Ulusal ve uluslararası hukuk 49 mil uzaklıktaki İmralı'ya ulaşamıyor 2022-03-23 09:03:20   İSTANBUL - Ulusal ve uluslararası hukuk, Bursa’dan 49 mil uzaklıkta olan İmralı Adası’na 25 Mart 2021’den ulaşamıyor. Evrensel hiçbir hukukun tanınmadığı İmralı’da, PKK Lideri Abdullah Öcalan 23 yıldır ağır tecrit koşullarında tutuluyor.    Uluslararası komployla Türkiye’ye getirilen PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 yıldır İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tecrit altında tutuluyor. Teslim edildiği 1999’dan 2011 yılına kadar aile ve avukatlarıyla kısmen de olsa görüştürülen Öcalan üzerindeki tecrit, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana derinleştirilerek sürdürülüyor. 2011’den 2019 yılına kadar avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde cezaevlerinde başlatılan açlık grevi sonucunda 5 avukat görüşmesi gerçekleştirebildi. 7 Ağustos’ta yapılan son görüşmenin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçmesine rağmen avukatların İmralı’ya gidişine izin verilmiyor.   Aile ve avukatların 1999’dan 2016 yılına kadar yaptığı görüş başvuruları, "hava muhalefeti", "gemi bozuk", “koster bozuk” gibi gerekçelerle engellenirken, bu tarihten 2019 yılına kadar yapılan başvurular ise 3 aylık aile, 6 aylık avukat görüş yasağı şeklinde reddediliyor. 2019 yılından sonra yapılan başvurulara ise olumlu ya da olumsuz yanıt verilmiyor.   SON GÖRÜŞME BİR YIL ÖNCE    İmralı’da tutulduğu süre boyunca ilk kez 27 Nisan 2020’de telefon görüş hakkını kullanabilen Öcalan, sağlık ve güvenlik koşullarıyla ilgili kaygılar üzerine ikinci kez 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan’la yine telefonla görüşme sağlayabildi.   ÖCALAN: ÇOK TEHLİKELİ   Mehmet Öcalan, yaptığı telefon görüşmesinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kendisine, “Sen buraya nasıl geldin? Kim seni getirdi? Nasıl oldu? Nereden arıyorsun?” diye sorduğunu söyledi. Mehmet Öcalan, PKK Liderinin, “Bu yapılanlar için hem sen hem de devlet yanlış yapıyor. Nedeni şudur; bir yıldır hiçbir şekilde görüşme yok. Bu yapılanlar ne devlet hukukunda ne de başka bir hukukta yer alıyor. Senin gelmen yanlış ve çok tehlikeli. Devlet de çok tehlikeli. Bu doğru bir şey değil. Bir görüşme olacaksa hukuksal çerçevede olmalıdır. Bir yıl sonra kendi istekleri üzerine telefonla görüşme yaptırmak olmaz. Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum. Bu hukuki bir şeydir. 22 yıldır buradayım. Bu sorun gelecekte nasıl olacak? Bu sorun ancak hukukla çözüme kavuşturulabilir. Neden buraya gelmiyorlar? Şayet bir görüşme olacaksa bu avukatlarla olmalıdır. Çünkü bu durum hem siyasi hem de hukukidir” dediğini aktardı.   HABER ALINAMIYOR   Mehmet Öcalan, yaklaşık 4-5 dakika konuştuklarını ve PKK Liderinin “Bu görüşme çok yanlış. Bu görüşme değil” dedikten sonra telefonun kesildiğini açıkladı. Yarıda kesilen bu telefon görüşmesinden sonra Öcalan’dan tam 1 yıldır haber alınamıyor.   147 AVUKAT BAŞVURUSU   25 Mart’ta yarıda kesilen telefon görüşmesinden sonra Asrın Hukuk Bürosu avukatları müvekkilleri Öcalan’la görüşme yapabilmek için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na 147 başvuruda bulundu. Fakat avukatların başvurularına bugüne kader ne olumlu ne de olumsuz yanıt verildi. Ailelerin de 25 Mart 2021’den sonra geçen bir yılda 49 başvuru yaptı. Ailelerin başvuruları tıpkı avukatların başvuruları gibi yanıtsız bırakıldı.    CPT’YE BAŞVURU   Avukatlar, yaptıkları başvurulara yanıt verilmemesi üzerine 27 Temmuz’da Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) başvurdu. Avukatlar yaptığı başvuruda, müvekkillerine uygulanan avukat, aile ve telefon görüş yasağının son bulmasını talep etti. Başvuruda ayrıca yasakların Mart, Nisan Mayıs ve Haziran ayı boyunca sistematik bir şekilde devam ettiğine, durumun anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna işaret edilerek, CPT’yi derhal durumun son bulması için göreve çağırdı.   ‘DERHAL GÖRÜŞME’ BAŞVURUSU   25 Mart’ta yapılan telefon görüşmesinden sonra aile ve avukatların yaptığı bütün başvurulara yanıt verilmemesi nedeniyle avukatları, Öcalan ile İmralı’da tutulan diğer müvekkilleri Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş ile "derhal görüşme" talebiyle 22 Kasım’da Bursa İnfaz Hakimliği'ne başvuru yaparak, "haber alamama haline son verilmesi" ve müvekkilleriyle fiziki temas sağlanması talebinde bulundu. Hakimlik, avukatların yanı sıra ailelerin de yaptığı başvuruya 23 Kasım’da cevap vererek, 6 aylık avukat ve 3 aylık aile görüş yasağı gerekçesiyle görüşme talebinin reddedildiğini açıkladı. Ancak görüşmelerin engellenmesine gerekçe gösterilen kararlara dair bilgi verilmedi.   AVUKATLARIN GİRİŞİMLERİ   Avukatlar 23 Kasım’da da “derhal görüşme” talebiyle Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ile Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı’na ayrı ayrı başvuruda bulundu. Avukatlar, “Avukat ve aile ziyareti kapsamında fiziki temasın sağlanarak endişe verici mahpusluk koşullarının müvekkillerinin yaşam ve sağlıkları hakkında yarattığı belirsizlik haline son verilmesi” talebinde bulundu. Avukatlar, ayrıca 24 Kasım’da Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na, 25 Kasım’da barolar ve sivil toplum örgütlerine (STÖ), 26 Kasım’da uluslararası kurum ve STÖ’lere başvuruda bulundu. Yapılan başvurularda her kurumun yüklendikleri misyonu yerine getirmeye çağıran avukatlar, İmralı’daki hukuk dışı durumun teşhir edilmesini istedi.   İKİ YENİ GÖRÜŞ YASAĞI   Avukatların “derhal görüşme” başvurusuna 23 Kasım’da yanıt veren Bursa İnfaz Hakimliği, Öcalan hakkında iki yeni görüş yasağının olduğunu belirterek, görüşme başvurusunu reddetti. Hakimlik, görüşmeye engel olarak Öcalan hakkında 12 Ekim’de 6 aylık görüş yasağının, 18 Ağustos’ta da 3 aylık aile görüş yasağının verildiği kararını gerekçe gösterdi. Ancak yasağa gerekçe gösterilen kararlara dair avukatlara bilgi verilmedi.   AYM SESSİZLİĞE GÖMÜLDÜ   Başvurulara rağmen müvekkilleriyle ilgili bilgi alamayan Asrın Hukuk Bürosu, 24 Aralık’ta tedbir talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Avukatlar, Öcalan’la son temasın 25 Mart 2021’de sağlandığını anımsatarak, başvuru dilekçesinde, “25 Mart 2021 tarihinden beridir haber alınamayan başvurucuların yaşamları potansiyel risk altındadır. İlerlemiş yaş ve sağlık durumlarının yanı sıra uzun süredir maruz kaldıkları mutlak izolasyon hali ruhsal ve fiziksel bütünlüklerini tehdit etmektedir. Denetim mekanizmalarının ve etkili başvuru yollarının olmayışı risk durumunu büyütmektedir. Anayasa madde 17 ihlalinin (işkence yasağının) oluşturduğu zararın son bulması için aile ve avukatları ile görüşmelerinin sağlanması yönünde İçtüzük madde 73 gereğince tedbir kararı verilmesini talep etmekteyiz” ifadelerine yer verdi.   BAŞVURU REDDEDİLDİ   Normal şartlarda 3 gün içinde “tedbir” konusunda bir karar vermesi gereken AYM, avukatların talebini 12 Ocak’ta reddetti. AYM ret kararını ise 31 Ocak’ta avukatlara tebliğ etti. AYM ret kararında, “Başvuru dosyasında yer alan bilgiler ve ceza infaz kurumu tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirildiğinde başvurucuların sağlık hizmetlerine erişim imkanına sahip oldukları, ziyaretçileriyle ve avukatlarıyla görüşmelerine kısıtlamalar getirildiği, ceza infaz kurumunda tutulma nedeniyle yaşamlarına ya da maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik ciddi bir tehlikenin ortaya çıktığına dair bilgi ya da bulgunun olmadığı anlaşılmıştır. Açıklamanın gerekçelerle başvurunun İçtüzük’ün 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bölüme gönderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir” denildi.   HSK’YE ŞİKAYET, CPT’YE BAŞVURU   Asrın Hukuk Bürosu avukatları, ayrıca görüşme talebiyle yaptıkları başvurularını yanıtsız bırakan hakim ve savcılar hakkında “görevi kötüye kullanmak suretiyle yasaya aykırı olarak hak kullanımını engellediği” nedeniyle 24 Aralık’ta Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulundu. Avukatların şikayet dilekçesinde şunlar kaydedildi: “Şikâyet ettiğimiz hakimlerin, görev tanımının ötesinde yasal dayanak olmaksızın müvekkillerin yasalarca güvence altına alınmış temel haklarının kullanımını engellediğinden haklarında idari soruşturma yapılmasını, ayrıca suç tanımına uyan ceza maddeleri uyarınca haklarında cezai soruşturma açılması için ilgili savcılığa ihbarda bulunulmasını talep ederiz.”   Avukatlar 24 Aralık’ta bir kez daha CPT’ye başvuruda bulunarak, İmralı Adası’nda 25 Mart’tan bu yana haber alamama durumuna dikkat çekti. İmralı’da yaşananları “İşkence ve kötü muamele” olarak tanımlayan avukatlar, bu uygulamaların son bulmasını ve derhal İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne ziyaret gerçekleştirilmesini istedi.   ACİL EYLEM ÇAĞRISI   Asrın Hukuk Bürosu avukatları, son olarak müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklu Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için 3 Şubat tarihinde BM İşkence Özel Raportörü’ne “Acil eylem” başvurusunda bulundu. Başvuruda müvekkilleriyle 25 Mart’tan bu yana haber alamadıklarını ifade eden avukatlar, haber alma talebiyle bu süreçte yaptıkları başvuruları sıraladı. Başvuruda ayrıca CPT’nin daha önce İmralı’ya yaptığı ziyaretler sonucu hazırladığı raporlara da yer veren avukatlar, haber alınamama durumuna ilişkin BM İnsan Hakları Komitesi’nin daha önce verdiği kararlara da atıf yapıldı. Avukatlar başvurunun devamında BM Medeni Haklar Sözleşmesi’nin işkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen 7 ve 10’uncu maddelerine de vurgu yaparak, BM İşkence Özel Raportörünün harekete geçmesi için “Acil eylem” çağrısında bulundu.   HUKUKUN AŞAMADIĞI 60 KİLOMETRE   “Politik ölüm koridoru” olarak da adlandırılan İmralı’da tecrit, 25 Mart 2021 tarihinden sonra farklı bir boyut kazandı. Bursa’dan 49 mil uzaklıktaki İmralı Adası’na ulusal ve uluslararası hukuk 25 Mart’tan sonra bu mesafeyi aşamadı. Yaşanan bu durumu “sistematik işkence” olarak tanımlayan Öcalan’ın avukatları ve ailesi, hukuksuzluğun ve hak ihlallerinin aşılması için yaptığı bütün girişimler ise sonuçsuz kalıyor.   MA / Ferhat Çelik