Avukat Ruşen Seydaoğlu'na 6 yıl 3 ay hapis 2022-03-01 17:08:13 DİYARBAKIR - Yargılandığı davada kendisini “Yürüttüğüm bu çalışmalar kadın ve Kürt kimliğinden ayrı tutulamaz” sözleriyle savunan Avukat Ruşen Seydaoğlu'na "örgüt üyeliği"nden 6 yıl 3 ay, “örgüt propagandası”ndan 1 yıl 3 aylık cezası verildi. Avukat Ruşen Seydaoğlu’nun Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yönelik soruşturma kapsamında "örgüt üyeliği" ve sanal medya paylaşımlarından dolayı iki ayrı “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı dava duruşması Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Avukatları ile birlikte duruşma salonunda hazır bulunan Seydoğlu'na destek için Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) yöneticileri ve üyesi çok sayıda avukat duruşmayı takip etti. Duruşmayı başlatan mahkeme başkanının söz verdiği iddia makamı önceki celse sunduğu mütalaasını tekrarlayıp, hapis cezası talebinde bulundu. ‘SUÇ ATFEDİLEN FİİLLER KADIN ÇALIŞMALARI’ Mütalaaya karşı söz verilen Seydaoğlu, yaptığı savunmasında, hakkındaki suçlamaya dair daha önce dile getirdiği ayrıntılı beyanlarını tekrarladığını dile getirdi.  Bu nedenle sadece birkaç hususta vurgu yaparak savunma yapacağını belirterek, kendisine suçlama olarak yöneltilen fiillerin Selis Kadın Danışmanlık Merkezi’nde başladığı kadın çalışmaları ile başladığını söyleyen Seydaoğlu, kadın çalışmalarının suç olarak değerlendirilemeyeceğini ifade etti. Suç atfedilen DTK çalışmalarının da yine kadına yönelik olduğunun altını çizen Seydaoglu, "Yürüttüğüm bu çalışmalar kadın ve Kürt kimliğinden ayrı tutulamaz. Bu nedenle içerisinde bulunduğumuz coğrafyadaki sosyal gerçeklik içerisinde kadınların yaşadığı mağduriyet hepimizin malumu. Dünyada artık mahkemeler feminist kriminoloji üzerine çalışan kürsülerden mütaala alıyor. Çünkü sanıkken bile erkek ve kadın eşit değil. Bir kız çocuğu ailede 'okutulmaya değer mi?' diye başlayan bu süreçle ayrımcılığa uğruyor. Benzer bir hayattan gelip, avukat olup, günün sonunda hala 'avukat bey' diye anılıyoruz. Bu yargılamanın ceza ile sonuçlanması yürüttüğüm kadın mücadelesini geçmişimi ve geleceğimi bir bütünen etkileyecek nitelikte ve mahkemenin bunu dikkate alması gerekiyor" ifadelerini kullandı. ‘PAYLAŞIMLAR DUYDUĞUM SORUMLULUK GEREĞİ’ Seydaoğlu, hakkındaki propaganda suçlamasına dair suç atfedilerek dosyaya eklenen delillerin ise Kürt sorununa dair  'çözüm süreci'nin yaşandığı döneme ait olduğunu olduğunu kaydetti. Seydaoğlu, "Yaptığım paylaşımlar bir Kürt kadın ve yurttaş olarak bu sürecin sürmesine dair duyduğum sorumluluk gereğidir" diyerek, beraatını talep etti. Seydaoğlu’nun avukat Resul Tamur ise, yaptığı savunmasına savcılık mütalaasına katılmadıklarını söyleyerek başladı. Bu konudaki yazılı savunmalarını heyete sundukları belirten Tamur, iddia makamının dosyadaki delillere temas etmeden bir mütalaa hazırlığını ve muğlak delilleri müvekkili lehine kullanırken, net delilleri ile müvekkili aleyhine kullandığını söyledi. Sağlıklı bir savunmanın ancak yine sağlıklı bir mütalaa üzerine kurulabileceğini vurgulayan Tamur, fakat mevcut mütalaası ile savcının savunma hakkını kısıtlandığını ifade etti. AİHM KARARINI HATIRLATTI İddia makamının müvekkiline dair cezalandırma talebini yine DTK bünyesindeki faaliyetleri üzerine oturmaya çalıştığını belirten Tamur,  "Ancak bunu yaparken  matbu gerekçeler öne sürmüştür. Müvekkilim DTK içerisinde hiçbir şekilde yönetici sıfatı yoktur" dedi. Av. Tamur " Farklı bir hususa dikkat çekersek, DTK aslında hiçbir zaman illegal bir faaliyet içerisinde olmadı. DTK sağlık, hukuk, siyaset ve benzeri alanlarda yaşanan sorunlara toplumsal, kent merkezli STÖ'lerin çözüm üretme modeli olarak ortaya çıktı. Yani talimatla değil, kent dinamikleri tarafından kuruldu" dedi. AİHM'in Selahattin Demirtaş'a dair kararına da atıf yapan Tamur, “AİHM'in DTK'nin toplantılarına katılmış olmanın cezalandırma gerekçesi yapılamayacağını söylüyor. AİHM, bu hükmünü de bu hususta yapılan ya da devam eden davalar üzerinden hükümetin mahkemeye sunmuş olduğu dosyalar üzerinden açıkladı” ifadelerini kullandı. Tamur, dosyada yer alan ve suçlama gerekçesi yapılan delillerin yasa ve usulleri aykırı olduğunun altını çizerek, müvekkilinin beratını istedi. Avukat Semra Balyan’ın müvekkili Seydaoğlu’nun sanal medya paylaşımlarına ilişkin yaptığı ayrıntılı savunmanın ardından Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren söz aldı.  Eren, bugün bu dosya özelinde suç olarak değerlendirilen fiillerin çözüm sürecine dair olduğunu belirterek, dolayısıyla yargılamanın o dönemin siyasi iklimine göre yapılması gerektiğini ifade etti. BARO BAŞKANI: SİYASİ KONJONTÜR DEĞİŞİNCE DAVALAR AÇILDI Dünün savcıları tarafından hazırlanan iddianamelerin ilk 70-80 sayfasının aynı kalemden çıkmış açıklamalarla başlayıp, sonrasında çeşitli basın açıklamaları gibi dosya şüphelilerini şile aslında hiçbir bağı olmayan içerikle doldurulduğunu söyleyen Eren, Diyarbakır Barosu olarak o denem kendilerinin de söz konusu sürecin ileriye taşınması için sorumluluk aldıklarını, fakat sonrasında bugün meslektaşlarına olduğu gibi davaya dönüşmese de kendileri hakkında da soruşturmalar açıldığını kaydetti. Eren, “Öyle ki dönemin başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı o sürece dair ‘Çözüm için gerekirse baldıran zehri içerim’ diyordu. Aslında o dönem biz çok fazla sorumluluk almadığımız için eleştiriliyorduk. O dönem elini taşın altına koyanlar değişen siyasi konjonktür ile birlikte yargılanmaya başlandı. DTK’ye yönelik soruşturmalar, davalar da bu yöndedir. Meslektaşımızın da hiçbir örgütsel çalışması yoktur” diyerek, beraat talebinde bulundu. 6 YIL 3 AY HAPİS Avukatların savunmalarını tamamlamalarının ardından Seydaoğlu’na son sözü soruldu. Seydaoğlu, “Hem Birleşmiş Milletler, hem Avrupa Birliği, hem anayasa hem de Türkiye Cumhuriyetinin diğer bütün kanunları temelde demokratik bir toplumun inşa edileceğini söyler, işaret eder. Benim tüm çabamda demokratik bir toplumun yaratılmasına ilişkindir” deyip, beraat talebini tekrarladı. PROPAGANDA CEZASI ERTELENDİ Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, oy birliği ile Seydaoğlu’nu “örgüt üyeliği”nden 6 yıl 3 ay hapse mahkûm etti. Hakkındaki “örgüt üyeliği” suçlamalarına ilişkin esas dava dosyasından 1 yıl 3 ay hapis cezası verip hükmüm açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kararlaştıran mahkeme, birleşen dosyaya ilişkin ise beraat kararı verdi. Mahkeme, Seydoğlu hakkında yurt dışı yasağı kararı da aldı.