMİ   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla Türkiye’ye getirilmesiyle yeni bir infaz sisteminin inşa edildiğini söyleyen Yürekli, sözlerini şöyle sürdürdü: “1999’a gelindiğinde 20 yıla kadar cezaevinde kalan yoktu. 2002’de idam kalktı, yerine ağırlaştırılmış müebbet cezası getirildi. Ölünceye kadar… Daha sonra TCK’daki karşılığını tartıştılar. Sayın Öcalan’ı bırakacaklar diye oy birliğiyle ölünceye kadar cezaevi düzenlemesini getirdiler. Türkiye’nin mevzuatında bunun yeri yok, kendi hukukuna da aykırı.”   ÖCALAN’IN KOŞULLARI YASALLAŞTIRILDI   Öcalan’ın koşullarının yasallaştırılarak herkese uygulanmaya başlandığını belirten Yürekli, “Yüzlerce kişi bu kanun kapsamında tutuluyor. İnfaz rejimi sadece Sayın Öcalan’la ilgili değil. Hatırlarsanız, ‘Öcalan’ı bırakacaklar diye ölünceye kadar’ kavramına öncülük edenler, daha sonra Ergenekon’dan tutuklandılar ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldılar. Yine 15 Temmuz’dan sonra yüzlerce insan bu koşullar altında tutulmaya başlandı. Sırf Sayın Öcalan için getirilen bu yasaya herkes destek verildi. Bu kez İmralı uygulamalarını cezaevlerinde uygulamak istediler. Defalarca F tipleri denendi, tutsaklar bunu kabul etmedi. 19 Aralık 200’de katliamlarla F tipini devreye koydular” dedi.    CPT VE AİHM’İN ROLÜ    CPT ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu uygulamalardaki rolüne değinen Yürekli, şunları söyledi: “AİHM de CPT de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de masum değiller. Bu politikaların fikri yürütücüleridir. Kolektif haklar konusunda fikri yürütücülerdir. Bu sistemin kaynağı, Sayın Öcalan merkezli siyasetten geliyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmaması da Sayın Öcalan’la başladı. 2014’te Öcalan kararını uygulamadılar, AİHM kararı uygulamadılar. Öcalan yasalar, haklar ve özgürlüklerden yararlanmasın diye geliştirilen hukuk sistemi, gelinen noktada infaz hukukunun temelini oluşturdu. Buna çözüm bulmak istiyorsak, siyasetin, toplumun yelpazesi bu gerçeklikle yüz yüze gelmeli. Bunu ortaya koymadığınız sürece, çözümlere gitmemiz söz konusu değildir.”   Panel, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sunumuyla devam ediyor.