ÖHD’li Kaplan: İhlallere karşı Adalet Nöbeti sahiplenmeli 2022-04-29 09:01:20 VAN - Cezaevlerinde tutukluların her gün hak ihlaline maruz kaldığını belirten ÖHD Van Şube Yöneticisi Leyla Kaplan, hak ihlallerinin sonlanması için Adalet Nöbeti’nin sahiplenmesi gerektiğini söyledi.  Cezaevlerinde hak ihlalleri ile birlikte şüpheli ölümler artarken, İnsan Hakları Derneği (İHD) raporlarına göre; cezaevlerinde 605’i ağır en az bin 604 hasta tutuklu bulunuyor. Cezaevlerinde yaşananları değerlendiren Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi Yöneticisi Leyla Kaplan, tutukluların her gün hak ihlallerine maruz kaldığını belirterek, bu durumun sonlandırılması için kamuoyu oluşturulması ve ailelerin başlattığı Adalet Nöbeti’nin sahiplenmesi gerektiğini söyledi.   S TİPİ CEZAEVİ    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde geliştirilen tecrit politikasının bütün cezaevlerine sirayet ettiğini belirten Kaplan, tecridin bir işkence yöntemi olduğunu söyledi. Kaplan, “Tutuklular üzerinde geliştirilen tecrit politikası gün gittikçe derinleşiyor. İlk olarak bu tecrit politikası İmralı Cezaevinde Öcalan şahsında uygulandı ve bütün cezaevlerine yayıldı. Tecridin herhangi bir hukuk ve yasal dayanağı yoktur. Özellikle son dönemlerde kurulan ‘S Tipi’ cezaevlerinde tutuklulara daha çok tecrit uygulanıyor. Örgüt propagandasından ceza almış tutuklular bile tek hücrede tutuluyor. Bu durum resmen tecrit, izole etme ve işkencedir. Yapılan bu hukuksuzluğun durdurulması için hukukçular, siyasetçilerin ve toplumun her kesiminden tepki geliyor ama devlet bu durumu görmemeye devam ediyor. Her görüştüğümüz cezaevi savcısı, ‘benim uygulamam bu yönde, ne yaparsanız yapın’ benzeri konuşmalar yapıyor. Tecrit insanlık dışı bir uygulamadır ve işkence türüdür. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) de suçtur ve devlet şu an suç işlemektedir” diye konuştu.   ‘BASKI BİR İŞE YARAMAYACAK’   Tecrit durumu, hasta tutukluların tedavi edilmemesi, tekli hücre cezası, gardiyanların tutuklulara fizik şiddet uygulamasının en sık görülen durumlar olduğunu belirten Kaplan, “Bunların yanında tutukluların yaşamsal ihtiyaçları karşılanmıyor. Gazete, kitap, dergi tutuklulara verilmiyor, tutuklulara ceza içinde ceza veriliyor. Bu durum gün gittikçe daha çok artıyor. Bunların hepsi sadece bir cezaevinde değil Türkiye'de bulunan ve özellikle siyasi tutukluların kaldığı tüm cezaevlerinde uygulanıyor. Cezaevlerinin bu duruma gelmesi devletin sindirme ve korkutma politikasının sonucudur. Cezaevi yönetimleri hiçbir şekilde bir itiraz ve eleştiriyi kabul etmiyorlar. Yani tabiri caizse ‘kafasını kaldıranın kafasını keseriz’ mantığıyla hareket ediliyor. İktidar topluma ve tutuklulara; ‘hiçbir şekilde itiraz edemesiniz’ durumunu dayatıyor. Ama yanılıyorlar, korku, baskı ve sindirme politikası daha önceki dönemlerde olduğu gibi hiçbir şekilde işe yaramayacak” ifadelerini kullandı.   'MÜCADELE EDİYORUZ'   Hasta ve infazları yakılan tutuklu ailelerinin sürdürdükleri Adalet Nöbeti’nin sahiplenmesi gerektiğini vurgulayan Kaplan,“Öncellikle hasta tutukluların ölüme mahkûm edilmemesi için bir an önce herkesin elinden geleni yapması lazım. Ailelerin başlattığı adalet nöbetlerin sahiplenmesi ve kamuoyu oluşturulması gerekiyor. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin bu kadar yayılmasını sebebi tamamen devletin cezasızlık politikasının sonucudur. Bu durumda ise hak ihlalleri giderek artıyor. Biz bunun karşısında durmaya ve mücadele ediyoruz. Cezaevlerinde yapılan bu tür insanlık dışı uygulamaların artık yetkililer ve Adalet Bakanlığını ‘dur’ demesi ve görevlerinin yerine getirmeleri gerekiyor” dedi.   MA / Hakan Yalçın