Dede: Gözaltılar, Kobanê Davası'nda delillerin çürümesine karşı bir hamle 2022-04-12 13:37:16 ANKARA - Kobanê soruşturması kapsamında yapılan gözaltılara tepki gösteren HDP Hukuk Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, “Savcının Kobanê Davası'nda ileri sürdüğü delillerin çürümüş olması karşısında yaptığı bir hamle” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski belediye eşbaşkanları ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanları’nın da bulunduğu 91 kişi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında çok sayıda kişi gözaltına alındı.     Kobanê Davası’nın soruşturma savcısı Ahmet Altun tarafından yürütüldüğü ve gizli tanık “ULAŞ”ın beyanlarına dayandırıldığı öğrenilen operasyona tepki gösteren HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, çöken davda yeni hamle yapıldığını söyledi.    Dosyada hem avukat görüş yasağı hem de gizlilik kararının olduğunu belirten Dede, söz konusu kısıtlılık kararlarının Türkiye’de artık klasikleştiğini ifade etti. Gözaltına alınanlar ya da avukatları henüz bir bilgiye ulaşmadan basın yayın organlarına bilgilerin servis edildiğini vurgulayan Dede, “Bunun hukuk devletinde olmaması gereken bir durum. Gizlilik kararı olduğundan hangi gerekçeyle gözaltına alındıklarını henüz öğrenebilmiş değiliz” dedi.   ‘HDP İÇİN ÖZEL GÖREVLENDİRİLDİ’   Yine siyasetçilerin operasyonun merkezinde olduğuna dikkati çeken Dede, “Burada yine karşımıza Ahmet Altun çıkıyor. Savcı Ahmet Altun, özellikle HDP’ye ilişkin operasyonları yönetmekle özel görevlendirilmiş. Kobanê soruşturmasını yürütürken İzmir Başsavcı Vekilliği’ne atanmış olmasına rağmen ataması iptal edilerek bu operasyonun başına getirildi. Dönemin Zekeriya Öz’üdür. HDP’ye dönük siyasi, linç, kırım operasyonlarını yapmakla özel olarak görevlendirildiğini açıklıkla belirtebiliriz. Kobanê soruşturmasını yürütme, iddianameyi hazırlama biçimi HDP’ye özel düşmanlık besleyen kesimlerce görevlendirildiğini açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu.   ‘SAVCILIĞIN GÜVENDİĞİ DELİL ÇÜRÜDÜ’   Kobanê Davası’nın son duruşmalarında yaşananlara da değinen Dede, henüz sorgular bitmeden tanık dinlenmeye geçildiğini hatırlattı. Dede, “Buna ilişkin itirazlarımız da ısrarla reddedildi. Bu aşamada asla dinlenmemesi gereken tanıklar mahkeme huzurunda dinlendi. Fakat Ahmet Altun’un bu soruşturmayı yürütürken en çok güvendiği iki tanık mahkeme huzurunda aslında bu soruşturmaya ilişkin herhangi bir bilgi ve görgüye sahip olmadıklarını, yargılanan arkadaşlarımızın hiçbirini tanımadığını bir kısmını da yürüttükleri siyasi faaliyetleri nedeniyle bildiklerini ifade ettiler. Dolayısıyla savcılığın en çok güvendiği delil böylece çürümüş oldu” diye belirtti.   ‘KUMPAS OPERASYONU’   Ankara merkezli bu sabah saatlerinde başlatılan gözaltı operasyonun da Kobanê Davası’nda dinlenen tanıkların beyanlarının boşa çıkmasının ardından başlatıldığına dikkati çeken Dede, “Bunun manidar olduğunu düşünüyoruz. Savcı bu dosyanın çöktüğünü, kumpasın deşifre olduğunu gördükçe kendince yeni arayışlara girmiş durumda. Fakat biz bu operasyonun da boş çıkacağından eminiz. Savcı Ahmet Altun’un HDP ve Kürt siyasetçilere düşmanlığı üzerinden yürüttüğü bir kumpas operasyonu olduğu konusunda herhangi bir şüphemiz yok” ifadelerini kullandı.    ‘İNSANİ VE VİCDANİ BİR GÖREV’   Savcılığın basına yansıyan açıklamasında söz konusu gözaltı operasyonunda “Kobanê olaylarının mali yapılanmasında yer aldıkları…” gibi bir iddianın da yer aldığını belirten Dede,  şöyle devam etti: “O dönem büyük bir insanlık dramı yaşayan, Türkiye’ye gelen insanlar vardı. Tüm her şeyini kaybetmiş bir şekilde Türkiye sınırlarından içeriye girmiş ve kamplarda bulunan insanlar vardı. Bunlara ilişkin birçok yardım toplandı. Elbette o dönemde yardım kuruluşları aracıyla toplanan yardımlara HDP olarak biz de başkaca sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler de üyelerinin destek olması yönünde teşvik edici girişimlerde bulunduk. Siyasi partiler kanunu gereğince herhangi bir siyasi partinin yardım toplama ya da dağıtma gibi hakkı yasalarla engellenmiş durumda. Dolayısıyla o dönem için ne HDP’nin ne de başkaca bir siyasi partinin yardım toplamış ya da dağıtmış olması imkan dahilinde değil. Ama elbette insani sorumluluk gereği o dönem parti yöneticisi olan arkadaşlarımız bunu teşvik etmişlerdir. Bunu yapmanın bir insani görev olduğunu düşünüyoruz, suç değildir. O günün koşullarında vicdan sahibi olan herkes bu konuda destek sundu.”    AYM KARARINI HATIRLATTI   Siyasi partilerin mali yapısının Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) denetimi altında olduğunu hatırlatan Dede, HDP’ye yönelik açılan kapatma davasının iddianamesinde de başsavcılığın “HDP’nin mallarına tedbir konulmasını” da talep ettiğini ancak AYM’nin bu talebi reddettiğini kaydetti. Dede, şunları söyledi: “Çünkü AYM, yıllardır denetlediği HDP maliyesinde herhangi bir sorun olmadığını biliyordu ve bunu bildiği için tedbir talebini kabul etmedi. Bu bile açıkça mali işlerden dolayı yapıldığı söylenen operasyonda HDP’nin, yönetici ve üyelerinin herhangi bir bağının olmadığını kanıtlar nitelikte.”    ‘VERİLEN TALİMATIN GEREĞİNİ YAPIYOR’   Kobanê Davası’nın dosyasında HDP’nin kapatma davasıyla ilgili bulunan belgeyi de hatırlatan Dede, sözlerini şöyle tamamladı: “Ankara TEM Şube Müdürlüğü’nden gelen bir belgeydi. O belgede Kobanê kumpas davası ardından HDP kapatma davasıyla bağını kuran Ahmet Altun’a talimat veren bir nitelikteydi. Dolayısıyla Ahmet Altun o günden bu güne, İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan emniyet müdürlüğü tarafından verilen bu talimatın gereğini yapıyor. Yine kumpas davasının başlangıcından bugüne kadar başta Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun olmak üzere siyasetçilerin davaya nasıl müdahale ettiğini ve yön verdiğini gördük. Bugün hayata geçirilen operasyonun da Kobanê kumpas davası ve onun öncesinde yapılan operasyonlarla ve HDP’nin kapatılma talepli açılan davayla doğrudan ilgisi var.  Tek merkezden yürütülen bir operasyonun parçası. Savcı Ahmet Altun’un HDP düşmanlığı operasyonlarının bir devamı niteliğinde, Kobanê kumpas davasında ileri sürdüğü delillerin çürümüş olması karşısında yaptığı bir hamleden ibaret olduğunu düşünüyoruz.”    MA / Zemo Ağgöz