AKP’nin Adıyaman'a yatırımı: Türkiye’nin en büyük cezaevi 2022-01-21 09:04:25 ADIYAMAN - AKP’nin cezaevini "yatırım” olarak lanse etmesine tepki gösteren İHD Adıyaman Şubesi Başkanı Bülent Çınar, kentin cezaevine değil, istihdam alanlarına ihtiyacı olduğunu söyledi.  Avrupa Konseyi 2020 Ceza İstatistikleri Raporu’na göre, Rusya’dan sonra cezaevlerinde en fazla kişinin bulunduğu Konsey üyesi ülke Türkiye. 31 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Konsey'in 47 üye ülkesi arasında en fazla tutuklu ve hükümlü sayısında ilk sırada yer alan Türkiye’de yeni cezaevlerinin inşaatı ise sürüyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 16 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanan “2022 Yılı Yatırım Programı”nda, 36 yeni cezaevi inşaatı için yaklaşık 2 milyar TL’nin harcanacağı yer aldı. Bu rakam 2021'de, yeni cezaevleri için imzalanan sözleşmelerde 1 milyar 500 milyon TL idi.    Adıyaman’ın Merkez ilçesine bağlı Hacıhalil Köyü’nün sınırları içerisinde bulunan 270 dönümlük arazi üzerine 31 Nisan 2021 tarihinde inşaatı başlatılan 99 bin metrekarelik cezaevi de bunlardan sadece biri.    ADIYAMAN’A YATIRIM: CEAZEVİ    2023'te tamamlanması planlanan cezaevi kompleksi, AKP Adıyaman İl Başkanlığı tarafından 10 Ocak’ta dağıtılan “Adıyaman’a yatırım” broşürlerinde, “Türkiye'nin en büyük kapalı cezaevi” olarak övünüldü. AKP Adıyaman İl Başkanı Mehmet Dağtekin de kentteki yatırımları, “Ekonominin daraldığı bu dönemde bile İl Emniyet Müdürlüğü binası bitmek üzere ve Adıyaman’da şuan Türkiye’nin en büyük kapalı cezaevi yapılıyor” şeklinde sıraladı.   TUTUKLU ORANI EN YÜKSEK ÜLKE    Söz konusu duruma ilişkin değerlendirmede bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şube Başkanı Bülent Çınar, cezaevinin “yatırım” olmadığını söyledi. Suç oranlarının azaltılması için projelerin geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Çınar, Türkiye’nin Avrupa’da nüfusa oranla en yüksek tutuklu sayısına sahip olduğunu vurguladı. Çınar, “Tutuklu ve hükümlü sayısının yüksek olması beraberinde yaşam hakkının ihlali konusunda ciddi sorunlar doğurmaktadır. Bu sorunlara çözüm üretilmesi, tutuklu ve hükümlü sayılarının azaltılması, suç oranlarının azaltılması noktasında projeler üretilmesi gerekirken, cezaevlerinin sayıları artırılıyor" dedi.   CEZAEVİ DEĞİL İSTİHDAM ALANI   Adıyaman’ın en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğunu aktaran Çınar, “Adıyaman’ın cezaevinden öte çok önemli sorunları var. Bu sorunların çözülmesini bekliyoruz. Adıyaman’da geçim sıkıntısı var. Geçim sorunun tetiklediği birçok sorun ortaya çıkıyor. Bunu engellemek gerekirken ‘ihtişamlı’ Türkiye'nin en büyük cezaevinin yapılıyor olması üzücü. Üretimin, eğitimin geliştirilmesi için projeler geliştirilmelidir. Adıyaman’ın cezaevine değil istihdama ihtiyacı var. Suç oranının azaltılması için eğitime, projelere ihtiyaç var” diye belirtti.    Bir ülkenin ne kadar demokratik olduğunun cezaevi sayısıyla bağlantılı olduğunu dile getiren Çınar, “Cezaevi, tutuklu ve hükümlü sayısı ne kadar az ise o ülkedeki demokrasi iyi bir seviyedir. Cezaevi sayılarının azaltılması bir ülkenin geliştiği anlamına gelir. Cezaevi sayısı, suç oranlarının düşürülmesini bir yatırım olarak değerlendirebiliriz. Cezaevlerinin sayılarının arttırılması beraberinde suç oranlarında da bir artış getiriyor” ifadelerini kullandı.   MEVCUT CEZAEVLERİ İYİLEŞTİRİLMELİ    Adıyaman’ın dışarıya göç veren bir kent olduğunu belirten Çınar, şöyle devam etti:“Adıyaman’da insanların tek geçim kaynağı olan tütün, 1 Ocak'ta yürürlüğe giren yasal düzenlemeyle ellerinden alındı. İnsanların fakirleşmesi ile birlikte suç oranları artacak. Bunun yerine Adıyaman'a cezaevi yerine üretimi canlandıracak projelere ihtiyaç var. Cezaevlerinde tutulan tutukluların yaşam koşullarının iyileştirilmesine dönük yatırımların yapılması gerekiyor. Mevcut cezaevleri, hasta tutuklular için kalacak ortamlar değil. Hasta olmayan insanlar cezaevine girdiğinde kötü şartlar nedeniyle hastalanıyor. İnfazlarının ertelenmesi gereken tutuklular cezaevinde tutuluyor. Yeni cezaevi yerine cezaevlerinde hijyen koşullarına dönük projeler yapılması gerekiyor. Cezaevlerinde kötü koşulların bitirilip, tutulan kişi sayısının azaltılması noktasında beklentilerimiz var. Bunun olması içinde başta hukuk örgütleri olmak üzere demokratik emek ve meslek örgütlerinin insan hakları için birlikte mücadele etmesi önemlidir.”   MA / Emrullah Acar