Efrîn’de asker, cezaevinde gardiyan: Heyecanlı gençler! 2022-02-10 09:26:59 ANKARA - İHD Ankara Şubesi Cezaevleri Komisyonu üyesi Mahir Uslu, Efrîn’de uzman çavuş olarak görev yapan askerlerin gönderildikleri cezaevinde tutukluları darp ettiğini belirtti.  İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Cezaevleri Komisyonu üyesi Mahir Uslu, sistematik hale gelen hak ihlalleri üzerine birçok cezaevine ziyaret gerçekleştirdiklerini aktardı. Cezaevlerinde artan baskılar, hasta tutukluların durumu, keyfi uygulamalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Uslu, cezaevlerinde ciddi hak ihlallerinin olduğunu belirterek, sorunların çözümü için siyasi partilere çağrıda bulundu. Hasta tutuklulardan çok sayıda şikayet aldıklarını ve gelen şikayetler doğrultusunda cezaevlerini ziyaret ettiğini belirten Uslu, en son Sincan Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ni ziyaret ettiğini belirtti.   TEK KİŞİLİK HÜCRELER   Uslu, en dikkat çeken sorunun “yüksek güvenlikli” adı altında yeni oluşturulan cezaevi konsepti olduğunu ifade etti. Tutuklular üzerinde psikolojik baskı yaratıldığını belirten Uslu, cezaevlerinde ciddi bir tecridin uygulandığını söyledi. Uslu, “Tek kişilik hücreler var. Amerikan cezaevi sistemi yapılmak isteniyor. Tutukluların talebi olduğunda gardiyan ya da infaz koruma memurlarıyla butonla konuşuluyor. Günde bir kez yemek ve havalandırma dışında kimseyi görmüyorlar. Tutuklular, ‘En azından yan yana hücrelerde olduğumuzu bilsek birbirimize destek oluruz’ diye belirtiyorlar. En doğal insan hakları ellerinden alınıyor. Çok sistemli çalışılmış bir cezaevi konsepti. Sanırım sonraki cezaevlerini de böyle yapacaklar" ifadelerini kullandı.   İLAÇLAR VERİLMİYOR   Cezaevlerinde kanser ya da KOAH gibi ciddi hastalıkları olan çok sayıda durumu ciddi hasta tutuklunun olduğunu, tam teşekküllü bir hastanelerde tedavi görmesi gerektiğinin altını çizen Uslu, “Bırakın hastaneyi, ilaçlarını dahi verilmiyor. Verseler de düzensiz. Şeker hastası olan mahpusların yemeklerinin özel olması gerektiği halde normal yemekler veriliyor. Ya da tiroit kanseri bir hastayı ziyaret ettiğimde onun diyetine uygun yemekler verilmediği, verilse bile ceza verilir gibi eksik bıraktıklarına rastlıyoruz” dedi.   TEDAVİLER ENGELENİYOR   Uslu, “Tutuklu Yusuf Yakşi, gırtlak kanseri, 28 yaşında. Gırtlağını tam ortasından delip Ankara’ya tedavi için yolladılar. Yaklaşık bir sene sonra tedavi için çıkarttılar, hala yoğun bakımda. İnfaz memuru, savcı ya da hakim eğer buna müsaade ediyorsa, zaten insan değildir. İnsan hakları evrensel beyannamesi var. Devlet, şu anki iktidar bunu bir cezaya dönüştürmüş ve sistematik olarak tedavi etmiyor” ifadelerini kullandı.    ADLİ TIP KURUMLARI    Uslu, hasta tutukluların ciddi hastalıkları olmasına rağmen çelişkili ve tartışmalı raporlar veren Adli Tıp Kurumu’nu (ATK), “devletin ceza organının bir parçası” olarak niteleyerek, “Hasta tutuklular önce hastaneye, gerekli görüldüğü takdirde de ATK’ye sevk edilir. Hipokrat yemini etmiş bir doktor, bir hastanın cezaevinde, hücrede, hastanede kalıp kalmayacağını doğru karar verdiğini düşünürüz ancak böyle doktorlar yok. ATK, belli davalardan giden tutuklulara kesinlikle tahliye şansı verilmiyor ve içerde ölüme terk ediyor” şeklinde konuştu.    GÖZLEM KURULLARI KALDIRILMALI   Tutukluların tahliyesini engelleyen Gözlem Kurulları’nın rolüne değinen Uslu, “Gözlem kurulları ayrım yapıyor. Adli mahpuslar ‘dışarıya entegre’ diyerek salıveriliyorlar. Politik tutuklular olunca bunu kullanıp, çok fazla bekletiyorlar. Hukuki anlamda hiçbir anlamı olmayan Cezaevi Gözlem Kurulları’nı getirdiler ve mahpuslarda baskı oluşturuldu. Çok komik sebeplerle mahpusların tahliyelerini ertelemeye başladılar. Cezaevi gözlem kurullarının acilen kaldırılması geriyor. Cezaevinin daha yaşanabilir hale getirilmeli ve daha özgür bir hukuki düzenleme olmalı” diye belirtti.    EFRîN’DEN CEZAEVİNE   Yaptığı ziyaretlerde tutukluların darp edilmesini sorduğu bir cezaevi müdürünün kendisine “heyecanlı gençler, onlar yapıyor, biz engel olmaya çalışıyoruz” yanıtı verdiğini aktaran Uslu, “Sonradan öğrendik ki ‘heyecanlı gençler’ önce Efrîn’de uzman çavuş olarak çalışıp, daha sonra infaz koruma memuru olarak cezaevlerine gelen tipler. Önce rehabilite olması gereken kişiler bunlar” diye konuştu.   MÜDÜRLER REHABİLİTE EDİLMELİ    AKP’nin cezaevindeki hiçbir sorunu çözemeyeceğini vurgulayan Uslu, şunları söyledi: “Cezaevi müdürleri, gardiyanlar, hepsi seçilmiş insanlar. Rehabilite edilmeleri gerekiyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nden avukatlarla birlikte bir ziyaretimiz sırasında, ağırlaştırılmış müebbet almayan tutuklular hücrede tutuluyordu. Cezaevi müdürüne sorduğumuzda, ‘O odalar boş mu kalsın, ben şirin baba mıyım’ dedi. Şimdi Afyon Cezaevi Müdürü olarak görev yapıyor.”   DÜŞMAN HUKUKU   Genel bir hukukun olmadığını, her cezaevi müdürünün “kendisine göre bir sistem” oluşturduğunu söyleyen Uslu, şunları aktardı: “Mahpuslar ayda bir kitap alabiliyor. Başka bir cezaevine gittiğimizde, kitap okuyan bir müdür inanılmaz bir kütüphane kuruyor. Bir başka cezaevinde, ortaklıkta çiçekler falan var. Her cezaevi müdürü kendine göre uygulama yapıyor. Ancak ortak noktaları var; düşman hukuku uygulamaları ve bunun için seçilmeleridir.”   SİYASİ PARTİLERE ÇAĞRI   Meclis’te bulunan siyasi partilerin cezaevlerinde yaşananlara dair fazla çaba içinde olması gerektiğini ifade eden Uslu, “Cezaevlerini ziyaret ettiğimizde neden mahpusların suçlarına bakmıyoruz. Cezaevindeki insanların hiçbir şekilde seslerini duyurma şansları yok. Siyasi partilerin cezaevlerini ziyaret etmesi çok önemli. En azından Türkiye'yi yönetmeye aday olmuş ve Türkiye'yi yönetmeye aday bu partilerin özel bir önem göstermesini talep ediyoruz” dedi.