'İmralı'daki tecrit tüm Türkiye'yi esir aldı' 2021-12-16 09:00:57 MERSİN - Tecridin sadece Kürtler tarafından dile getirilmesiyle kaldırılmayacağına dikkat çeken İHD Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir, Türkiye'deki tüm muhalefetin tecride ses çıkartması gerektiğini ifade etti.  İnsan Hakları Derneği (İHD ) Mersin Şubesi Eşbaşkanı Hakkı Demir, İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi başta olmak üzere tüm cezaevlerinde süren tecrit uygulamalarına dair değerlendirmelerde bulundu. Özellikle İmralı Cezaevi’nde devletin kendi iç hukukunu da aşan boyutlarda hukuksuzluk yaptığına dikkati çeken Demir, “Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit hiçbir normla açıklanamaz” dedi.   KİŞİYE ÖZEL HUKUK   Hukuk devletinde hiç kimsenin siyasi görüşlerinden dolayı kanun dışı bir şekilde cezaevlerinde tutulamayacağının altını çizen Demir, kişiye özgü hukuk anlayışlarının ancak hukuk dışı devletlerde söz konusu olabileceğini söyledi. Türkiye’nin kendi iç hukukunu uygulaması için çağrıda da bulunan Demir, “Bir insanı ailesiyle görüştürmekten, avukatlarıyla görüştürmekten alıkoyamazsınız. Dolayısıyla Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit bir anlamda düşman hukukudur” ifadelerini kullandı.   ‘CPT GEREĞİNİ YERİNE GETİRMİYOR’   Avrupa Konseyi (AK) İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) de İmralı Cezaevine ilişkin yaptığı gözlemler olduğunu belirten Demir, “CPT uluslararası mekanizmalara belki bunu aktarıyor ama CPT’nin bu konuya dair alması gereken ve uygulaması gereken kararlar var. Ne yazık ki, bunu uygulamıyor” diye konuştu.   ‘CEZAEVLERİ NEYE GÖRE YÖNETİLİYOR’   Özellikle son dönemlerde cezaevlerindeki hak ihlallerinin insanlık dışı bir boyuta evirildiğini vurgulayan Demir, İmralı’da uygulamaya konulan tecridin Türkiye’nin diğer tüm cezaevlerine yayıldığını hatırlattı. Demir, “İşte yakın süreçte gördüğümüz gibi cezaevlerinde yaşanan intiharlar, hasta mahpusların tahliye edilmemesi, tahliye edilenlerin de ölüm döşeğinde tahliye edilmesi gibi uygulamalar söz konusu. Söz konusu uygulamaların sayısızca örneği var. Örneğin Aysel Tuğluk tahliye edilmesi gereken raporlara rağmen tahliye edilmiyor. Şimdi burada bu ülke hangi hukuka göre yönetiliyor? Ya da kişilerin niyetlerine göre mi yönetiliyor sorusunu sormak lazım” dedi. Demir ayrıca İHD olarak İmralı Cezaevi’nde CPT tavsiyeleri ve Mandela Kuralları’nın uygulanmasını talep ettiklerini dile getirdi.    TECRİT TÜM TOPLUMA YAYILDI   İmralı Cezaevi'nde uygulanan tecridin Türkiye’yi esir aldığına dikkati çeken Demir, tecridin sadece cezaevlerinde değil toplumun farklı kesimlerine de uygulandığını söyledi. Demir, sözlerini şöyle devam etti: “Bunu çok daha geniş yorumlayabiliriz. Özetle söylemek gerekirse, İmralı’daki özel hukuk, Türkiye’deki tüm topluma yayıldı. Kürtlere ve muhaliflere ciddi uygulanıyor. Umarım Türkiye’deki emekten yana, huzurdan yana, barıştan yana olan tüm kesimleri bir araya gelir ve Türkiye’nin içine sokulmaya çalışıldığı cendereden kurtarır.”     ‘SADECE KÜRTLER DİLE GETİRMEMELİ’   Tecrit hukuksuzluğunun sadece Kürtler tarafından dile getirilmesinin yeterli olamayacağını ifade eden Demir, muhalefet eden tüm kesimlerin yanı sıra, muhafazakârların hatta milliyetçi kesimlerin de tecrit konusuna karşı daha fazla ses çıkarması gerektiğinin altını çizdi. Demir, sözlerini şöyle tamamladı: “Milliyetçiler gerçekten vatanseverler ise Kürt sorununun bir yansıması olan bu tecrit uygulamasının ortadan kaldırılması için mücadele etmeliler diye düşünüyorum.  Kendi ülkelerinin geleceğini düşünmek için, kendi ülkelerinin geleceğini kurtarmak için bunu yapmalılar. Gerçekten samimi bir vatansever tecride karşı ses çıkarmalı."    MA / Cemil Uğur-Selman Güzelyüz