'Cezaevleri artık mahpushane değil işkencehane' 2022-04-28 09:02:03 HAKKARİ - Cezaevindeki hasta tutukluların durumuna ve hak ihlallerine dikkati çeken İHD Hakkari Şube Eşbaşkanı Yusuf Çobanoğlu, “Cezaevleri artık mahpushane değil işkencehaneye dönüştürülmüş” dedi. Türkiye cezaevleri, tecrit, şüpheli ölümler, hasta tutuklular ve ağırlaşan hak ihlalleriyle gündemde. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, cezaevlerinde 604 ağır olmak üzere bin 605 hasta tutuklu bulunurken, ağır hasta tutuklular, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporlarıyla tahliye edilmiyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şube Eşbaşkanı Avukat Yusuf Çobanoğlu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevindeki hak ihlallerini değerlendirdi.     ‘BÖYLE BİR SİSTEM UYGULANAMAZ’   Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride dikkati çeken Çobanoğlu,“Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, çok ağırlaştırılmış bir insanlık suçu haline dönüştürülmüştür. İnsan hakları savunucularının bu durumu kabul etmesi imkansızdır” diye konuştu.   Öcalan üzerindeki tecridin dönemin siyasal iktidarına göre değiştiğini anımsatan Çobanoğlu, “Her iktidar, yürüttüğü politikalara göre tecrit değişmektedir. Yani bir tutarlı tarafı yoktur. Ulusal ve uluslararası hukuka göre böyle bir sistem uygulanamaz. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit hukuka ve insan haklarına aykırıdır. Tecrit sisteminin artık kaldırılması gerekir” dedi.   ‘KOLLARINI KIRIN’ TALİMATI   Tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını belirten Çobanoğlu, son dönemde artan hak ihlalleriyle gündeme gelen Patnos L Tipi Cezaevi’nde tutuklularla görüştüğünü dile getirerek, “Bu cezaevinde çok büyük hak ihlallerinin yaşandığını gözlemledik. Ayakta sayımı ret ettikleri için feci şekilde darp edilen 3 mahpusla görüştük. Burada, mahpuslara işkence yapıldığı gördük. Bir siyasi mahpusun kolunun iki yerinden kırılmış, diğer mahpusların vücutlarının birçok yerinde şişlik ve morluklar gördük. Cezaevinin ikinci müdürü ve baş gardiyan, ayakta sayımı dayattığından kaynaklı işkence olayı yaşanmış. Cezaevi yönetimi insan haklarını hiçe sayarak kameranın olmadığı bir yerde tutukluların ‘kollarını kırın’ talimatı vermiş” şeklinde konuştu.   VÜCUTLARINDA YARALAR ÇIKIYOR   Cezaevinde su sorunun çok ciddi bir sorun haline geldiğini dile getiren Çobanoğlu, şunları söyledi: “Su çok pis ve bulanık bir şekilde akıyor. Ailelerinden gelen kısıtlı paralarla içme suyu ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar, ama maalesef yıkanmak için o pis suyu kullanmak zorunda kalıyorlar. Bundan kaynaklı da vücutlarında yaralar çıkıyor. Yemeklerde sorun var ve sağlığa erişim hakları gibi bir çok sorun var. Patnos Devlet Hastanesi’nde tüm branşlar doktor yok, bundan kaynaklı gerçekten anlamda tedavinin verilmemesi büyük bir hak ihlaline neden oluyor. Hasta mahpuslar, diğer şehirlere sevk edilmiyor.”   ‘BİLİNÇLİ BİR EYLEM HALİNİ ALMIŞ’   Türkiye genelindeki cezaevi yönetimlerinin siyasi saiklerle hareket ettiğine vurgu yapan Çobanoğlu, “Siyasi mahpuslara çok ciddi baskı ve işkenceler yapılıyor. Hasta mahpuslar, hiçbir şekilde hastaneye sevk edilmiyor. Hasta mahpusların infaz koşullarını düzeltmiyorlar. Hastane ya da evde tedavileri sağlanmıyor. Tahliye edilmesi gereken ağır hasta mahpuslar, serbest bırakılmıyor. Bizlere bunlara özgürlük istiyoruz ama seslerimizi duymak istemiyorlar. Bilinçli yapılan bir eylem halini almış” ifadelerini kullandı.   İŞKENCEHANE    Adalet Bakanlığı’nın hasta tutuklular konusunda hiçbir şekilde  sorumluluğunu yerine getirmediğini belirten Çobanoğlu, “Bir hasta mahpus, öleceği ana kadar bekliyorlar. Son nefesini vereceği anda ise tahliye ediliyor. Ama iş işten geçmiş oluyor. Maalesef son zamanlarda hasta mahpusların yaşamını yitirmesinin nedeni de bunlardır” şeklinde konuştu.   Cezaevlerindeki işkence uygulamaları üzerinde de duran Çobanoğlu, “Silivri’de gördük, tahliyelerine kısa bir süre kala işkence mahpusların katledildiğini gördük. Hastanedeki görüntüler, kamuoyuna servis edildi. Cezaevleri mahpushane değil işkencehaneye dönüştürülmüş, insan hakları ve hukuk tamamen askıya alınmış. Siyasal iktidarın politikalarına göre cezaevlerinde politikalar yürütülüyor. Buna ilişkin de hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz” diyerek, basının ve kamuoyunun hasta tutukluların durumuna sessiz kaldığı eleştirisinde bulundu.   ‘KATLİAMLARIN ÜSTÜ KAPATILIYOR’   Cezaevlerinde yaşanan şüpheli ölümlerinin kamuoyuna “intihar etti” şeklinde servis edildiği Çobanoğlu, böylelikle ölümlerin üstü örtülmeye çalışıldığını kaydetti.    SİYASİ SAİKLERLE KARAR VERİLİYOR   Hasta tutuklulara ilişkin Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “cezaevinde kalabilir” raporlarına tepki gösteren Çobanoğlu, şöyle konuştu: “ATK suç işliyor. Bugün ATK’nin verdiği kararlar içimizi yakan bir durumdur. Aysel Tuğluk şahsında hasta tutuklular üzerinde sergiledi tutum gerçekten içimizi acıtan bir durumdur. Hekimler ve sağlık kurumları gerçekten siyasallaşmıştır. Bu kararları veren sağlık çalışanları, bu saiklerle insanları ölüme terk etmesi gayri ahlaki bir durumdur ve insani değildir.”   ADALET NÖBETİ   Hasta ve infazları yakılanların ailelerinin Diyarbakır, Van ve İzmir’de anneler öncülüğünde sürdürülen Adalet Nöbeti’ne dikkati çeken Çobanoğlu, “Anneler, hukuk, adalet, cezaevlerindeki hak ihlallerinin sona ermesi ve hasta mahpusların tahliye edilmesini istiyor. Maalesef, sözde bir sosyal hukuk devleti var. Bu ilke lafta kalmış, pratikte bir karşılığı yok. Bundan kaynaklı annelerin bu mücadelesi çok anlamlı ve değerlidir. Her zaman da destekçisi olacağız ve haklarını savunacağız” diye konuştu.    MA / Mehmet Şah Oruç