Suruç Katliamı Davası’ndan çekilen heyet HSK’ye şikayet edilecek 2022-02-15 17:45:46   İSTANBUL - Suruç Katliamı Davası avukatlarından Sezin Uçar, davadan çekilen mahkeme heyeti hakkında HSK’ye başvuruda bulunacaklarını aktardı. Aileler, gerçeklerin üzerinin kapatılmak istendiğini belirtti.   Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı Davası’nda mahkeme heyetinin değişmesine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya, davanın avukatı Sezin Uçar, İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri katıldı. “Heyet Değiştirerek Gerçekleri Örtemezsiniz” pankartının yer aldığı toplantıda açıklama yapan Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar yargılamanın tüm itirazlara ve hususların araştırılmadan devam ederek, karara bağlandığını belirtti.   Uçar, davanın Ekim 2021’deki karar duruşmasında mahkeme heyetinin ısrarla Ankara Katliamı’ndan tek tutuklu sanık Yakup Şahin hakkında karar verdiğini ve firari sanıklar için dosyanın başka bir esasa kaydedildiğini hatırlattı. Araştırılması gereken pek çok husus ve 6 yılda ortaya çıkan pek çok delilin araştırılmadan davanın kapatıldığının altını çizen Uçar, avukatlar olarak yaptıkları itirazların ve gerçeklerin ortaya çıkması için mahkemeye verdikleri taleplerin sürekli reddedildiğini kaydetti. Mahkeme heyetinin sadece Yakup Şahin'i cezalandırma motivasyonuyla hareket ettiğini ve yargılamaya ışık tutacak yeni delilleri görmezden geldiğini belirten Uçar, mahkeme ve hakime yaptıkları pek çok reddin de kabul edilmediğini ifade etti.   KARAR HUKUKİ DEĞİL    Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin "taraflarla arasında husumet olduğu gerekçesiyle yargılama yapmasının objektif olmayacağını" belirterek, katliam dosyasından çekildiğini belirten Uçar, şöyle devam etti: “Şu an Urfa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılamaya bakmasına karar verildi. Biz mahkemenin vermiş olduğu kararın Suruç İçin Adalet Platformu’nun, bu güne kadarki taleplerimizin ne kadar haklı olduğunu göstermiş olduk. Bizim açımızdan bu karar hukuka uygun değil, mahkeme tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiş. Hakim Savcılar Kurulu’na (HSK) başvuruda bulunacağız. Yargılama gerçeklerini, yargılamanın yükünü, adalet beklentisini karşılamaktan uzak hakim ve savcıların taleplerini biliyoruz, alışığız ama bunlara karşı da adalet mücadelesini yürüteceğiz. O nedenle ben buradan hem 17 Şubat tarihinde Ankara Katliamı’nın firari sanıklarının yargılandığı ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davaya hem de 18 Şubat tarihinde Urfa'da 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davaya tüm toplumu bekliyoruz. İŞİD katliamlarındaki tüm gerçeklerin açığa çıkarılması için aynı toplumsal adalet talebiyle mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.   ‘SANIK SANDALYESİNDE KİMSE YOKTU’   Katliamda yaşamını yitiren Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız, zorlu koşullar altında 21 celse boyunca mahkemeyi takip ettiklerini söyleyerek, mahkemenin kendilerini yok saydığını ifade etti. "33 insan orada katledilirken asla ve asla kıllarını kıpırdatmadılar" diyen Yıldız, canlı bomba saldırısını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün elini kolunun sallayarak tüm gün Suruç'ta dolaştığını, Amara Kültür Merkezi'ne giden 318 insan sürekli GBT adı altında taciz edilirken nasıl görülmediğini sordu. Adalet mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Yıldız, davayı sahiplenme çağrısı yaptı.    ‘DELİLLER KARARTILDI’   Katliamda oğlu Çağdaş'ı yitiren kendi de yaralı kurtulan Feti Aydın, mahkeme heyetinin tarihe karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini söyledi. Heyetin var olan gerçekleri görmek yerine talimatla çalıştığının ortada olduğuna işaret eden Aydın, katliam gününe ilişkin kamera görüntülerinin yok edilmesinden avukatların sunduğu delillere kadar mahkemenin her şeyi görmezden geldiğini dile getirdi. Kendilerine "terörist" muamelesi yapanların o gün yaralıların üzerine gaz sıktığını, ambulansların yolunu kestiğini anımsatan Aydın, Ankara ve Diyarbakır katliamlarında olduğu gibi Suruç Katliamı’nda da gizlilik kararlarıyla bulguların üstünün kapatıldığını söyledi.    ‘HEYETİN ÇEKİLMESİ İTİRAFTIR’   Kızı Ezgi'yi katliamda kaybeden Ali Sadet de, adaletten başka sığınacak bir yerleri olmadığı için mücadele ettiklerini dile getirdi. Sadet, "Ama buna rağmen bakıyoruz ki karar verildikten sonra 'husumetten' dolayı heyet çekiliyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Bu bir itiraftır. 'Davanın altında kaldık, çıkamıyoruz. Bırakırız; kim ne yaparsa yapsın' mantığıdır" ifadelerini kullandı.    ‘BOŞ SANDALYELERDE ADALET ARADIK’   Suruç yaralılarından Çağla Seven ise, Suruç katliamının tüm insanlığa karşı gerçekleşen en büyük katliamlardan olduğuna dikkat çekti. Katliam sonrası ülkenin kaderinin değiştiğinin altını çizen Seven, şöyle devam etti: "Gördüğümüz pratikler üzerinden aydınlatılmamış her katliam sonrası yeni katliamlar yaşandı. Biz adalet talebimizi 'bir daha asla' diyerek bunun üzerinden kuruyoruz. Etkin bir yargılama yapılmadığı herkesin malumu, defalarca davalarda anlatmaya çalıştık. 7yıla yakın bir süre mahkeme salonunda boş sandalyelerde adalet aradık. Özgür mahkemelerin bir gün olacağı, yargının bağımsızlığını göreceğimiz günlere inanıyoruz. İnancımızı yitirmedik, katliamların hesabını soracağız. Hepimizin birbirine, gidenlere, yitenlere borcumuz."