Özdemir: Türkiye İmralı'daki hak ihlallini çarpıtıyor 2021-10-16 09:02:31 DİYARBAKIR - Avukat Mehdi Özdemir, AİHM'in Öcalan ve diğer tutukluların şartlı tahliye imkanı olmadan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının "umut hakkının korunmasının" ihlali olduğu yönündeki kararına karşılık Türkiye'nin Bakanlar Komitesine gönderdiği yanıtın "çarpıtma" olduğunu söyledi.  Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklu Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan hakkında verilen “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile ilgili 26 Temmuz’da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvurdu. İnsan hakları ve hukuk örgütlerinin başvurusunda, müebbet hapis cezasına dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararlarına dikkati çekilerek, bu durumun acil gündeme alınması talep edildi.    İnsan hakları ve hukuk örgütlerinin başvurusuna 7 Eylül’de cevap veren Türkiye ise, 2009’dan bu yana İmralı’da ihlal olmadığını ileri sürdü. Türkiye, Öcalan ve diğer tutukluların tahliye imkanını gündeme getiren “umut hakkı” ve “ağırlaştırılmış müebbet cezası hakkında yasada değişiklik” yapılmasına ilişkin başvuruda yer alan tespit ve önerileri ise görmezden geldi. Türkiye’nin, sadece Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) daha önceki yıllarda İmralı’nın fiziki koşullarını dair hazırladığı raporu ele alması dikkati çekti.    TÜRKİYE’NİN İDDİALARINA YANIT   Bunun üzerine Türkiye'nin iddialarına ilişkin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne yanıt veren başvurucu insan hakları ve hukuk örgütleri,  "Hükümet, cevaplarında STK’lerin bildiriminde belirtilen hususlara dair hiçbir somut cevap vermemiştir. Yanıltıcı bir şekilde, Türkiye hukuk sisteminde müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları bakımından koşullu salıvermenin imkan dahilinde olduğu belirtilmiş ve İmralı Hapishane koşullarının 3. maddenin ihlali niteliği taşımadığı iddia edilmiştir" dedi.    'CEVAP BAŞVURUYU YANSITMIYOR'   AİHM'in kararı sonrası Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanan ve gerekli yasal düzenleme yapılmadığı için yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Civan Boltan'ın avukatı Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mehdi Özdemir, Türkiye'nin Bakanlar Komitesi'ne verdiği yanıtı değerlendirdi.    Türkiye'nin umut hakkına değinmeden verdiği yanıtın başvurunun içeriğini yansıtmadığını kaydeden Özdemir, "Türkiye'nin vermiş olduğu cevap, ne AİHM’nin ihlal kararını ne 4 kurumun ihlal kararına yapmış olduğu başvuruya ilişkin bir cevabı yansıtıyor. Sadece bir cezaevi koşulları itibariyle 2013 yılına kadar CPT’nin yapmış olduğu gözlemler ve o tavsiyelere ilişkin olarak hükümetin sonraki süreçlerde almış olduğu tedbir ve önlemleri kapsıyor" tespitini yaptı.   YENİDEN YARGILANMAYI GEREKTİRİYOR   Türkiye'nin yanıtının anlaşılması için öncelikle AİHM'in verdiği ihlal kararlarına bakılması gerektiğine işaret eden Özdemir, "AİHM, 'Bir kişinin tek bir mahkeme kararıyla kalan ömrünü cezaevinde geçirmesini sağlamak, işkence, insanlık dışı ve kötü muamele yasağı ihlaldir' diyor. AİHM’in bu 4 kişi hakkında verdiği ihlal kararı kendi içerisinde Türkiye'de esasında bir yeniden yargılamaya tabi tutulması gerektiriyor. Esasında bu yeniden yargılanma neticesinde daha farklı bir yargılama, daha farklı bir ceza veya beraata dönüşmesi gerekir. Bu ne olabilir, süreli bir hapis cezası, daha farklı tipte bir ceza infaz durumu, daha farklı tipte beraat kararına dönüşebilecek noktada değerlendirilmesi gerekiyor. Aslında AİHM'in ihlal kararı, bu noktada değerlendirilmesi gerekirken, Türkiye tarafından bu ihlal kararlarının gereği yerine getirilmiyor. Bu sorun çözümlenmiyor" diye konuştu.   MAHKEME YASAL DEĞİŞİKLİK İSTEDİ   Sorunun yapısal bir sorun olduğuna dikkati çeken Özdemir, kendi müvekkili açısından yaşananları anlatarak, "AİHM’in ihlal kararından sonra biz Civan Boltan’a ilişkin Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne yeniden yargılama başvurusu yaptık. Bu yeniden yargılamaya dair 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi yapmış olduğu yargılama neticesinde bir karar verdi. Bu kararda şu hususu belirtti: 'Ben bu AİHM kararının gereğini yerine getirememekteyim. Bu noktada Türk Ceza Kanunu'nun 302'nci maddesine ilişkin verilmiş olan karar benim açımdan bağlayıcıdır. Buna ilişkin bir yasal değişiklik yapılmalıdır. İç hukukta bir mekanizma oluşturulmalıdır. Ondan sonra AİHM kararının gereğinin yerine getirebilmesi için tekrardan bir başvuru yapılması gerekir.' dedi" şeklinde konuştu.    'TÜRKİYE'NİN CEVABI ÇARPITMADIR'   Türkiye'nin iç hukukunda "umut hakkının korunmasına" yönelik bir düzenleme olmadığını hatırlatan Özdemir, buna ilişkin yasal bir düzenlemenin oluşturulmasının gerekli olduğunu vurgulayarak,  şöyle konuştu: "Bu açıdan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan her bir yurttaş açısından, her bir mahpus açısından yeniden yargılamayı veya belli bir periyotun sonunda tekrardan dosyasının görülmesini sağlayıcı nitelikte bir iç hukuk yolunu oluşturması gerekir. Türkiye'nin Bakanlar Komitesine verdiği cevapta, bu AİHM kararına ilişkin ortaya çıkan ihlal ve sorunu giderici noktada değil. Hatta ve hatta buna ilişkin bir çarpıtmayı da yansıtıyor. Çünkü AİHM'in Türkiye’den beklediği yasal değişiklik veya iç hukuktaki yargı yoluna dair adli yargı pratiği, bu anlamda hiçbir değişikliğe uğratılmıyor. AİHM’in ihlal kararından sonrasında da benzer şekilde yargılaması yapılan, ceza alan pek çok yurttaş, bu şekilde kararlara maruz bırakılıyor ve mağdur edilmektedir."    OLAĞANÜSTÜ REJİM DAYATILIYOR   "Aslında AİHM'in ihlal kararı, cezanın verilmesine ve cezanın infaz süresine dairdir” diyen Özdemir, Türkiye'nin verdiği beyanın ceza infaz rejimiyle ilgili bir beyan olduğunu dile getirerek, "Bu infaz rejiminin İmralı'da gelişen durumlar ve son süreçte yaşanılanlar üzerine bakıldığında politik süreçten bağımsız olarak değerlendirmek de mümkün değildir. Cezanın infaz rejimi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişiler açısından çok ağır koşullar yaratmaktadır. İmralı'da olağanüstü bir rejim dayatılıyor. Bu açıdan Türkiye’nin vermiş olduğu yanıt aslında, Bakanlar Komitesinin ihlal sürecine ilişkin olarak ihlal kararını yerine getirilmesine ilişkin değerlendirmesini çarpıtacak noktada bir beyandır" dedi.    YAPISAL BİR SORUN   AİHM'in verdiği ihlal kararının sadece 4 isime ilişkin olmadığını ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan bütün hükümlüler için verilmiş bir ihlal kararı olduğunu söyleyen Özdemir, "Bu, bir yapısal sorundur. Yasal değişikliğe gidilecek bir şekilde çözülebilir. Şu anda hali hazırda bu hapis cezasını alan cezaevindeki mahpus kişiler açısından kesinleşmiş dosyalar bakımından yeniden yargılama başvurusu yapılabilir.  AİHM'in bu 4 ihlal kararını Türkiye yerine getirirse yapısal sorun çözümlenmiş olur" şeklinde konuştu.