TİHV üyesi Efe: Hücrelerden çıkan çığlığı duymalıyız 2021-12-19 09:16:14   İSTANBUL - Hasta tutukluların durumuna dikkat çeken TİHV İstanbul Yönetim Kurulu üyesi Ümit Efe, “Hepimizin hücrelerden çıkan o çığlığı duyması gerekiyor” dedi.   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri her geçen gün artarak devam ediyor. Hasta tutukluların tedavileri ve Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen “cezaevinde kalabilir” raporlarıyla tahliyelerinin engellenmesiyle yaşam hakları ihlal ediliyor. Son bir haftada hasta tutuklular Abdurrazak Suyur İzmir Aliağa Şakran T Tipi 2 Nolu Cezaevi’nde, Halil Güneş Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaşamını yitirdi. Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutukluyken felç geçirip hafızasını yitirdiği için 13 Aralık 2014'de hakkında tahliye kararı verilen hasta tutuklu Salih Tuğrul da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.   ŞİDDET KONSEPTİ    Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Yönetim Kurulu üyesi Ümit Efe, hasta tutukluların yaşadıklarına dikkat çekti. Efe, hasta tutuklulara karşı bir “şiddet konseptinin” tasarlandığını ifade ederek, tutuklulara yönelik inkar politikasının bir işkenceye dönüştüğünü vurguladı. Cezaevi koşulları nedeniyle tutukluların hastalandığını aktaran Efe, keyfi uygulamalar nedeniyle sağlığa erişemediklerini dile getirdi. Bu uygulamaların bir işkenceye dönüştüğünü ve bununla yıldırma ve teslim alma politikalarının hedeflendiğinin altını çizen Efe, “Mandela Yasaları gibi birçok uluslararası kurul ve kuruluş, tutukluların asgari yaşam ve koşullarının nasıl sunulması, nasıl sevk edilmesi, nasıl muayene edilmesini tanımlamıştır. Ancak bunlar hiçbir zaman uygulanmadı” diye belirtti.   ATK’NİN SORUMLULUĞU   Tutukluların hastaneye götürüldükleri sırada birçok eziyete katlanmak zorunda kaldıklarını belirten Efe, “Özellikle kanser hastalıklarında zaman son derece önemlidir. Bu hastaların tedavisi hiç yapılmıyor. Teşhis konulsa bile tedavinin devamı sağlanmıyor. ATK’ye sevk edilmesi gerekirken uzun süre bekleniyor. Bir bilirkişi heyeti olmasına rağmen, rapor göremiyoruz. ATK, ‘terör yasasına’ takılıyor ve tutuklular tabutla çıkıyor” diye aktardı.   TAM TEŞÜKKÜLÜ HASTANE RAPORU   Tutuklular için ATK dışında tam teşekküllü bir hastaneden alınmış sağlık raporunun da kabul edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Efe, “Eli kolu tutmayan, yaşı çok ilerlemiş tutuklular var. Bu hastaların cezaevinde tutulmaması gerekiyor” diye konuştu.   ‘BU SONU HEPİMİZ HAZIRLADIK’   Son günlerde cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklulara değinen Efe, “Ben onları sadece bir sayı olarak anmak istemiyorum. Abdurrezak Suyur, Halil Güneş ve Salih Tuğrul, onlar cezaevinde insani olmayan koşullarda bırakılarak, tedaviye erişimleri engellenerek, ölümlerine seyirci kalınanlar. Bu sonu hepimiz hazırladık” ifadelerinde bulundu.    DEVLET POLİTİKASI    Efe, tecrit altında birçok hak ihlalinin yaşatıldığını belirterek, işkence ve kötü muamelenin yasak olmasına rağmen bir devlet politikası olarak sürdürüldüğünü dile getirdi. Efe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimizin hücrelerden çıkan o çığlıkları duyması gerekiyor. Tutukluları yalnız bırakmamak gerekiyor. Garibe Gezer, uğradığı işkenceyi, sorunları anlatmaya çalışmıştı. Belli ki çaresiz kalmış ve ‘Bizim sesimiz ancak öldüğümüzde duyuluyor’ demiş. Tutuklular tabutlarla çıktıktan sonra üzülmemiz bir işe yaramıyor. Raporlar çıkarmaya çalışıyoruz. Ama bunlarla ilgili bakanlıklardan hiçbir sonuç alınamadı. Ama başvurulara devam edeceğiz.”   ‘TECRİT KALDIRILMALI’   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılması gerektiğinin altını çizen Efe, “İktidarlar tarafından, tecrit için yapılan cezaevleri, tutukluların rahat edecekleri oteller olarak gösteriliyor. Ancak insan hakları savunucuları olarak, tecridin insanın varoluşuna aykırı bir işkence olduğunu söylüyoruz. Çünkü zamansal, algısal, duygusal, mekanların daraltılması, insanın onun içine hapsedilmesi işkencedir. Israrla tecridin kaldırılması gerektiğini söylüyoruz” şeklinde konuştu.