Hesekê saldırısının sorumlusu: Türkiye bizzat işin içinde 2022-04-10 10:11:54   HABER MERKEZİ - Hesekê’de Sinaa Cezaevi’ne yönelik saldırının sorumlusu olduğu belirtilen “Reşid” kod adlı Muhammed Abd Avad isimli DAİŞ’li, Türkiye’nin bizzat saldırıda yer aldığını itiraf etti.   DAİŞ'in Hesekê’nin Xiwêran Mahallesi’nde bulunan 5 bin kişinin tutulduğu Sinaa Cezaevi’ne yönelik 20 Ocak’ta başlattığı saldırının ardından Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) ve İç Güvenlik Güçleri operasyon başlattı. Türkiye ve ona bağlı grupların Zirgan, Til Temir ve Eyn Îsa hattındaki saldırıları, DAİŞ'in Hesekê'deki saldırısıyla eş zamanlı olarak başladı. Dışardan Türkiye tarafından gelen gruplardaki DAİŞ'lilerin de yer aldığı iddia edilen saldırılar esnasında 121 üyesinin yaşamını yitirdiğini açıklayan QSD, 26 Ocak tarihinde Kobanê'nin 7'nci yıl dönümünde Sinaa Cezaevi'ni kontrol altına aldı.    Fırat Haber Ajansı (ANF), saldırının sorumlularından olduğu belirten “Reşid” kod adlı Muhammed Abd Avad isimli DAİŞ’linin itiraflarına ulaştı. 1987 Til Temir doğumlu olan Avad, 2013 yılında DAİŞ’e katılır. 27 Temmuz 2016’da Qamişlo’da bomba yüklü kamyonla düzenlenen ve 62 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının da failleri arasında yer alan Avad, DAİŞ tarafından Hesekê ve Serêkaniyê valisi olarak atandı.   ‘BAB DAİŞ İÇİN EN GÜVENLİ YER’   Avad, itiraflarında Hesêkê cezaevine dönük saldırıya ilişkin şu bilgileri verdi: “Cezaevine saldırı planı, Nisan 2021 tarihinde devreye sokuldu. Saldırıyı pratik olarak bölgede bizzat ben yürütüyordum. Nisan ayında Nasır Dinallah tarafından cezaevine saldırmam için görevlendirildim. O zaman Reqa’daydım. Plan ve saldırı talimatını Nasır Dinallah’tan aldık. Nasır, Güvenlik Divanı Yöneticisidir. Kesinlikle Türk devleti ve ona bağlı grupların denetimindeki alanlarda kalıyor. Nasır Dinallah, Bab’da kalıyor. Bab, DAİŞ için en güvenli yer.”   SALDIRININ PLANI   Avad, DAİŞ’lilerin Özerk Yönetim alanlarında doğrudan görüşme yapmadıklarını, belli aralıklarla Türkiye denetiminde bulunan bölgelerde bir araya gelip toplantılar yaptıklarını belirtti. Sinaa Cezaevi içinde DAİŞ örgütlemesine de değinen Avad, şunları söyledi: “Başlangıçta benim cezaeviyle iletişim yoktu. Cezaeviyle iletişimi Nasır sağlıyordu. Nasır, tutuklulara ve cezaevine ilişkin fotoğraflar gönderiyor. Hangi tutukluların cezaevinin hangi kısmında kaldığına dair görüntüler gönderiyordu. Saldırı için ilk belirlediğimiz tarihten 10 gün öncesinde bizzat cezaeviyle iletişimim oldu.”   SALDIRININ DETAYLARI    Avad, cezaevi saldırı için hazırlanan planın detaylarını ise şöyle aktardı: “Plana göre, intihar bombacıları dışında saldırıyı 30 kişiyle yapacaktık. Saldırı için bomba yüklü araçlar hazırlanmıştı. Bir araç Panorama Kavşağı’nda, diğer araç da cezaevinin ana giriş kapısında patlatılacaktı. Saldırı akşam yapılacaktı. İki Toyota ve bir de H1 araç cephane için hazırlanmıştı. 2 kişi bölgedeki hareketliliği aktarıyordu. Plana göre saldırının Ekim ayında yapılması gerekiyordu. Ancak bölgedeki yoğun güvenlik önlemlerinden (Korona salgını ve bölgede panzerlerin konumlanmasından kaynaklı) dolayı yapılamadı ve Kasım ayına erteleme kararı aldık. Tutukluların yeni cezaevine sevkinden önce planın devreye konulması için yoğun baskı vardı.”   TÜRKİYE BİZZAT İŞİN İÇİNDE   Özerk Yönetim’in kontrolündeki bölgelerde DAİŞ’in uyuyan hücrelerinin finansörlüğünün “Türkiye güvenlik kurumlarınca” sağlandığını belirten Avad, devamında şunları söyledi: “Türkiye’deki bazı kişiler Özerk Yönetim denetimindeki bölgelerdeki DAİŞ hücrelerini finanse ediyordu. Bunlar Türkiye güvenlik kurumlarıyla güçlü ilişkileri olan kişilerdir. Bizzat üst düzey güvenlik elemanları da hem bu saldırıyı hem de genel bölgedeki DAİŞ faaliyetlerini finanse ediyor.”