Eski Parlamento Başkanı: Halk KDP işbirliğini desteklemiyor 2022-04-19 12:48:08 HABER MERKEZİ - Federe Kürdistan Bölgesi eski Parlamento Başkanı Yusuf Mihemed, KDP’nin Türkiye’nin saldırılarına katılmasının büyük bir hata olduğunu belirterek, halkın AKP-KDP işbirliğini desteklemediğini söyledi.  AKP-KDP işbirliğinde Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik başlatılan saldırılara tepkiler sürüyor. Federe Kürdistan Bölgesi eski Parlamento Başkanı Dr. Yusuf Mihemed, Türkiye’nin KDP işbirliğinde başlattığı sınır ötesi operasyonun amaç ve sonuçlarını Rojnews’e değerlendirdi.    ‘PKK BAHANE, AMAÇ İŞGAL’   Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının amaçlarına değinen Mihemed, “Türk devletinin saldırıları yeni değil, amaç bir kez daha eskiden Osmanlı idaresi altında olan Musul vilayetine ulaşıp, kontrol altına almak. Bölgeyi Türkiye’ye bırakmak istiyorlar. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından yüz yıl sonra bu antlaşmayı feshedebileceklerini düşünüyorlar. Bunun için hedefleri uzun vadelidir. Mevcut durumda Türkiye, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali başarılı olursa, kendi işgalinin meşruiyetini de buraya bağlayabileceğini düşünüyor. Çünkü bu fırsatı kaçırmayarak tarihi hayali olan Musul vilayetini kontrolü altına almak istiyor. Yani bu saldırıların hedefi sadece gerillalar değil, PKK bahane, arkasında çok daha büyük hedefler var” dedi.   AKP-KDP İŞBİRLİĞİ    AKP-KDP ortaklığına dair Mihemed, “Aslında Türkiye’nin KDP ve özellikle Mesud Barzani ailesi ile iş birliği yeni değil. Sadece Güney Kürdistan’a yönelik değil, Rojava’ya yönelik saldırılarda da bu iş birliğini görüyoruz. Hatırlarsanız, Türkiye’nin Kobanê ve Efrîn kantonlarının birleşmesini engellemek için Cerablus’a saldırmasından önceki gece de Mesut Barzani İstanbul’daydı. Türk ordusu, MİT ve Kürdistan Bölgesi Yönetimi arasında koordinasyon var” değerlendirmesinde bulundu.   BARZANİ-İRAN İLİŞKİLERİNİ HATIRLATTI   Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen 14 Nisan tarihli görüşmeye işaret eden Mihemed, “KDP yetkilileri, iktidarlarını sürdürebilmeleri için bir dış güce yaslanmaları gerektiğini düşünüyorlar. Mela Mustafa Barzani döneminde de KDP, sırtını İran Şahı’na yaslamıştı, ancak Cezayir Anlaşması’nın imzalanması ve Şah’ın desteğinden vazgeçmesinin ardından devrime son vermişti. Şimdi onlar açısından İran Şahı’nın yerini Türkiye aldı. Türkiye’nin kendilerini iç savaştan beri koruduğunu sanıyorlar. Bu dış güçlerin tüm şartlarını ve koşullarını kabul ediyorlar. Eğer tekrar dış güçler desteğini çekerse ‘aşbetali’ (savaşa ara verme) ilan etmeleri olasıdır” ifadelerini kullandı.    EKONOMİ TÜRKİYE’YE DEVREDİLDİ    KDP-AKP ilişkilerinin Kürt halklının çıkarına olmadığını vurgulayan Mihemed, “Tam tersine burada önemli olan halk değil, yabancı devletlerdir. Halkın çıkarları, mutluluğu ve halka hizmet bölge iktidarı nazarında önemli değildir. Onlar için önemli olan dış ülkelerle ilişkileridir. Ayrıca gizli güvenlik ve askeri anlaşmalarla Kürdistan Bölgesi’nin ekonomisini Türkiye’ye devrettiler. Bağımsız bir ekonomi adı altında Türkiye ekonomisini güçlendirdiler. Türkiye ve İran elbette komşularımız, ilişkiler koruculuk temelinde ve istihbarata dayalı olmamalıdır” şeklinde konuştu.    KDP’NİN VERDİĞİ TAVİZLER   Mihemed, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlişkileri hakkında birçok şüphe var, bu mevcut 50 yıllık anlaşmanın bir parçası da güvenliktir. Kürdistan Bölgesi’ni Türkiye ve Irak karşısında zayıflattılar. KDP, Türkiye’ye daha fazla taviz vermesi halinde Irak’ta daha güçlü görüneceğini düşünüyor. Ama aksine Iraklı yetkililer Kürdistan Bölgesi petrolünden Kürdistan Bölgesi halkının değil, dış güçlerin kazancının olduğunu söylüyorlar.”   STRATEJİK VE TAKTİK ÇIKARLAR    Saldırılarda KDP’nin stratejik ve taktik çıkarları üzerinde duran Mihemed, “KDP ilişkilerinde o kadar zayıf ki Türkiye’ye hayır diyemiyor. Bazı KDP’lilerden duyduklarımız kadarıyla Türk saldırılarından çok korkuyorlar ama o kadar zayıflar ki bunun önünü alamıyorlar. Türkiye ile ilişkileri derindir, çünkü Türkiye ile dostluklarının onların iktidarda kalmalarının sebebi olduğunu düşünüyorlar. Bu dostluk sona ererse KDP’nin Kürdistan’daki varlığı tehlikeye girecek. Bir de KDP’nin PKK’den büyük bir korkusu var” diye konuştu.    EGEMENLİK İHLALİ    Türkiye’nin saldırılarla Irak’ın egemenliğinin ihlal ettiğinin altını çizen Mihemed, “Irak hükümetiyle işbirliği yapılmış olabilir. Mustafa Kazimi ile Hakan Fidan arasında dostane bir ilişki var. Irak hükümeti birçok kez Kürdistan Bölgesi’ndeki Türk askeri işgaline göz yumdu. Ancak KDP’nin yaptığı, Iraklı diğer bazı güçler ve Kürdistan Bölgesi’nin işgale karşı göz yummasının ilk nedenidir” diye belirtti.    ‘GÜÇ AİLELERİN ELİNDE’   Federe Kürdistan Bölgesi hükümetinde birlik olmadığını kaydeden Mihemed, “Aslında iktidardaki güçler özellikle YNK ve Goran Hareketi uzun süredir etkisiz kaldı. KDP, hem Kürdistan Bölgesi’nin iç yönetiminde hem de Bağdat ve bölge ülkelerinin yönetimleriyle kötü ilişkilerde bulunmuştur. Bana göre bizim hükümetimizde birlik yok. Kürdistan Bölgesi’nde güç kurumlardan çok ailelerin ve bireylerin elinde” dedi.    TÜRKİYE’NİN SENARYOLARI    Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi hükümetinin saldırıları kınaması gerektiğinin altını çizen Mihemed, şunları söyledi: “Elbette bu saldırılar kınanmalıdır. Yine bu saldırılara yanıt verebilmek için Irak’ın uluslararası alandaki yardımlarına ihtiyaç var. Bu, gelecek için tehlikeli bir aşamadır. Bir an önce önünün alınması gerekiyor. Türkiye bu saldırılarda başarılı olursa işgalini daha da genişletecektir. Türk devleti açısından Irak’ta iki senaryo var, birincisi bu işgalin Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için Kürdistan Bölgesi’ndeki petrol kuyularının kontrolünü sağlamaya kadar devam etmesi. Diğeri ise Kürdistan Bölgesi ile petrol ve gaz konularında anlaşmazlıklar doğması ihtimaline karşı Irak hükümetiyle anlaşmaya vararak Kürdistan Bölgesi ile yaptığı tüm anlaşmalardan vazgeçmesidir.    SALDIRILARA KARŞI ÇIKILMALI    Irak hükümeti üzerinde bu saldırılara karşı tavır alması için baskı kurulabilir. Irak parlamentosunun önceki dönemlerinde, bu saldırılara karşı parlamentoyu olağanüstü bir toplantıya çağırmak için çeşitli girişimlerde bulunduk. Ancak Parlamento Başkanlığı engel çıkardı. Şimdi de parlamentoda bu konu gündeme alınabilir. Bölgedeki tüm siyasi taraf ve güçlerin de bu saldırılara şiddetle karşı çıkması gerekiyor.   HALKIN DURUMU İŞGALLE DÜZELMEZ   Şu anda Kürdistan Bölgesi kamuoyunda herhangi bir işgalin, bölgedeki mevcut hükümetten çok daha iyi olacağına dair bir algı var. Ancak kazanımlar iktidarın malı değildir. Kürdistan halkının durumu işgalle düzelmez. Belki de bu iktidarın dış ülkelerle olan ilişkileri insanları bu duruma sokmuştur. Türk işgali halkı bu iktidardan kurtarmaz. Kişisel girişim ve tutumlarla, Türk mallarını boykot ederek işgale karşı durabiliriz.”   AMAÇ TOPRAKLARI GENİŞLETMEK    Türkiye’nin saldırıların PKK’nin bahane olduğunu vurgulayan Mihemed, “Aslında PKK gerillaları sadece bir bahane. Asıl hedef bu değil, Türkiye bu bahaneyle Kürdistan Bölgesi’ne girdi ve girdiği yerlerden çıkmadı. Türkiye DAİŞ’e karşı savaşta yer almadı. Ancak DAİŞ’e karşı savaş bahanesiyle Musul sınırına askeri üs kurdu. Amacı, işgal ve topraklarını genişletmek” şeklinde konuştu.    ‘KDP BÜYÜK HATA İÇİNDE’   KDP’nin büyük bir hata içerisinde olduğunu dile getiren Mihemed, “Eğer KDP böyle bir şey yaparsa büyük bir hata yapmış olur, şimdi yaptığı işbirliği bile büyük bir hatadır. Eğer Türkiye, KDP ile ilişkisini keserse KDP’nin eli boş kalacaktır. Şüphesiz ki bu, KDP ile PKK arasında bir savaş olacaktır. Kürdistan halkı bu savaşın içinde değil. Diğer tarafların sessizliği de soru işaretlerini artırıyor” ifadelerini kullandı.