20 öğrencinin adli kontrol tedbiri kaldırıldı 2021-11-29 15:30:38   İSTANBUL - “Kayyım rektör” protestoları nedeniyle 52 öğrenci hakkında açılan davanın duruşmasında, 20 öğrencinin adli kontrol tedbiri kaldırıldı.    AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın  Melih Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasıyla başlayan “kayyım rektör” protestolarına katıldıkları gerekçesiyle 52 öğrenci hakkında açılan davanın ikinci duruşması görüldü. “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “Toplantı ve gösteri kanuna  muhalefet etmek” iddialarıyla yargılanan öğrencilerin duruşması, sayı gözetilerek 49’uncu Asliye Ceza Mahkemesi yerine 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmada, daha önce savunma yapmayan birçok öğrenci ve avukatı hazır bulundu. Savunmalarla süren duruşmada öğrenciler, kendilerine dönük suçlamaları reddederek, haklarında devam eden adli kontrol uygulamaların kaldırılması ve beraat talebinde bulundu.   ‘İŞKENCECİLER YARGILANMALI’   Öğrencilerden Dilbanur Kırbaş, gözaltına alındıktan sonra polisler tarafından tekmelendiğini belirterek, “Sanık sandalyesinde bizim değil, bize işkence edenlerin olması gerekirdi” dedi.    ‘NEFESSİZ BIRAKILDIM’     Hilal Işık ise asıl suçlamanın, “O gün niye okuldaydınız?” olduğunu söyledi. O dönemde iki arkadaşlarının tutuklu olduğunu ve bu duruma tepki gösterdiklerini paylaşan Işık, daha sonra yaka paça gözaltına alındıklarını söyledi. Gözaltına alındığı sırada polisin kendisine, “Burada ne işin var” diye sorduğunu paylaşan Işık, “Asıl benim bu soruyu sormam lazımdı. Polisin ne işi vardı orada?  Gözaltına alındığım sırada nefesiz bırakıldım. İşkenceye maruz kalan biri olarak gelip burada kendimi savunmak zorunda bırakılıyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.    ‘DEVLET KORKUYOR MU?’   Şeyma Altundağ da, gözaltında alıktan sonra maruz kaldığı darp, ters kelepçe ve işkenceyi anlattı. Üniversitenin öğrencilerin yeri olduğunu, polisin yeri olmadığını söyleyen Altundağ, dosyada gözaltına ilişkin 2 saatlik görüntü olduğunu ifade ederek, mahkemeden görüntülerinin izlenmesini istedi. Altundağ, “Bizi döverek, darp ederek ve işkence ederek gözaltına aldılar. Ters kelepçe maruz kaldım. Bu devlet bizden bu kadar korkuyor mu? Gözaltında darp edildiğim için başörtüm çıktı. Ellerim ters kelepçeli olduğu için bağlayamıyordum. Daha sonra avukatım gözaltında beni ziyaret ettiği sırada olanları ona anlattım. Avukatım tutanak tutup, bu tutanağı sosyal medyada paylaştı ve çok ciddi bir tepki aldı” dedi.   ‘DEVLET BENİ HEDEF GÖSTERDİ’   Tepkilerin ardından Emniyet Müdürlüğü’nün sanal medya üzerinden isminin ve soy isminin açık olduğu bir paylaşım yaptığını anımsatan Şeyma Altundağ, “Bu paylaşımda bir görüntü kullanıldı. O görüntü gözaltında alındığım ilk dakikaları gösteriyordu. Şiddet daha sonra başladı. Buna dair tek bir şey yoktu. Bu nedenle beni ‘yalancı ve iftiracı’ olarak göstermeye çalıştırlar. Ayrıca, ‘suçun her türlüsü ile mücadele eden Türk polisi yalanın her türlüsü ile de mücadele edecek’ şeklinde paylaşım yaptı. Polis ya da daha genel bir ifadeyle devlet beni açıkça hedef gösterdi. Ben bu güne kadar hiçbir tacizcinin, tecavüzcünün ya da katilin bu şekilde paylaşıldığını görmedim” diyerek, tepki gösterdi.    Ayrıca bazı sanal medya kullanıcıları tarafından aile üyelerinin isimlerinin de  paylaşıldığını aktaran Altundağ, “Bu kullanıcılar aile üyelerimin isimlerini nereden bilebiliyor? Bu  da büyük ihtimale devlet desteği ile yapıldı. Bu ülkede birçok adaletsizlik yaşanıyor. Belki de siz de alet olacaksanız. Ayrıca korkunç mesajlar aldım. Bu mesajların içinde ölüm tehditleri de vardı. Bu ülkenin en büyük güvenlik tehdidi ben miyim ki emniyet tarafından hedef gösterildim” diyerek, telefonuna gelen mesajlardan bir tanesini mahkeme başkanına gösterdi.    ‘TACİZE MARUZ KALDIM’   Gözaltına alındıktan sonra tacize maruz kaldığını ifade eden Yağmur Türkmen ise, savunmasını yaptığı sırada savcının kendisini dinlememesine tepki gösterdi.     SORUMLU HÜKÜMETTİR   Birçok öğrencinin avukatı Elif Sıla Aşık da,  öğrencilerin avukatlığını yaptığı için “terörist” olarak yaftaladığını dile getirdi. Aşık, ayrıca sanal medya üzerinden kendisine kurşun resmi gönderildiğini paylaştı. Avukat Ömer Kavali, Boğaziçi olayları ve sonrasında yaşanan darp ve işkencenin kaynağının hükümet olduğunu ifade etti. Hukuka göre polisin üniversitede bulunmaması gerektiğini dile getiren Kavali, “Siyasal iktidar, yargıyı tetikçi olarak kullanmak istiyor” dedi. Avukat Baran Albayrak ise soruşturma evresinde yer olan polisler hakkında şikayette bulunduklarını kaydetti.      Avukatların savunmaları ardından mahkeme, iddia makamına söz verdi. İddia makamı derhal beraat ve adli kontrol uygulamalarının kaldırılması yönündeki taleplerin reddini istedi.     Duruşmaya verilen kısa aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, savunma yapan öğrencilerde hakkında süren adli kontrol uygulamalarının kaldırılmasına karar vererek duruşmayı 21 Şubat 2022’ye erteledi.