Cezasızlık politikalarına karşı raporlama 2022-01-10 09:05:07 İZMİR - Yaşam hakkı ihlali, ayrımcılık ve “terör” suçlarında iç hukuktan sonuç almanın zorlaştığını belirten İHDG Başkanı Özlem Yılmaz, cezasızlık politikasına karşı raporlama çalışmalarının önemine dikkat çekti.  Hukukçuların sürekli eleştirdiği adil yargılama tartışmaları sürüyor. Özellikle “katalog terör” suçları ve kadın cinayetlerinde faillerin yargılanmasında yaşanan sorunlar, kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Faillerin yeterince ceza almadığı ve kollandığını savunan hukuk örgütleri, bağımsız olmadığı tespitinde bulundukları davaları uluslararası boyuta taşıyor.    İnsan hakları ve hukuk örgütleri, adil yargılama için dosyalara yönelik izleme ve raporlama çalışmaları yürütüyor. Bu kurumlardan birisi olan İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD) de son yıllarda görülen bazı davalara katılım sağlayarak, yargılamanın nasıl yürütüldüğüne dair raporlar hazırlıyor. Dernek, geçen yıldan bu yana İzmir’de görülen Hande Buse Şeker ve gazeteci Melike Aydın’ın davalarını izledi. Deniz Poyraz davasında da müdahillik başvurusu yapan dernek, izlediği davaların raporlarını Ayrımcılık Ağı’nın bültenlerinde yayınlıyor.    İHGD Başkanı avukat Özlem Yılmaz, davalara ilişkin yürüttükleri izleme ve raporlama çalışmalarını anlattı.      KAMUOYU OLUŞTURMA    Raporlama çalışmalarının insan hakları ihlalleri sonucu açılan davaların izlenmesinde önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, soruşturma ve yargılama aşamalarına değindi. Bu yöntemle davalara hem tanıklık ettiklerini hem de cezasızlık politikasına dikkat çektiklerini söyleyen Yılmaz, “Raporlama çalışmasının kamuoyu oluşturma konusunda yardımı oluyor. Raporların kamuoyuna açıklanması ülkedeki kamuoyunu aynı zamanda ülke dışındaki kamuoyunu da etkiliyor. Sonrasında bu dosyaların çoğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gidecek. Davanın önceden iyi izlenmesi, birçok veri oluşturuyor. Uluslararası hukuk örgütlerini ve yargılamaları etkiliyor” dedi.    CEZASIZLIK POLİTİKASI    Çalışmalarının cezasızlık politikasına da etkilerinin olacağını kaydeden Yılmaz, şunları söyledi: “Yaşam hakkı ihlaline ilişkin davaların cezasız kaldığını düşünüyorum. Kadın cinayetlerinde de aynı şey söz konusu. Ama raporlamak, izlemek biraz göz önüne koymak demek. Hem Diyarbakır Barosu’nun hem de kadın örgütlerinin raporları AİHM’de yaşam hakkının ihlali anlamında bir karar çıkmasında faydalı oldu.”    YARGISAL REFORM   Yaşanan sorunların zihniyet değişimiyle değişebileceğini vurgulayan Yılmaz, “Hakimlerin bu iradeye uymaması için hiçbir sebep yok. Bulgaristan bu anlamda büyük bir değişim yaşadı. Sosyalist kökenden gelen bir ülkeyken Avrupa Birliği’ne girdi. AB’ye girdikten sonra bir ayrımcılık kurumu oluşturdu. Ülkedeki bütün yargıçlar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) iç hukukta uygulanması konusunda eğitimden geçirildi. Çok yaşlı olan ya da bunu uygulamaktan kaçınan hakimler değiştirildi. Yargıç kadrosu yenilendi. Bu sorunun çözümü yargısal bir reforma bağlı. İktidar isterse, yargısal anlamda bir reform yapmak hiç zor değil” ifadelerini kullandı.    ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİ   Yılmaz, delillerin değerlendirilmesi noktasında mahkemelerin daha farklı hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Yılmaz, en büyük sorunun yargılamanın olağan ve olağanüstü olarak ayrılması olduğuna işaret ederek, “Olağanüstü yargılamalar ‘terör’ suçlarına yönelik yargılamalar ve adil yargılamaya ilişkin asıl sıkıntı burada. Eğer bir katalog suçtan dolayı sanık durumundaysanız hakkınızda yeterince delil olmasa bile tutuklanabiliyorsunuz. İddianame kabul edilip hakkınızda dava açılmazsa, bu süre 4-5 sene sürebiliyor. Diğer davalarda da kadına karşı şiddette de yine bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Kadına karşı şiddet suçlarına ilişkin mahkemelerde ayrımcı bir tavır görebiliyoruz. Taciz ya da çocuk istismarı davalarında da bu oluyor. Bazen mağdur olan taraf mahkeme tarafından sanık muamelesi görebiliyor. Bu da sanığın bahanelerine alt yapı oluşturuyor” dedi.    ÇALIŞMA GENİŞLETİLMELİ   Geçmişte iç hukuktan sonuç elde edebildiklerini söyleyen Yılmaz, 2000’li yılların başında işkenceye dair polislerin yargılandığını ve ceza aldığını belirtti. Sadece kamuoyuna mal olmuş davaların değil, risk taşıyan her davanın takip edilmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Dava izleme ve raporlamanın daha geniş yapılması gerekiyor. Farklı sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde ihlallere ilişkin yeni yöntemler geliştirmek gerekiyor” diye konuştu.    MA / Tolga Güney