Savaşa tepki gösteren Tahmaz: CHP, AKP’ye teslim oldu! 2022-04-24 09:12:39 İSTANBUL - AKP’nin Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik sürdürdüğü operasyona CHP’nin yaklaşımını eleştiren Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz,  CHP’nin AKP’ye teslim olduğunu belirtti. Türkiye’nin Kürdistan Federe Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik başlattığı saldırılara tepkiler sürüyor. Barış Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tahmaz, operasyona destek veren muhalefetin tutumunu eleştirerek, bu durumun demokrasiye etkilerini ve sonuçlarını değerlendirdi.  Türkiye’nin her sıkıştığında sınır ötesine operasyona başvurduğuna dikkati çeken Tahmaz, iç ve dış politikada sıkışmanın bu yöntemle aşılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin aynı zamanda önemli bir eşikten geçtiğine vurgu yapan Tahmaz, “Önemli bir başarısızlık, ekonomik kriz yaşanıyor. Bu operasyonun bunu gölgeleyecek bir arayış olma ihtimali üzerinde duruyorum. İkincisi; Ukrayna savaşı sonrası sürece ilişkin bir yatırım olduğu kanaatindeyim. Ukrayna savaşı sonrasında, her halükarda Kürt meselesi Türkiye’nin kucağında olacaktı. Çünkü, Ukrayna savaşının sonuçlarında bağımsız olarak Suriye konusu küresel güçler için önemli. ABD, AB ve Rusya arasındaki gerilim, Suriye üzerinden sürecek” dedi.   ‘ARTIK KİMSE İNANMIYOR’    Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri girişimini örnek gösteren Tahmaz, Rusya’nın Ukrayna’ya “güvenlik tehdidi” gerekçe göstererek, operasyon yaptığını hatırlattı. Türkiye’nin de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını aynı gerekçeye dayandırdığını ifade eden Tahmaz, aynı zamanda beka sorununu da gerekçe yaptığını belirtti. Bu “gerekçeye” artık kimsenin inanmadığını söyleyen Tahmaz, “Şunun da altını çizmek isterim; Hükümet yetkilileri, Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı her gün ‘terörün belini kırdık’, ‘Bitti bu iş, çözdük’ diyorlar. Aynı zamanda HDP’yi de işbirlikçi olarak lanse edip, ‘Nefes aldırmayacağız’ diyor. Barış Vakfı olarak şu soruyu soruyorum; bittiyse bu operasyonu niye yapıyorsun? Buna niçin ihtiyaç duyuyor? Biten bir şeye neden imha hareketi başlatıyorsun? Bunun ağır ekonomik faturası cebimizden çıkıyor. Canımızdan oluyoruz. Asker ölüyor. Bu ülkenin yurttaşları ölüyor. Canlı, varlık ölüyor. Büyük ekonomik krizin içinde, tek bir kişinin bile ekonomiden memnun olmadığı bir süreçte, oraya kaldırılan uçak, atılan bombanın maliyeti burada 82 milyon yurttaşa yaşamı cehennem ediyor” diye konuştu.    NE MESAJ VERİLMEK İSTENİYOR?   Operasyonla aynı zamanda uluslararası arenaya ve güçlere de bir güç gösterisi yapıldığını sözlerine ekleyen Tahmaz, “ABD, AB ve Rusya arasındaki gerilim Suriye’ye kayacak. Orada yeni bir diziliş söz konusu olabilir. Orada İran ve Rusya birlikte olacak. Türkiye ne yapacak? Türkiye burada hem ABD’ye hem de Rusya’ya ayrıca hem de Suriye’ye mesaj veriyor diye düşünüyorum. Bunu şunun için söylüyorum; Çünkü Suriye ile temas kurma arayışı var. Esad rejimi Kürtlerin oradaki ‘kendi kendilerini yönetme’ hallerine sıcak bakmıyor. Bunu bildiği için Kürt karşıtı politikalar üzerinden Kürtleri yok etme üzerinden Kürtlere karşı güç kullanma üzerinden uluslararası güçlere iş veriyor” diye belirtti.   ‘BAYRAK ASAMAYACAĞINI BİLİYOR’   Tahmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk devlet aklı, Kandil meselesini kökten çözme gibi bir durumun olamayacağını biliyor. Askeri gücü buna elverişli olduğunu düşünse bile coğrafi olarak bunu yapamaz. Bütün dünya Afganistan’da Taliban’ı dize getirmeye çalıştı. Ancak sonuç farklı oldu. Türk devletinin coğrafi nedenlerden ötürü Kandil’e Türk bayrağı asma ihtimali az. İkincisi Irak Cumhurbaşkanlığı operasyona karşı açıklama yaptı. Oradaki kimi Kürt güçleri, askeri operasyona karşı. Ayrıca operasyon Kürt bölgesi üzerinden yapılıyor. Oradaki Kürt bölgesi salt KDP’dir demek de doğru değil. Ki KDP içinde rahatsızlıklarını dile getirenler oldu. Bu tür güvenlik politikalarıyla Türkiye, Kürt meselesini çözemeyeceğini farkındadır.”    ‘KONSOLİDE ETME ARAYIŞI’   Erdoğan’ın daha önce Çiller ve askeri operasyon yapan yönetimlerin metotlarını denediğini hatırlatan Tahmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu da Türkiye’ye ekonomik ve siyasi ağır bedeller getiriyor. Bunun farkında. Ancak durumu başka şekilde devam ettirebilecek şansı yok. Bu operasyonla aynı zaman Kürt siyasi geleneğini de boğmaya çalışıyor. Kobanê ve kapatma davası ortada duruyor. Ayrıca önümüzde bir seçim de var. AKP-MHP ile seçime giriyor. Seçim öncesi, seçmenini konsolide etme arayışı içinde de olabilir. Ekonomik krizi konusunda gündem saptırma derdinde olduğunu da söyleyebiliriz. Bunda başarılı da oldu. Tek çatı altında toplanma kararı veren muhalefet partilerinden operasyona ilişkin en ufak bir eleştiri dahi gelmedi. Aksine destekleyen tutumlar içindeler. Milli birlik ve bütünlük siyaseten de sağlanmış oldu.”    AKP’YE TESLİM OLUYOR   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun operasyona dair desteğini de değerlendiren Tahmaz, bu desteğin sorunlara yeni bir sorun daha eklediğine vurgu yaptı. Türkiye’nin en büyük ve köklü sorunun Kürt sorunu olduğunu anımsatan Tahmaz, şunları dile getirdi: “‘Bu sorun çözülmeden başka sorun çözülemez’ tabirini savunuyorum. CHP’nin kendi politikalarındaki çeşitli argümanlarla değişim sinyali verdiği bir süreçte, son açıklama şunu güçlendirdi; CHP politikalarında ne yapacağı konusunda net değil. Ne yapacağını bilmiyor. Sıkıştığında devlet politikalarına ya da AKP-MHP’nin korkusuna teslim oluyor. Çünkü AKP bütün toplumu ‘terör’ üzerinden dövmeye çalışıyor.”    ‘TURNOSOL KAĞIDIDIR’   Tahmaz, “CHP’nin ‘helalleşme’ gibi laflar altında Kürt meselesini de içeren yeni politika inşa etme arayış sürecinde toplumun bir kesimi, Kürtlerin bir kesimi -en azından bir kesimi- bu politikalara karşı güvensizlik, soğuk duruş içerisindeydi. Bu açıklaması bunun haklı olduğunu gösterir” diye belirtti. CHP’nin “Bu operasyon da nereden çıktı?” deme cesaretini gösteremediğini ifade eden Tahmaz, şöyle konuştu: “Çünkü Kürt meselesi, PKK meselesi bir tür turnusol kağıdıdır. Çünkü AKP, toplumu ve muhalefeti bununla korkutuyor. CHP ve Lideri buna teslim oldu. Buna teslim olan kişi yarın samimi, tutarlı bir adım atamaz kanaati Kürtlerde, barış arayışı içinde olan kesimlerde de soru işareti doğurur. Hatta bu soru işaretini güçlendiriyor.”    GENÇLERİN TUTUMU   Kürt sorununda güven sorunun derinleştiğini kaydeden Tahmaz, gençlerin soruna dair tutumuna işaret etti. Tahmaz, son süreçte hazırladıkları “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporunda gençlerin “Demokratik çözüm” yöntemine dair inançlarını yitirmeye başladığı uyarısında bulundu. Tahmaz, şunları ifade etti: “Kürt sorunun demokratik siyasetle, parlamenter formda çözümünün mümkün olacağını düşünmüyorlar. Parlamentonun, Ankara’nın sorunu çözeceğini düşünmüyorlar. Umutsuzlar. Ankara’dan bu iş çözülmez diyorlar. Barışı TBMM’de yapmak istiyorsak ki CHP de bunu diyor, bunu yapmak için güven inşa etmek gerekiyor. Son açıklama, bunu kıran bir tutumdu. Suriye tezkeresine ‘hayır’ demesi bizi de şaşırttı. ‘Bir durun CHP bir şey yapmak istiyor. Ona bir AKP’ye verdiğimiz gibi bir fırsat verelim’ dedik. İkinci adımda da ‘CHP ne yapmak istiyor?’ demeye başladık.”    SOYKIRIMA DESTEK VERDİ   CHP’nin Kürtlerin “soykırım” olarak tanımladığı bir operasyonu desteklediğini dile getiren Tahmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu barışa hizmet eden, çözüme hizmet eden bir şey değil. Barış isteyenlerin desteğini de kaybediyor. Bununla karamsarlık üretiyor. Ayrıca seçime bir yıl kala bunu yapıyor. Kürt seçmenin oyunu almadan kimse Ankara’da iktidar olamıyor. Peki, böyle nasıl olacak?  CHP, bu tutumlarıyla bu insanlardan nasıl oy alacak? Bu durum Türkiye’nin daha demokratik bir çehreye doğru kayma ihtimalini zayıflatıyor. Güçlü siyasal irade, sorunlar etrafında tutarlı politikalar üreten taraflar tarafından oluşturulur. Bu eski, ketum devleti dönüştüreceksen, bu devletin bütün uygulamalarını sorgulayarak, güvenlikçi politikaları yerine her alanda özgürlükçü politikalar inşa etmek ile olur.”    GELECEK TASSAVUR EDİLEMEZ   Tahmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürtlere ve siyasetçilerine dair söz söylemeyen, buna dair eleştiri yapmayan, Kürt meselesi söz konusu olduğunda demokrasi, adalet ve hukuktan bahsetmeyen ya da yutkunan bir muhalefetle ben demokratik bir gelecekte ortaklaşma gibi bir zemin doğacağını düşünmüyorum. Hangi kesime yönelik olursa olsun eğer yapılan tutuklama, işkence veya genel tabirle hukuksuzluğa karşı bir savunma geliştirmeyen bir siyasal odakla gelecek tasavvuru olamaz. Kürt demokratik uyanışını, kendi varlıklarını dikkate almayan ister Millet İttifakı olsun isterse demokratik ittifak olsun ülkenin demokratikleşmesine doğru bir katkı sunmaz. Demokrasiye, özgürlüklere katkı sunabilmek, toplumsal değişime ve dönüşüme katkı sunmaktır.”    MA / Mehmet Aslan