Sorunların kaynağı İmralı tecridi 2021-12-14 09:06:58   İSTANBUL - Cezaevlerindeki ihlallere karşı "topyekun mücadele" çağrısı yapan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Sözcüsü Erkan Çıta, İmralı’da tecrit arttıkça cezaevlerinde de hak ihlallerinin arttığını söyledi.    Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine 20 Ekim’de başlattığı 2 aylık eylem planı 19 Aralık tarihine kadar sürecek. İnisiyatif, cezaevlerinde yaşanan ihlalleri duyurmak, tutuklu ve yakınları ile dayanışmak ve duyarlılık oluşturmak için 2 aylık eylem planı sürecini yürüttü. Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Sözcüsü Ertan Çıta, eylemlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.    Cezaevlerinde hasta tutuklarını ve infazı yakılan tutuklular konularında ciddi sorunların yaşandığını belirten Çıta, hak ihlallerine karşı mücadele yürüttüklerini söyledi. Çıta, "150 bine yakın adli tutuklu tahliye edildi. Ancak ne hasta tutuklular ne de siyasi tutuklar salgın döneminde dahil tahliye edilmedi. Ya da Mehmet Ali Çelebi gibi tahliye edilen tutsaklar 1 gün sonra yaşamlarını yitirdi. Devlet bu noktada cezaevinde siyasi tutukluların ölümünü bekliyor, ölümle cezalandırıyor. İlk çalışmamız hasta tutukluların serbest bırakılması doğrultusundaydı" dedi.   İNFAZI YAKILAN TUTUKLULAR   30 yılı dolduran ya da 20 yıldan fazladır tutuklu bulunan tutukluların infazlarının sudan gerekçelerle yakıldığını belirten Çıta, “O kadar absürt gerekçeler oluyordu ki 'gardiyana arama sırasında yardımcı olmadın' diyerek infazlar yakılıyor. Devlet kendi mahkemelerinin verdiği kararı bile tanımıyor ve tutsaklara ceza içinde ceza uyguluyor. Hapis cezalarıyla teslim alamadığı, boyun eğdiremediği tutsaklara bu tür cezalar uygulanıyor" diye belirtti.   MÜCADELE   Cezaevinde yaşanan uygulamalara karşı herkesin ses çıkarması gerektiğini söyleyen Çıta, 2 aylık eylem planlarının siyasi amacının da topyekun mücadele etmek olduğunu kaydetti. Eylem planı kapsamında birçok tutuklu aileleri ile dayanışma gösterdiklerini paylaşan Çıta, şunları söyledi: "Bu çalışmayı yürüten aileler ile birlikte yol almayı hedefledik. Cezaevlerindeki tecrit politikalarına ses çıkarmak için örgütlendik. Hapishanelerde tutsaklar elinden geleni yapıyor, bir irade savaşı yürütüyor. Bu noktada tutsaklar görevini yerine getiriyor. Bir diğer görevini yerine getirmesi gerekenler de dışarıdaki tutsak yakınları, tutsak örgütleri ve kamuoyudur. Böylelikle birleşmeye, ortak ses çıkarmaya ihtiyaç var.”    19 ARALIK’TA ŞİŞLİ’DE FORUM   Eylem planlarının 19 Aralık'ta Şişli Nazım Kültür Merkezi'nde yapacakları bir forumla son bulacağını paylaşan Çıta, bu çalışmalarının sona ermesinin cezaevi sorunlarının bitmesi anlamına gelmediğini söyledi. Cezaevleri sorununun toplumun sorunu olduğunu vurgulayan Çıta, "Bu sorun önceden Kürtler, Aleviler, devrimcileri kapsarken şuan toplumun her kesimini kapsar hale geldi. Paylaşım yapan da, kayyuma direnen de gözaltına alınıp tutuklanabiliyor. Çünkü devlet herkesi 'terörist' olarak görüyor. O yüzden bizim bir diğer amacı da toplumun tüm kesimini cezaevleri konusunda birleştirmektir” diye kaydetti.   S TİPİ CEZAEVLERİ YENİ BİR SALDIRI   Yeni açılan S Tipi Cezaevleri ile birlikte politik tutuklulara dönük yeni saldırı planının ortaya konulduğunu ifade eden Çıta, şunları söyledi: "15 Temmuz darbe girişiminden sonra devletin ‘FETO’culara uyguluyoruz’ diye ortaya koyduğu tüm saldırı politikalarını siyasi tutsaklar üzerinde uygulamaya koydu. Bu saldırılardan biri de S Tipi Cezaevleri oldu. Devlet milyarlarca lira harcayarak ülkenin 4 bir yanında S Tipi Cezaevi inşa ediyor. S Tipi Cezaevi dediğimiz hapishane yatay mimari yerine dikey mimari şeklinde oluşturulmuştur. Yani üst üste tekli hücrelerden oluşuyor. Burada ise tutsakları birbirinden koparmak hedefleniyor. Devlet F tipleriyle teslim alamadığı siyasi tutsakları, S tipleriyle teslim almayı hedefliyor.”    TECRİTTEN BESLENİYOR   Cezaevlerindeki tüm sorunlarının kaynağının İmralı’da uygulanan tecrit olduğunu belirten Çıta, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük uygulamanın tüm cezaevlerine yayıldığını dile getirdi. Çıta, “İmralı da Öcalan’a uygulanan tecrit politikası uygulamaları karşılaştığımız en absürt cezalar, saldırılar olarak çıkıyor. Öcalan’a yönelik tecrit arttıkça, cezaevlerindeki ihlaller de artıyor. Bu konuda ilk tecrit politikaları İmralı da uygulanıyor. Devlet Öcalan’a uygulanan tecritten kendini var ediyor” diye aktardı.