Şenyaşar ailesi insan hakları mücadelesinin sembolü 2021-12-10 09:01:51 URFA - Adalet Nöbeti’ni sürdüren Şenyaşar ailesinin mücadelesine değinen hukukçular, Şenyaşar ailesinin insan hakları mücadelesinde önemli bir sembol olduğunu belirtti.  İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şube Eşbaşkanı Ali Arslan ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi Eşbaşkanı Mustafa Vefa, 277 gündür Urfa Adliyesi önünde aralıksız bir şekilde Adalet Nöbeti’ni sürdüren Şenyaşar ailesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de insan hakları ihlallerinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Vefa, Urfa’da insan haklarının uzun yıllardır askıya alındığını söyledi. Şenyaşar ailesinin adalet mücadelesinin 14 Haziran 2018’den bu yana sürdüğünü anlatan Vefa, ailenin 277 gündür süren Adalet Nöbeti’ni “Sivil itaatsizlik eylemi” olarak tanımladı. Ailenin sürdürdüğü nöbet eyleminin adalet talebi olan herkes için değerli olduğuna dikkati çeken Vefa, “Aile bu eylemleri ile adalet arayışlarının ısrarlı ve umut içinde sürdürülmesi noktasında hepimize ışık olmuştur. İnsan haklarından bahseden herkesin önce Urfa Adliyesi'nin önüne bakması gerekir” dedi.   ‘SESİNE SES OLMAK ZORUNDAYIZ’   Şenyaşar ailesinin maruz kaldığı katliamda yer alan kişilerin yargı önüne çıkarılmadığını ifade eden Vefa, “Şenyaşar ailesi hukuk fakültelerinde eğitim alan, ancak uygulamayan hukukçulara hukuku hatırlatmakta. Bu katliamda sorumluluğu olan kişiler yargılanmadı. Emine Şenyaşar’ın adalet talebi var. Emine Şenyaşar sadece kendisi için adalet istemiyor, herkes için adalet istiyor. Emine Şenyaşar’ın karşı olduğu Urfa’da silahlar ile insanları baskı altına almak isteyen güçtür. Bu güç bir katliam gerçekleştirdi ve bu kişiler yargılanmazsa hepimizin Emine Şenyaşar gibi adalet arayışına çıkmamız gerekecek. Bugünün mağduru Şenyaşar ailesidir, yarının mağdurları Urfa’da yaşayan her hangi bir aile olabilir. Bizler Emine Şenyaşar’ın sesine ses olmak zorundayız” diye konuştu.   ‘SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI’   Ailenin taleplerinin son derece insani haklar olduğunun altını çizen Vefa, “Bir hukukçuya kanunları uygulamasını hatırlatmak kadar acı bir şey olamaz. Emine Şenyaşar yıllardır bunu yapıyor. Şenyaşar ailesinin maruz kaldığı katliam devletin bir kurumunda gerçekleşti ve bakan ile vali oradaydı. Devlet katliam yapan kişileri korumamalı. İş yerlerine dönük onlarca kişinin gerçekleştirdiği saldırılara karşı, Fadıl Şenyaşar meşru müdafaada bulunuyor. İnsanlar kendi dükkanlarında kalaşnikoflu saldırıya uğradı. Dosya babası ve iki ağabeyini kaybeden Fadıl Şenyaşar’ın cezalandırılması ile sonuçlandı. Hastanede yaşananlara dair ise hala ‘gizlilik’ kararı korunuyor.  Bir dosya 3 yılı aşkın süre gizli tutulamaz. Bu delillerin karartılmış olabileceği şüphesini artırıyor. Bu adil yargılama hakkı ihlalidir. Bu durumda sadece Şenyaşar ailesi değil, kamu otoritesi de zarar görmüştür.  Burada bir akıl tutulması vardır. Tarafsız bir yargılamanın yapılması ve sorumluların biran önce cezalandırılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.   ARSLAN: SORUN MEVZUATIN UYGULANMAMASI   Arslan, Türkiye’nin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde imzası olduğunu hatırlatarak “Türkiye’de insan hakları konusunda birçok mevzuat var, ancak temel sorun bunların uygulanmasında” dedi. Türkiye’de hukuk siteminin birilerinin tekelinde olduğunu vurgulayan Arslan, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk maddesi herkesin eşit doğduğudur. Türkiye'de insanlar adalet talep etmek için bedenlerini açlık grevlerine yatırıyor, bu taleple hayatını kaybeden meslektaşımız oldu. Adalet sarayları adalet dağıtmayınca, insanlar o binaların önünde adalet nöbeti tutmaya başladılar. Bunların bir örneği de Şenyaşar ailesi” ifadelerini kullandı.   ‘DEVLET YAŞAM HAKKI İHLALİNİN ORTAĞI’   Şenyaşar ailesinin adalet talebi olan insanlar için bir sembol olduğunun altını çizen Arslan, alenin adalet nöbetine başlamasından bu yana 4 mevsim değiştiğine dikkati çekti. Arslan, ailenin adalet mücadelesi boyunca karşı karşıya kaldığı engellemelere değinerek, “Aileyi bu adalet nöbetine yönelten temel şey; 3 yıl 6 yıldır süren soruşturma dosyasında bir gelişmenin kaydedilememesi. Adli makamlar kendi görevlerini yerine getirmediği için aile adliye binası önünde nöbete başladı. Aile sadece kendisi için değil, iktidara yakın oligarşik bir yapının dışında kalan herkes için adalet talep ediyor. Devlet bir tarafın yanında durarak bu yaşanılan yaşam hakkı ihlallerinin ortağı oluyor. Bunu etkin bir soruşturma yürütmeyerek yapıyor. Bu devletin pozitif yükümlüğüdür, bunu yapmadığı zaman yaşam hakkını ihlal etmiş olur” diye konuştu.     ‘AİLE BİR SEMBOLDÜR’   Emine Şenyaşar’ın “kamu memurlarına hakaret ettiği” gerekçesiyle 10 defa ifadeye çağrıldığını hatırlatan Arslan, yaşam hakkının yanında ailenin ifade özgürlüğü hakkının da ihlal edildiğini sözlerine ekledi. Yargının üzerinden siyasi bir vesayetin olduğunu dile getiren Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet mücadelelerinin sahiplenmesi, toplumsallaştırılması gerekiyor. Ailenin adalet çığlığını herkes duydu. 9 Mart 2021 tarihinden bu yana birçok siyasi parti, sivil toplum kuruluşu aileyi ziyaret ettiler. Bu işin asıl muhatabı olan Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu henüz bir ziyaret gerçekleştirmedi. Bugün insan hakları günü, kutlamalar yapılacak. İnsan haklarından bahseden herkesin görmesi gerek Şenyaşar ailesidir. Aile, insan hakları mücadelesi için bir semboldür.”   MA / Emrullah Acar