5 yıldır mücadeleden vazgeçmiyor 2021-12-05 09:19:05   İSTANBUL - İhraç edildiği günden bu yana 5 kez tutuklanan, hakkında birçok dava açılan ve ev hapsi verilen Nursal Tanrıverdi, "işe iade mücadelesinin" süreceğini belirtti.     Türkiye'de 15 Temmuz 2016'a yaşanan askeri kalkışma sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile binlerce kamu görevlisi ihraç edildi. 17 yıl boyunca felsefe öğretmenliği yapan Nursel Tanrıverdi de ihraç edilen isimlerden birisi. Tanrıverdi, ihraç edildiği 2017 yılından bu yana işine geri dönmek için Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda eylem yapıyor. Tanrıverdi, 5 yıla yaklaşan mücadelesinin ilk yıllarında haftanın 3 günü meydanda oturma eylemi gerçekleştirerek, taleplerini haykırdı. Tanrıverdi, eyleminin sürekli polisler tarafından hedef alınması sonrası oturma eylemini haftada bir güne indirdi.    9 AYDA 5 TUTUKLAMA   Verdiği mücadeleye dair konuşan Tanrıverdi, yaşadığı mağduriyetin giderilmesini istedi. Arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiği eylemlerde bildiri ve imzalarla taleplerini duyurmaya çalıştığına dikkati çeken Tanrıverdi, "Bakırköy’de stant açmıştık. Polisler buraya ‘oturamazsınız’ diyorlardı. Daha sonra eylem başlattığımız yerlerde gözaltı operasyonları başladı. 2 hafta boyunca sistematik boyunca polis saldırıları başladı” dedi. Tanrıverdi, gözaltına alındığı süreçlerde polisin çıplak arama dayatması ve şiddetine maruz kaldığını aktardı.    Tanrıverdi, tüm baskılara rağmen arkadaşı Selvi Polat ile alanda mücadele etmeye devam ettiğine işaret ederek, "Biz bitti demeden bu mücadele bitmez. Meydana '200 metreden fazla yaklaşamazsınız’ dediler. Karara uymayacağımızı ve bunun hukuk skandalı olduğunu ifade ettik. Alana sokmamak için her şeyi yaptılar. Yere oturduğumuz için gözaltına alınıyorduk. ‘Yere oturamazsınız’ diyorlardı. Eylemimizin ilk  9 ayında 5 kez tutuklandık. Bu cezalar 1 ve 2 aylık cezalardı. Bizi bir hücreye sokup, haftada sadece 1 saat havalandırma hakkı veriyorlardı” diye anlattı.    HUKUKSUZLUK   OHAL Komisyonu’na başvurduğunu ve 4 buçuk yıl sonra “ret” cevabı aldığını aktaran Tanrıverdi, kararın gerekçesinin ise kendisiyle paylaşılmadığını ifade etti. Tanrıverdi, “Sadece 'kurum kanaatı' diye tebliğ edildi. İşe İade Mahkemesine başvurduk. Tamamen haksız ve hukuksuz bir uygulama yapılıyor. Memurların bir gecede işten atılamayacağına dair iş güvencesi var. Atılması için soruşturma ve ifade verilmesi gerekir. Savunma hakkı verilmeden memuru işten atmak hukuksuzluktur. Buna karşı sesimizi duyurmak istemiştik. Başarılı olduğumuzu düşünüyorum” diye kaydetti.   YAŞADIĞI ZORLUKLAR    İhraç edilenlerin maddi ve manevi olarak kötü etkilendiğine dikkati çeken Tanrıverdi, yaşadıkları zorlukları şöyle anlattı: “İşinden atılan birçok arkadaşımız intihar etti. Yüzlerce arkadaşımız iş cinayetlerinde öldü. Ben de bu anlamda çok sıkıntı çektim. Aileden harçlık alarak yaşamaya başlıyorsunuz bir yaştan sonra. Çalışamıyoruz, sağlık hakkından yararlanamıyoruz. Millet Eğitim Bakanlığı öğretmenlik yapmama izin vermiyor. KHK ile işten atıldığımızdan dolayı dershanede ve özel okullarda çalışamıyoruz. Mesleğimiz dışında işler yapmak zorunda kalıyoruz. KHK ile işten atıldığımız anlaşıldığı zaman işe almıyorlar."   5 YILDA 80 DAVA    5 yıllık süreçte birçok kez davalık olduğunu aktaran Tanrıverdi, “Sendikanın bize verdiği bir aidat var. Onunla hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Bu süreçte hakkımızda 80 dava açıldı. Hepsinden beraat ettik. Tutuklandığımız davalardan da beraat ettik. En son 22 Eylül’de 16 tane arkadaş, evimize bir operasyon yapılarak gözaltına alındık. Mahkemeye çıkarıldık, benim direnişimi sordular. KHK’liler olarak oluşturduğumuz 'Direnişler Meclisini' sordular” dedi.       Gözaltına alındıktan sonra “ev hapsi” şartıyla serbest bırakıldığını ve Eylül ayından bu yana bu şartın devam ettiğini söyleyen Tanrıverdi, “Bu bir hukuksuzluk, bir zulüm ve işkencedir. Gözaltılar nedeniyle omuzlarımda yırtıklar oluştuğu için sürekli hastaneye gidip fizik tedavi oluyorum. Darplardan kaynaklı belimde şuanda fıtık var. Hastaneye giderken bile beni takibe alıyorlar. Artık bu hapsimin kaldırılmasını istiyorum. Mücadeleme devam edeceğim her zaman” diye vurguladı.    BAKANLIĞA ÇAĞRI   Tanrıverdi, şu çağrıda bulundu: “Adalet Bakanlığına, savcılara, hakimlere sesleniyorum; Bir an önce ev hapsinin kaldırılmasını istiyorum. Ev hapsi bir işkencedir, zulümdür, insanlık suçudur. Bu yaptığımız direniş suç değildir. Anayasal haklarımızı kullanıyoruz. Ellerinde bir delil olmadan insanları bir örgütü yaslamalarının sonucunu kendileri yaşayacaktır.”