Çepni: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı rantın, talanın, yolsuzluğun merkezi haline geldi 2021-11-11 17:26:15   ANKARA – Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın AKP’li yıllarda rantın, talanın, yolsuzluğun merkezi haline geldiğini dile getiren HDP’li Murat Çepni, “Bırakın çevreyi korumayı, insanlar, köylüler, şehirde yaşayan insan yaşam alanlarını, ormanlarını Bakanlıktan korumaya çalışıyorlar” dedi. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde Bakan Murat Kurum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne övgülerle sözüne başladı. Adil bir dünyanın, iklim adaletinin hakim olacağı bir dünyanın mümkün olduğuna inandıklarını söyleyen Kurum, 2018 ve 2019 yıllarına ait ulusal emisyonlardaki azaltım da başarı sağladıklarını savundu. Çölleşmeyle mücadele ettiklerini ifade eden Kurum, “Paris İklim Anlaşması’na taraf olacağımızı ilan ettikten sonra 2053 net sıfır emisyon hedefiyle Türkiye’nin yeşil kalkınma devrimini ortaya koydular” dedi. Yaşanan seller nedeniyle çok acılar yaşandığını ifade eden Kurum, “Selden etkilenen tüm bölgelerimizde arama kurtarma faaliyetlerimizi, hasar tespit çalışmalarımızı en hızlı şekilde tamamladık. Kira, eşya ve taşınma yardımlarımızı aksatmadan yaptık. Şehirlerimizin altyapısını tamamen yeniledik” diye belirtti. TOKİ konutlarıyla ve yapı denetim sistemleriyle Türkiye’deki binaların yüzde 65’ini güvenli hale getirdiklerini savunan Kurum, 54 milyondan fazla kişiye güvenli konutlarda oturma imkanı sağladıklarını kaydetti. Kurum, sel, heyelan riski altındaki bölgeler için yeni konutlar ve yaşam alanları ürettiklerini dile getirdi. 2022 yılında da “2053’te Net Sıfır Emisyon” hedefleri doğrultusunda çalışma yapacaklarını aktaran Kurum, “İklim değişikliği mücadele çalışmalarımızla korunan doğal alanlarımızı arttıracak, şehirlerimizi iklime duyarlı hale getireceğiz” dedi. İSTANBUL DEPREMİ  “İstanbul’da da depreme hazırlık çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz” diyen Kurum, şunları söyledi: “Bugün; İstanbul’umuzun neresine giderseniz gidin orada mutlaka bir kentsel dönüşüm projemizi, yeni konutlarımızı, yeni iş yerlerimizi görürsünüz. Bu kapsamda 367 bin konut ve iş yerinin kentsel dönüşümünü tamamladık. 130 bin bağımsız birimde kentsel dönüşüm çalışmalarımız ise devam ediyor. Elazığ ve Malatya’nın ardından İzmir’de yaşadığımız depremden sonra, İzmirli kardeşlerimizin yaralarını sarmak için var gücümüzle çalıştık. İzmir tarihinin en büyük deprem dönüşüm çalışmasını başlattık.” ‘ÜLKENİN YARISINI MADENLERE RUHSATLANDIRDINIZ’ HDP grubu adına konuşan Murat Çepni de, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60’ının maden alanı olarak ruhsatlandırıldığını ifade etti. Çepni, “Tokat’ın yüzde 46’sı, ormanlarının yüzde 44’ü, korunan alanların yüzde 30’u, büyük ovaların yüzde 13’ü madene ruhsatlı, Tokat’ın yüze 46’sında bahsediyorum. Karaman’ın yüzde 53’ü, ormanlarının yüzde 31’i, korunan alanlarının yüzde 41’i, önemli doğa alanlarının yüzde 54’ü, tarım alanlarının yüzde 41’i madenlere ruhsatlı” diye konuştu. Ülkenin yarısının madenlere ruhsatlandırıldığını ifade eden Çepni, “Bu koşullarda biz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçesini konuşuyoruz. Yine 60 yılda 70’e yakın göl kurudu. Termik santraller meselesi, fosil yakıt rezervlerinin yüzde 90’ı toprağın altında bırakılmadıkça küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak mümkün değil. Bu bilimsel bir realite” ifadelerini kullandı. ‘İKİZDERE’Yİ GÖRMEZDEN GELDİNİZ’ Çepni, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çevreyi ve şehirciliği korumakla, insan ve doğa yaşamını korumakla görevlidir. Fakat bu verilere baktığımızda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı özellikle AKP’li yıllarda rantın, talanın, yolsuzluğun merkezi haline gelmiştir. Bırakın korumayı insanlar, köylüler, şehirde yaşayan insan yaşam alanlarını, ormanlarını Bakanlıktan korumaya çalışıyorlar. Örneğin, İkizdere’de bilirkişi çalışmanın hukuksuz olduğuna dair rapor verdi ama çalışma durmadı. Burada devreye girmesi gereken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı değil mi? Girmiyor, görmezden, duymazdan geliyor” dedi. ‘BALIK ÖLÜMLERİ YAŞANDI’ HDP’li Oya Ersoy ise “Sayın Bakan bir yıl önce de geldiniz bize yine sizin uyguladığınız kentlerin yağmalanmasını, doğanın talanı üzerine kurulu neo-liberal politikaların sonuçlarını tek tek sunumlarımızda gösterdik, anlattık ve politikalardan vazgeçilmediği takdirde olacakları da işaret ettik, çözüm önerilerimizi sunduk. Peki bir yıl içinde neler yaşandı? Tuz Gölü’nde flamingolar susuzluktan öldü. Amed’de, Mardin’de, Batman’da kuraklık nedeniyle balık ölümleri yaşandı” sözleriyle tepki gösterdi. VALİDEBAĞ’I ANLATTI Millet bahçelerine yönelik eleştirilerde de bulunan Ersoy, “Ben sizi en büyük ekoloji koridorlarından biri Validebağ’a davet etmek istiyorum. Şu an, millet bahçesi adı altında verdiğiniz ihalelerle o şirketleri zengin etme projesidir bu millet bahçeleri aslolarak; hedefinde Validebağ Korusu var ve Validebağ halkı koruyu korumak için direniyor. Validebağ Korusu, İstanbul Anadolu yakasının en büyük doğal yeşil alanı ve birinci derecede doğal sit alanı ve bu gün hâlâ duruyorsa o Validebağ’ı savunan halkın sayesinde duruyor. Biz, millet bahçesine ayırdığınız milyonları var olan alanları korumak için ayırmanızı öneriyoruz ve millet bahçesi projelerinizin sonucunu, hani Salda Gölü’nü işaret ederek … Burada şimdi göstermeye de zamanım yok ama Salda Gölü bir millet bahçesi projesi hâline geldikten sonra ne hâle geldi? Bir eski hâlini, bir yeni hâlini görün ve millet bahçesi projelerinin ne yarattığını da görelim” ifadelerini kullandı. Görüşmeler devam ediyor.