'İmralı’dan çıkacak ses çözüme yol açar' 2021-12-22 09:30:14   İSTANBUL - İktidarın bütün gücünü Kürt sorununu bastırmak için harcadığını belirten avukat Ayşe Acinikli, İmralı’dan çıkacak bir sesin çözüme yol açacağını söyledi.    İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 25 Mart’tan bu yana haber alınamıyor. Tecridin sonlandırılması amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde sivil toplum örgütleri ve hukukçuların girişimleri sürerken, avukat Ayşe Acinikli, Öcalan üzerindeki tecride son verilerek görüşmelerin önünün bir an önce açılması gerektiğini söyledi.   Öcalan üzerinde devam eden tecridi “açık bir işkence” olarak tanımlayan Acinikli, kişiye verilen hapis cezasının sadece özgürlüğünün elinden alınması üzerine olduğunu ifade etti. Bunun dışında aile ve avukat görüşmesinin engellenemeyeceğine vurgu yapan Acinikli, “Bu durum açık bir işkencedir. İşkence yasağının da ihlalidir” dedi.   İLETİŞİM EN DOĞAL HAKTIR   İmralı Cezaevi’ndeki uygulamaların diğer bütün cezaevlerindeki uygulamalardan farklı olduğunu dile getiren Acinikli, İmralı’da çok daha ağır koşulların mevcut olduğunu belirtti. Öcalan’a verilen son iletişim yasağına atıf yapan Acinikli, “Avukatları İmralı’yla hiçbir şekilde iletişim kuramıyor. Bu haber alamama hukuki ihtiyaçların karşılanamadığı anlamına geliyor. Yine bir tutuklunun ailesiyle iletişim kurması insani bir şeydir. Kişinin en doğal haklarından biridir. Bunun da engellenmesi insani boyutta çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Bunun bir işkence çeşidi olduğunu söylemek mümkündür” ifadelerini kullandı.   SES FARKINDALIK YARATABİLİR   Türkiye’de yaşanan siyasi olaylar dolayısıyla İmralı’dan gelecek herhangi bir açıklamanın büyük önem taşıdığını belirten Acinikli, “Bu durumu da göz ardı etmemek lazım. Bu 9 aydır haber almama sürecinin hem hukuki hem politik olarak hem de diğer açılardan pek çok sıkıntı verici sonucu olduğunu söylemek mümkün” dedi.   İktidarın bütün gücünü Kürt sorununu bastırmak için harcadığını dile getiren Acinikli, “Artık bir sorunun olduğunu dahi kabul etmiyor. Sorunun çözüldüğü iddiasındalar ama bütün gücünü savaşla göstermeye çalışıyor. İmralı’dan çıkacak ses buradan gerçekten bir farklılık yaratabilir. Buradan çıkacak ses, iktidarın kendini var etme amacının ortadan kalkmasına neden olabilir. Bu nedenle bir engellemenin olduğunu söylemek yanlış olmaz” ifadelerini kullandı.   10 YILDIR AVUKATLAR GÖRÜŞEMİYOR   2011 yılından bu yana hiçbir avukatın mesleki sıfatıyla İmralı’ya gidemediğine dikkati çeken Acinikli, şöyle konuştu: “Evet; vasisi gitti, ama avukatlık sıfatıyla gitmedi. Çözüm Süreci’ndeki görüşmelerde milletvekilleri gitti, içlerinde avukatlar da vardı. Ama hiç kimse avukat sıfatıyla gitmedi. 2018’deki açlık grevi döneminde 5 görüşme yapıldı. O görüşmelerde de devletin baş edemediği bir durum vardı. O yüzden istisnai bir durum dışında Temmuz 2011’den beri avukat sıfatıyla kimse İmralı’ya gidemedi. Normalde iletişim cezası avukatları kapsamaz. Savunma hakkı bağlamında avukat bunun dışındadır. Sizin eğer vekaletiniz varsa mesai saatleri içerisinde istediğiniz gibi bir hükümlüyle görüşebilirsiniz. Tutuklularda mesai saati bile önemli değildir. Hukuken bunu engelleyebileceğiniz bir yol yok. Sadece yapılan son değişiklikle bir avukatın görüşmeden men edilebilmesi mümkün. Ama başka bir avukat görüşmeye gittiğinde yeniden bir karar alınmadığında o avukat görüşmeye gidebilir.”   HUKUKSUZLUĞUN KATMERLEŞMESİ!   Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının İmralı’da tutulan müvekkilleriyle görüşme talebiyle yaptıkları başvurulara cevap verilmemesine değinen Acinikli, bu durumun ayrı bir hukuksuzluk olduğunu söyledi. AKP dönemindeki son birkaç yıldır bu uygulamanın yapıldığını dile getiren Acinikli, “Eskiden ‘koster bozuk’, ‘hava muhalefeti’ gibi komik de olsa bir cevap veriliyordu. Ama yapılan başvuruları cevapsız bırakmak hukuksuzluğun katmerleşmiş halidir” ifadelerini kullandı.     ‘HUKUK UYGULANIRSA SORUN ÇÖZÜLÜR’   Son dönemlerde cezaevlerinde yaşanan ölümlere değinen Acinikli, bu nedenle İnfaz hukuku boyutunda çok ciddi bir değişime ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye cezaevlerinde yaşanan bir diğer sorunun ise özellikle siyasi tutukluların hasta olmalarına rağmen bırakılmaması olduğunu belirten Acinikli, “İkinci sorun ağırlaştırılmış müebbet ve infaz yakmalardır. Türkiye’de ‘reform, reform’ diye önümüze sundukları şeyler cezaevindeki sorunları arttırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Ciddi anlamda infazlarla ilgili baştan bir düzenleme yapmak gerekiyor. İnsan haklarına, insanlık onuruna uygun düzenlemeler yapmak gerekiyor. Yoksa bu sorunlar sarmalının içinde debelenip duracağız. Tecrit konusunun da bir an önce çözülmesi gerekiyor. Geri dönülemeyecek noktalara varmadan bu ihlalin bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Avukat ve aile görüşünün sağlanması için iç hukukun uygulanması yeterlidir. İç hukukun uygulanması bu sorunu çözmeye yeter” diye konuştu.   MA / Ferhat Çelik