Kürt Gazeteciler Günü: Yeni bir ruh inşa edildi 2022-04-20 10:25:31 DİYARBAKIR - Kahire’de 124 yıl önce çıkarılan “Kurdistan” gazetesinden beri Kürt basını üzerinde baskıların devam ettiğini belirten DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, “Kürt gazeteciliği yeni bir ruh inşa etti. Tüm baskılara karşı mücadele etti ve ayakta durdu” dedi.  Miqtad Mithat Bedirxan tarafından 22 Nisan 1898’de Kahire’de basılan ve 31 sayısı çıkan ilk Kürtçe gazete “Kurdistan”ın yayın hayatına başlamasının üzerinden 124 yıl geçti. Gazetenin yayın hayatına başladığı gün ise, 1973 yılında alınan bir kararla, Kürt Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor. Osmanlı’daki baskılar nedeniyle Kahire’de yayın faaliyetine geçen “Kurdistan” gazetesinin basılışının üzerinden 124 yıl geçmesine rağmen Kürt basına yönelik baskılarda değişen bir şey olmadı. Osmanlı’nın ardılı olan Türkiye de, kuruluşundan beri Kürt kültürü ve basını üzerindeki baskı ve yasaklamalarını sürdürüyor.    Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Kürt Gazeteciler Günü ve Kürt basınının karşılaştığı zorlukları değerlendirdi. Basının Kürtler için kendini tanıma ihtiyacından doğduğunu ifade eden Altan, her milletin kendini tanıma ve dünyada gelişen olayları takip etme ihtiyacını karşılamak için özgür bir basına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Kürtlerin bu ihtiyaçtan yola çıktığını ve 124 yıldır bu mücadeleyi sürdürdüğünü ve ayakta kaldığını ifade eden Altan, Kürt halkının içinde bulunduğu baskı ortamında Kürt basının da bundan fazlasıyla nasibini aldığına işaret ederek, Kürt basının zorlukların ve baskının altında şekillendiğini ve bu karakterini her zaman da koruduğunu vurguladı.   ‘KÜRT BASINI YENİ BİR RUH İNŞA ETTİ’   Gazeteciliğin değişim ve dönüşüm geçirdiğine dikkati çeken Altan, kapitalist modernitenin dönüşümüne paralel olarak medyanın niteliğinin değiştiğini, bu gelişimin Türkiye ve Ortadoğu’yu da etkilendiğini belirterek, “Kürt gazeteciliği bu dönemde dünyada yeni bir ruh inşa etti ve iletişim için yeni bir soluk oldu. Çalışmalarıyla yeni bir form oluşturdu. Bu form, profesyonellerin karşılaştığı zorluklarda nefeslerini kesecek ve yıldıracak olan gelişmelere karşı yılmayan amatör bir form ve ruhtu” ifadelerini kullandı.   GAZETECİLİK MÜCADELESİ    Kamuoyunun bilgilendirilmesi için gazeteciliğin zorunlu bir gereklilik olduğuna işaret eden Altan, “Matbaalar kuruldu, dergi ve kitaplar yayınlandıktan sonra bu işin adı gazetecilik oldu. Gazeteciliğin biçimi, düzeni yıllar içinde değişti. Gazetecilik, kendini her geçen gün daha da geliştirerek dünya çapına yayıldı. Kapitalist modernite, son 50 yıldır tüm dünyaya egemen oldu. Özgür basın buna engel olarak yaşanan hak ihlallerini, ahlaksızlığı ve mahvolmuş hayatları kamuoyuna sunarak bu durumu daha görünür kıldı. Yasama, yürütme ve yargıdan sonra 4’ncü güç olarak kabul edildi. İfade özgürlüğü alanında özgürleşmek isteyenler gazeteciliğe ihtiyaç duydu, ama otoriter zalim rejimler bu alanın silinmesini ve içeriğinin boşaltılmasını istiyor. Kürt basını olarak buna karşı mücadele veriyoruz ve asıl gazetecilikte bu mücadelede olmaktır” diye konuştu.   ‘KÜRT BASINI AYAKTA DURMAYI BAŞARDI’   Kürt gazeteciliğinin kesintisiz bir baskı ve zulümle karşı karşıya olduğunun altını çizen Altan, “Kurdistan” gazetesinden beri bunun devam ettiğini ve buna dair örnekleri sıralayarak,“Hawar Haber Ajansı’nın (ANHA), Yeni Ülke, Azadiya Welat ve Özgür Gündem de bu durumun örnekleridir. Türkiye Kürt basınını engellemeyi kendine görev olarak görüyor. Bu şekilde yaklaşıyor. Buna karşı Kürt gazeteciler de mücadelesini sürdürüyor. Son 30 yıldır özgür basın bedeller ödedi ve kanla başla mücadele etti. Bu davayı zafer ile taçlandırmak için çok büyük çabalar gösterdiler ve ayakta durmayı başardılar” şeklinde konuştu.    ‘KÜRT BASINI HEDEF ALINIYOR’   Türkiye’nin basını, her zaman kendine tehdit; Kürt basınını ise, kendine düşman olarak gördüğünü dile getiren Altan, bu düşmanlığa 2016’daki darbe teşebbüsü sonrası basın kuruluşlarını hedef almasını örnek olarak göstererek, “O dönem Kürdistan’da Kürt gazeteciliği yapan bütün kurumları, gazete, ajans ve televizyonları kapattılar” dedi.     Özgür basın olarak tanımladığı Kürt basının geleneksel bir mücadele ruhuna sahip olduğunun altını çizen Altan, bu gün 60’ın üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğunu, bunların büyük çoğunluğunun Kürt gazeteciler olduğunu belirtti. Altan, şunları söyledi: “Gazeteciler hemen hemen her gün gözaltına alınıyor. Gerçekleri halka taşımak ve yaptıkları çalışmalar yüzünden yüzlerce arkadaşımızın mahkemeleri ve davaları devam ediyor. Baskı ve gözaltılara karşı özgür basının boyun eğmediğini her defasında görüyoruz. Mücadelelerine ve ödedikleri bedelleri göz önünde bulundurarak çalışmalarını yürütüyorlar.”   ‘DÜŞMAN OLARAK GÖRÜYORLAR’    Mevcut iktidarın basın korkusunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde “Bir kitap bir silahtan daha etkili olabiliyor” yönündeki sözleriyle anlatan Altan, şöyle devam etti: “Gerçekten de öyle, devleti ifşa ve teşhir edecek haberlerin yayınlanmasını istemiyorlar. AKP-MHP iktidarı, basını ve gazeteciliği kendilerine düşman olarak görüyorlar. Her geçen gün Kürt gazeteciliği üzerinde kısıtlamalar, baskılar devam ediyor. Fakat Kürt basını buna alıştı ve bütün bu baskılara rağmen çalışmalarına devam ediyor. 124 yıldır mücadele içinde devam eden Kürt gazeteciliği, gün geçtikçe kendini daha da ilerletecek ve dünya çapında layık olduğu yere en kısa zamanda gelecektir.”   22 NİSAN MESAJI   Kürt Gazeteciler Günü’nü kutlayan Altan, “Bugün Kürt basını için bir milattır. Özgür basın uzun yıllar geçmesine rağmen gelenekselliğini sürdürmeye devam ediyor. İnanıyoruz ki,  hem Kürt gazeteciliği hem de Kürt halkı için önümüzde ki süreçte ön cephede ilerlemeye devam edecektir. Bütün Kürt halkının ve Kürt gazeteciliğinin gününü kutluyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.