DAİŞ’li Güler: Firari sanık Dündar İdlib’de 2022-02-17 09:19:33 ANKARA- DAİŞ’in “Türkiye Vilayeti” sorumlusu olarak bilinen Kasım Güler verdiği ifadede,10 Ekim Ankara Katliamı’nın firari sanıklarından Ömer Deniz Dündar’ın Türkiye’nin denetiminde olan İdlib’de olduğunu ve örgütün İdrak Medyası'nda çalıştığını belirtti.  Ankara’da DAİŞ’in üstlendiği 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı davasının firari sanıkları ile tek tutuklu sanık Erman Ekici’nin yargılandığı davanın 14'üncü duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.   Dava dosyasına giren yeni bilgilere göre, DAİŞ’te kaldıkları bilinen firari sanıklarından Ahmet Güneş’in eşi E.G., Mustafa Dokumacı'nın eşi ve emniyetin canlı bomba listesinde bulunan Ulkar M. tutuklandıktan kısa bir süre tahliye edildi. Avukatların isteği üzerine geçen yıl haziran ayında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından yakalandığı belirtilen DAİŞ’in "Türkiye Vilayeti" sorumlusu ve itirafçı Kasım Güler’in ifadesi dosyaya eklendi.   Güler’in ifadesinde 10 Ekim Ankara Katliamı’nın firari sanıklarından Ömer Deniz Dündar’ın aktif olarak çalıştığına dair bilgiler de yer aldı. Güler, ifadesinde bir dönem DAİŞ’in Türkiye sorumluluğunu yapan Mustafa Dokumacı’nın 2020’de İdlib’in Semrede ilçesinde bulunan evinden çıktığı esnada öldürüldüğünü söyledi. Dokumacı’nın öldürülmesinden sonra Ömer Deniz Dündar’ın Dokumacı’ya bağlı olarak faaliyet gösteren İdrak Medya’da çalışanlar; Azeri uyruklu Ebu Adem, Abdurrahman (K), Antepli Abdulmelik (K), Konyalı Ömer’i ve ailelerini İdlib’e bağlı Derkuş kasabasına götürdüğünü kaydetti. Güler ifadesinde, Dündar’ın DAİŞ’e bağlı 6-7 vilayeti kapsayan ve vilayetlerden sorumlu olan bir pozisyona sahip Mektebi Faruk’un emiri olarak görevlendirildiğini söyledi. Güler ifadesinde, “3-5 ay sonra Heyeti Tarir el Şam bu kişilerin evlerine tespit ederek baskın yaptı. Ömer Deniz Dündar o gece kayınbabasının evinde olduğundan yakalanmadı. Ömer Deniz Dündar, İdlib yakınlarında bir yere yerleşti, tek başına kaldığından İdrak Medya’nın faaliyeti sonlanmış oldu. Yanına Arap asıllı ismini bilmediğim bir kişi görevlendirildi. Bu şahıs görevini tam olarak yapmadığından yerine Urfalı Ömer geçti” diye aktardı.   IŞİD’İN İZİNİ SÜREN DOSYA    10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan İlke Işık, dosyaya giren yeni bilgi ve ifadeleri değerlendirdi. 10 Ekim’in 6 buçuk yıldır izini sürdükleri bir katliam olduğunu hatırlatan Işık, yargılanan firari sanıklarla birlikte DAİŞ’in de izini sürdükleri bir dosya haline geldiğini ifade etti. Işık, “Bizim sürekli bir şeyler bulmaya çalıştığımız, istediğimiz ve gelmesi için de çırpındığımız bir süreç” dedi.    ‘SANIKLAR YAKALANMADIKÇA GÜÇLENİYOR’   Dosyaya giren Kasım Güler’in ifadesinden DAİŞ’in hala canlı bir yapı olduğunun anlaşıldığını vurgulayan Işık, “Ekrem İmamoğlu’nda Kılıçdaroğlu’na suikaste varıncaya kadar 2020’ler itibariyle plan yapan ancak gerçekleştirmemiş olan bir örgüt karşımızdaki. Güler, ifadelerinde 10 Ekim Katliamı’na dair de bir şeyler söylüyor. İfadeleri, firari sanıkların yakalanmadıkça ne kadar güçlendiklerini de gösteriyor. Biz de bunu firari sanıkların yargılamasının en başından beri söylüyoruz. Geldiğimiz aşamada 16 firari sanık yargılanıyor ama nerede bunlar, yakalanmaları için ne yapıyor devlet, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi bunun için nasıl bir çaba yürütüyor sorularını baştan beri soruyoruz. Bu konuda pek çok talebimiz reddediliyor” diye konuştu.   ‘SANIK AKTİF VE GÖREVDE’   Firari sanıklardan üçünün kamplarda olduğuna dair bilginin olmasına rağmen iki yıldır hiçbir şey yapılmadığına dikkati çeken Işık, “Bunun olmamasının sonuçlarını da Kasım Güler’in ifadesinden çok net gördük. Bizim dosyamızda Nusret Yılmaz sıradan örgüt üyesi gibi görünüyor, öyle dava açılmış. Ama Kasım Güler ‘Türkiye valisiydi çok önemli bir konumdaydı’ diyor. Dosyanın sanıklarından Ahmet Güneş için Türkiye valiliği ekibinde yer aldığını, yönetici olduğunu söylüyor. Canlı bombacılardan olduğunu bildiğimiz firari sanıklardan Ömer Deniz Dündar’ın şuan çok aktif bir şekilde önemli bir görevde olduğunu söylüyor. Güler’in ifadeleri, Ankara Katliamı sanıkları olan bu IŞİD’liler yakalanmadıkça her kesin tehlike altında olduğunu gösteriyor. Nitekim daha önce yakalanmadıkları için çoğunun şuan firari olduğunu da biliyoruz” diye belirtti.   YARGILAMA ANKARA’DA BAŞLAYACAK   Kasım Güler’in Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamasının başlayacağını da ifade eden Işık, ifadesini duruşmada anlatacaklarını ve tanık olarak dinlenmesini talep edeceklerini dile getirdi. DAİŞ’li kadınları da tanık olarak dinlettirdiklerinde çok fazla yeni bilgiye ulaştıklarını sözlerine ekleyen Işık, şöyle devam etti: “Yıllarca Suriye’de çalışmışlar. IŞİD yenildikten sonra Türkiye’ye gelmek zorunda kalmışlar. Aslında IŞİD’ten bir kopuş söz konusu değil. Bunların hepsi serbest. Bunlardan Ulkar M’nın tanık olarak dinlenmesini talep etmiştik. Biz talep ettiğimizde cezaevinde olduğuna ilişkin bir bilgi gelmişti ama mahkeme yazışmalarından anladık ki sadece 20-25 gün cezaevinde kalmış o da diğer kadınlar gibi tahliye olmuş. Bu duruşma gelecek mi bilmiyoruz. Çünkü Türkiye’de nasıl bir hayat yaşadığına dair bir bilgimiz yok. Gelirse önemli bir tanık, Mustafa Dokumacı’nın eşi.” Işık, hem sanıkların yakalanması hem de sanıkların birbirleriyle bağlantılarıyla birlikte katliamın aydınlatılmasına dair de pek çok taleplerinin olacağını belirtti.   ‘HERKESİN GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ’   Ankara Katliamı’nın, yaşamını yitirenler ve aileleriyle sınırlı olmadığına dikkati çeken Işık, şunları söyledi: “IŞİD’e dair hala bilgiler geliyor. Hala bir şeyler planlayan, engellenmesi gerekenler var. Somut önlem alınmalı ki herkes güvende olsun. Herkesin güvende olması için bu yargılama çok önemli. Biliyoruz ki IŞİD Suriye’de kaybettikçe Türkiye’ye geldi. Bir yandan hala devam eden yapılanmalar var ve bunların içinde bizim dosyanın sanıkları var. 2015’te korkunç şeyler yaşattılar. Türkiye’de gerçekleşen 5 katliamdan bahsediyoruz. Bu nedenle katliam yargılamaları ülkedeki hatta dünyadaki herkesin güvenliği için çok önemli. Biz hem bu katliamın aydınlatılmasını istiyoruz. Hem de geldiğimiz aşamada sanıkların hepsinin bulunmasını ve yakalanmasını, yargılanmasını istiyoruz. Bu nedenle davayı takip etmek çok önemli, biz de bunun için çabalıyoruz.”   MA / Zemo Ağgöz