Cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı eylem planı 2021-10-23 09:27:12   İSTANBUL- Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyesi Nesim Özkan, Öcalan üzerindeki tecridin tüm cezaevleri ve topluma yayıldığını belirterek, başlattıkları eylem planı çerçevesinde tutuklularla dayanışma çağrısında bulundu.    Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, tecrit başta olmak üzere cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı 19 Aralık’a kadar sürecek iki aylık bir eylem planını hayata geçiriyor. İnisiyatif bu kapsamda tutuklu yakınları ve aileleri, sivil toplum örgütleri, siyasi parti ziyaretleri ve basın açıklamaları ile çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek.    İnisiyatifin, eylem planı kapsamında 31 Ekim tarihinde tutuklu aileleri ziyaret edilecek. Ailelerle kahvaltı organizasyonu ile bir araya gelecek olan inisiyatif, bu kapsamda dayanışma ve çalışmalarına aileleri de katmayı amaçlıyor.    'HUKUKSUZLUKLARI BİLDİRECEĞİZ'   Eylem planına dair değerlendirmelerde bulunan Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi üyesi Nesim Özkan, plan çerçevesinde tutukluların seslerine ses olmayı amaçladıklarını dile getirdi. Toplumun tüm kesimlerini tutuklular için harekete geçirmeyi de hedeflediklerini belirten Özkan, tutuklulara dair hak ihlallerinin sonlandırılması gerektiğini ifade etti. Özkan, “Devlet, infazı yakılan tutsakları ‘topluma entegre olmadığı’ gerekçesiyle 6 yıl daha tecrit altında tutmaya çalışıyor. Bu insanlık suçudur. Bu hukuksuzluğu kamuoyuna bildirip bu ‘suça sesiz kalarak ortak olmayın’ çağrısı yapacağız” dedi.   'TECRT TÜM CEZAEVLERİNE YAYILDI'   Cezaevinde siyasi tutuklulara dönük uygulamaların PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritten bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Özkan, “Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, bugün Türkiye’deki cezaevlerinin tamamına yansıdı, yetmedi topluma da yansıdı. Bununla beraber tecrit uygulamaları topluma da yansımaya başladı. 7-24 saat kameradan izlenmemiz, sürekli takip edilmemiz bunu gösteriyor.   Yani bu uygulamalar İmralı da uygulandıktan sonra faaliyete geçiriliyor bu nedenle tecridin ana gövdesi İmralı’dır diyebilirim. Tecrit tamamen siyasi bir uygulamadır. Bireye karşı anti demokratik bir şekilde işkence suçu işleniyor” ifadelerini kullandı   YASALAR DİKKATE ALINMIYOR   “Sayın Öcalan’a biz tutsak gözüyle bakmıyoruz” diyen Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fiziksel olarak tutsaktır ama ruhen toplumun içindedir. Sayın Öcalan’la toplumun arasındaki bağı kesmek için tecrit üzerine tecrit uygulandı. Ama Sayın Öcalan toplumla bağının kesilmemesi için 5 tane savunma yazdı. Şuan Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecritte devam ediyor. Bunu avukatlarıyla bağlantısının kesilmesi, heyetle bağlantısının kesilmesi ve aileyle bağlantısının kesilmesi şeklinde yapılıyor. Madem burası bir ‘hukuk’ devleti, o zaman davası devam eden bir kişinin avukatıyla görüşmesini yasaklayamazsın. Yani devlet kendi yasalarını da dikkate almıyor. Halklar, Sayın Öcalan’ı kendine bir önder olarak kabul ediyor. Tecride karşı 3 milyon 500 bin tane imza toplandı. Bu imzalar şuanda meclistedir.”    'TECRİT DAHA DA HİSSEDİLECEK'   İktidarın cezaevindeki siyasi tutuklulara karşı gerçekleştirdiği uygulamalarla bir mesaj vermeye çalıştığını vurgulayan Özkan, cezaevlerinde yeni açılan S Tipi koğuşlar da ağır uygulamaların gerçekleşeceğini söyledi. Özkan, “Şimdi üç tane pilot il seçmişler. Bodrum, Antalya ve Iğdır’da S Tipi cezaevleri faaliyete geçirdiler. S Tipi, F tipinden daha da ağır olacak ve tecrit daha da hissedilecek” dedi.   HUKUK İŞLEVİNİ YİTİRDİ   Cezaevlerinin farklı politikalar uygulayarak siyasi tutukluları yıldırmaya, iradelerini teslim almamaya çalıştığını sözlerine ekleyen Özkan, “Bu durumu hangi açıdan tutarsak tutalım elimizde kalıyor. Adalet Bakanlığı inisiyatifi cezaevlerindeki kurullara bıraktı. Peki bu kurul kimlerden oluşuyor? Bu tamamen hukukun işlevini yitirdiği anlamına geliyor. Ayrıca Adalet Bakanlığı inisiyatifi hapishanelere vererek sadece kendini aklamaya çalışıyor. AKP-MHP’nin hapishanelere bu yaklaşımı, topluma karşı bakış açısını da ortaya koymaktadır” diye aktardı.    CEZAEVLERİNE SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISI    Hasta tutukluların ve infazı yakılan tutukluların cezaevlerinin gerçekliği olduğunu kaydeden Özkan, böylesi bir zamanda tutuklular ile dayanışmanın ve onların sesi olmanın çok önemli olduğunu belirtti. “Cezaevlerinden cansız bedenlerin çıkmaması için tüm kurum ve kuruluşlara sesleniyorum” diyen Özkan, cezaevlerine sahip çıkma ve tutukluların sesi olma çağırısında bulundu.