Gülüm: İktidar süslü cümlelerle yoksulluğun üstünü örtemez 2021-12-16 14:32:46 ANKARA - HDP’li Züleyha Gülüm, Türkiye’de derin yoksulluğun artık iktidarın süslü cümlelerle örtülemeyecek kadar büyüdüğünü belirtti.   Meclis Genel Kurulu’nda 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşmeleri devam ediyor. Kamu kurumlarının bütçe görüşmeleri ardından bütçe teklifinin maddelerinin görüşmelerinde HDP grubu adına İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm söz aldı.   Sağlık emekçilerinin greviyle söze başlayan Gülüm, “Sağlık emekçileri Meclis’e getirilen eksik tasarının bile geri çekilmesini protesto etti. Salgın döneminde canla başla çalışırken, işten atılmalar, yoksullukla karşı karşıya bırakıldıklarını, kölelik koşullarında 36 çalışıp, ucuz iş gücü olarak görülüp, buna tahammülleri kalmadığını söylediler. Sağlık emekçilerinin özlük hakları biran önce teslim edilsin” dedi.     Türkiye’de milyonların açlık ve yoksullukla boğuştuğunu ancak iktidarın sorumsuzluk ve umursamazlık içinde olduğunu kaydeden Gülüm, ancak derin yoksulluğun artık iktidarın süslü cümlelerle örtülemeyecek kadar büyüdüğünü belirtti.   Yeni Türkiye’de insanların tam simit yerine yarım simit aldığını, ekmek alabilmek için yağmur altında Halk ekmek kuyruklarında beklediğini söyleyen Gülüm, “Lahana çeyrek satılmaya başlandı. Bir vatandaş iş aramak için gittiği bir fabrikadan tavuklar için aldığı ekmeği kendi yediğini gözyaşlarıyla anlatıyor. Bunlardan haberiniz var mı? İnsanlara sabredin diyorsunuz. Gelin bir malvarlıklarınızı, yandaş sermayenizin mal varlıklarını halka verelim ne dersiniz” diye sordu.   ‘KATAR’LA DOLAR ANLAŞMASI YAPIYORSUNUZ’   Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin sözlerini hatırlatan Gülüm, “Sorun siz sayısız mal varlığına sahipken halk açlıkla karşı karşıya. İşte tam da adaletsizlik bu zaten. ‘TL’yi dövize yatırmak ahlaksızdır’, deyip Katar’la dolar üzerinden anlaşma Antalya limanını satıyorsunuz. Sadece bugünü değil, geleceğimizi de yok ediyorsunuz. Diyanet ‘bir damla hayat’ karşısında alacağı bağışın dolarla olacağını söylüyor” ifadelerini kullandı.    Gülüm,“Kocaeli’de 1 haftada 7 kişi yaşamına son verdi, Aydın'da bir günde 3 kişi canına kıydı, 1,5 yaşında çocukları olan anne-baba ‘Eline 'iş-aş' yazarak intihar etti’, ‘Kendini kamyonuna astı’, ‘Çocuklarım aç’ dedi, valilik önünde kendini yaktı’, ‘Sadece 1 liram kaldı' demişti, yaşamına son verdi’, ‘Denizli’de işten atılan genç intihar etti’…hergün bu ve bunlara benzer haber başlıklarıyla karşı karşıya kalıyoruz. KHK ile zulmettiklerinizden Fatma Demirel, intihara sürüklendi. KHK’lilere sivil ölümü dayattınız. Yandaşlarınızdan  ‘bana ne ya isterse ağaç kabuğu yesinler defolup gitsinler’ lafını bile duyduk” diye belirtti.   Açlık sınırının altında asgari ücretle çalışan oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu kaydeden Gülüm, şöyle konuştu: “Hala asgari ücrete erişemeyen milyonlarca işçi var. Ancak bu vahim tablo iktidar için bir anlam ifade etmiyor. İktidar ‘Almanya'da kuyruklar, Fransa'da kuyruklar, yiyecekler bulamıyorlar, Türkiye'de böyle bir sorun yok’ diyor. Ülkede 10 milyonun üzerinde emekçi ve ailesi açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermesini bir sorun olarak görmüyor   Milyonlarca esnaf evine ekmek götüremeyecek noktaya geldi. Esnaf kepenk kapattı. Zor durumdaki binlerce küçük işletmeci icra ile karşı karşıya.   ÇİFTÇİ SORUNLARI   Çiftçiler tarım politikaları ve artan gübre, ilaç, mazot, elektrik, tarımsal sulama ve diğer maliyetler yüzünden üretim yapamayacak hale gelmiş ve tarım alanlarında kalabilmek için Tarım kooperatiflerine, bankalara ve tefecilere borçlandılar ödeyemedikleri için arazileri satılıyor. Çiftçi diyor ki yandaşlarını besliyor, halkı dize getiriyor. Köylü üretim yapmazsa ne yiyecek bu insanlar. Biz bir şey yemeyelim mi, yüreğimiz sızlıyor, yeter bu diktatörlük diyor   SİZ ZENGİNLEŞTİKÇE HALK YOKSULLAŞTI   Türkiye’de en zengin 8 milyon kişinin yıllık toplam geliri kalan 75 milyonun toplam gelirinden daha fazla. ‘Halka kurtuluş savaşındayız’ deyip yoksulluğa katlanın diyorken siz lüks hayatlarınızdan zerre ödün vermiyorsunuz. Siz bu ülkenin yoksullarını savaşa ölüme gönderirken sizin çocuklarınız şatafatlı hayatlar yaşamaya devam ediyor.  Buyurun iktidarınızı kurtarma savaşını kendiniz verin. Aynı gemide değiliz hiçbir zamanda olmadık. Siz zenginleştiğiniz için halk yoksullaşıyor. Kapitalist sömürü düzeniniz de siz de yok olmaya mahkûmsunuz. Haa bu arada zulümleriniz arşa vardı yatacak yeriniz yok benden söylemesi.   CEZAEVLERİ   Ülkeyi şirket gibi yönettiğiniz gibi cezaevlerini de şirkete çevirdiniz. Cezaevlerinde görüntülü arama için aylık 200 TL isteniyor. Geliri olmayan nasıl ödesin sizin için her şey para. Ucuz emek olarak cezaevlerinde mahpusları çalıştırdığının yetmiyor anlaşılan. Cezaevlerinde insanlar tuvalet kenarlarında yatıyor. Sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalıyor. Elektrik su yemek paralarını mahkûmdan istiyorsunuz. Ağır hasta mahpuslara hapishanelerde ölüm dayatılıyor. Son iki günde 2 hasta mahpus yaşamını yitirdi. Diyarbakır Cezaevi’nde Halil Güneş akciğer ve kemik kanseri idi. Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu infazının ertelenmesine engel oldu.   CEZAEVLERİNDE ÖLÜM SEBEBİ SİZSİNİZ    Şakran T Tipi Cezaevi’nde ağır hasta mahpus Abdülrezzak Şuyur  2 gün önce hayatını yitirdi. Şuyur’a Akciğer kanseri teşhisi konuldu. Ancak tedavisi yapılmadı. Abdülrezzak Şuyur hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok yönden hak ihlali kararı verdi. Ancak adil yargılanmadı.  Yaşama hakkı yok edildi. Yüzlerce ağır hasta mahpus ‘cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen serbest bırakılmıyor. Cezaevlerinde ölümlerden siz sorumlusunuz. Bu zülüm düzeniniz böyle sürmeyecek emin olun. Yaptıklarınızın hesabını bu halk soracak kıydığınız her canın hesabını vereceksiniz.”   Genel Kurul devam ediyor.