Siti: Hükümetin sessizliği saldırıları teşvik ediyor 2022-01-12 09:01:06 İZMİR - Mültecilere yönelik saldırıların hükümetin sessizliğinden kaynaklandığını belirten Mülteci Medyası Derneği Başkanı Deysem Siti, mülteci haklarıyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.  Türkiye’de mültecilere yönelik ırkçı söylem ve saldırılar, hız kazanarak devam ediyor. İzmir Güzelbahçe’de yakılarak öldürülen 3 Suriyeliye dair bir gelişme yaşanmazken, 10 Ocak’ta önce Ankara’da, ardından İstanbul’da mültecilere yönelik saldırılar yaşandı. İstanbul’da yaşanan saldırı daha önce Ankara ve İzmir Torbalı’da yaşanan saldırılar gibi kitlesel gruplar halinde yaşandı. Saldırgan gruplara yönelik devam eden cezasızlık politikası ise 6-7 Eylül 1955’te azınlıklara yapılanların benzerlerinin yaşanması için prova olarak görüldü.    Siyasetçilerin mültecileri hedef alan ırkçı söylemleri ve uygulamaları da yaşanan saldırılara zemin hazırlıyor. Mültecileri hedef gösteren siyasetçiler, olayların büyümesine neden oluyor.    Kendisi de Suriyeli bir mülteci olan Mülteci Medyası Derneği Başkanı Deysem Siti, mültecilere yönelik saldırıların arkasında siyasetçilerinin söylemlerinin olduğunu söyledi.    ‘MÜNFERİT DEĞİL’   Son 10 yılda Türkiye’nin birçok kentinde saldırılar gerçekleştiğini anımsatan Siti, “Her olayda ‘Mültecileri istemiyoruz. Evine gitsinler’ deniliyor. Başta muhalefetin faşist, ırkçı söylemleri ve son yıllarda hükümetin sesiz kalması bu tür olayları çoğaltacak. Kesinlikle münferit bir olay değildir. Mültecilere yapılan saldırıların hepsi gruplar halinde oldu ve sosyal medyada ırkçı söylemler, küfürler, hakaretler sürüyor. Biz konuşmaya denk geldim. ‘Kordon’da yürüyemez hale geldik. Biz bile onlar kadar rahat değiliz’ diyor. Türkiye’ye gelen mültecilerin ne yapması lazım? 3’üncü sınıf insan muamelesi mi görmeli? Bir gün herkesin mülteci olabileceğini unutmamak gerekiyor. Bugün Türkiye’de gençlerin yüzde 70’i yurtdışına gitmek istiyor. İnsanların bunu da görmesi lazım” dedi.   SESSİZLİK TEŞVİK EDİYOR    İktidar yaşananlara sessiz kalmasının kendi içindeki bölünmeden kaynaklandığını ifade eden Siti, bir kesimin mültecilere ‘Müslüman kardeşimiz’ diye, bir kesimin ise ‘Evlerine gitsinler’ şeklinde baktığını kaydetti. Ümit Özdağ’ın (Zafer Partisi Genel Başkanı) vatandaş olmuş bir Suriyeliye kimlik sorduğunu anımsatan Siti, “Bununla alakalı İçişleri Bakanı bir açıklama yapmıyor. Ankara’da Suriyelilerin yaşadığı mahalleyi talan ettiler. Ama saldırı yapanlar cezalandırılacağına mülteciler cezalandırıldı. Suriyeliler mahalleden ayrılmak zorunda kaldı. İzmir Torbalı’da aynı şey oldu. Yine İzmir’de 3 tane gencin katledilmesine sessiz kalınması sürüyor. Bu tür olaylarda ne emniyetten ne validen ne de bakanlardan bir açıklama göremiyoruz. Hükümetin sessiz kalması, yargının da adım atmaması bu tür olayların önünü açıyor, teşvik ediyor” diye belirtti.    SÖYLEM DEĞİŞMELİ   “Mültecilerle ilgili söylemin değişmesi lazım” diyen Siti, siyasilerin söylemlerinin değişmesi durumunda kimsenin bu tür saldırılara cesaret edemeyeceğini söyledi. Ümit Özdağ gibi siyasetçilerin ırkçılığı politika haline getirdiğini belirten Siti, şöyle devam etti: “Bu durum son yıllarda Avrupa’da mülteci akınından dolayı aşırı sağcıların oylarını artmasından kaynaklanıyor. Bunu gören bazı Türkiyeli siyasetçi de faşist, ırkçı düşüncelerin benzerini yapmaya çalışıyor. Onlarda oy kazanmanın derdindeler. Bence bunun onlara bir faydası olmaz. 2015 yılında Midilli Adası’na iki tane mülteci kampı kuruldu. Bu kamp ada insanında rahatsızlık yarattı. Belediye başkanı ada halkına ‘AB ile anlaşma yaptık. Kampta kalanların giderleri onlar tarafından karşılanacak’ dedi. Buradaki siyasetçiler gibi ‘biz bakıyorum’ demedi. Bu söylemden sonra ada halkı belediyeden daha fazla yardım etti.”    YASAL DÜZENLEME   Türkiye’nin mülteciler için Avrupa’ya giden bir güzergah olduğu gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Siti, hükümetlerinde bu konuda adım atmadığını belirtti. Mülteci haklarını düzenleyen bir yasa çıkması gerektiğine işaret eden Siti, vatandaşlıkla ilgili bir düzenlenin de yapılması gerektiğini vurguladı. Geçici koruma statüsünün bir anlam ifade etmediğini dile getiren Siti, “Evlenenler, işletme kuranlar bile bu statüde. Türkiye’ye 12 yaşında gelen bir mülteci şimdi 23 yaşında. Evlenmiştir, çocuğu da olmuştur. O çocuk burada doğdu, şimdi ise vatansız. İktidar halkı vatandaşlık fikrine hazırlanmalı Hiçbir iktidar bunu bir anda yapamaz. Ama yavaş yavaş toplumu buna hazırlayabilir. Ayrıca Avrupa ile yapılan geri gönderme anlaşmasının hemen iptal edilmesi gerekiyor” diye konuştu.   MA / Tolga Güney