Ankara’da Kaypakkaya ve Mayıs şehitleri anıldı 2022-05-15 18:21:49 ANKARA - Ankara’da İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs Ayı Şehitleri düzenlenen panelle anıldı.    Devrimci 78’ler Federasyonu, HDP Ankara İl Örgütü, 78’ler Girişimi, Partizan ve Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü binasında “İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs Şehitlerini Anlamak” adlı panel düzenledi. Panelde konuşmacı olarak Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) eski üyesi İbrahim Ünal, yazar Metin Kayaoğlu, HDP Antalya Milletvekilli Kemal Bülbül, Partizan adına Elif Kaya ve SMF adına Hüseyin Şimşek yer aldı. Panele çok sayı da kişi katıldı.   Panelin ilk oturumunda yazar Metin Kayaoğlu, söz aldı. İbrahim Kaypakkaya’nın yıllar geçtikçe tarihsel öneminin ortaya çıktığını ifade eden Kayaoğlu, tarihin devrimler yoluyla ilerlediğine dikkati çekerek, “Devrim bugün yok diye yarın da olmayacak diye bir şey yoktur” dedi. Solun yıllar içinde bölündüğü ve şekil değiştirdiğini belirten Kayaoğlu, gerçekleşen değişimlerin boşuna olmadığını ifade etti.   ‘73’TE DEVLETİN ELİNE GEÇMEYECEKTİN’   Kaypakkaya’nın 1980’lerde yaşaması durumunda daha farklı hareket edeceğini belirterek, “80’lerde ve 90’larda olan hareketi yenik liderler götürmeye çalıştı ama Kaypakkaya olsaydı kitle hareketini karşılardı. Kaypakkaya, Kemalist hareketi değerlendiriyor ama ardılları bunu devam ettiremedi. İzleyicileri, Kaypakkaya’nın tutarlı ve sistematik yapısından korktu ve devam ettirmedi” ifadelerini kullandı.   ‘FARKIMIZI ORTAYA KOYAMADIK’   Söz alan TİKKO üyesi İbrahim Ünal da 1973’ten sonraki dönemi değerlendirdi. Kaypakkaya’nın Çin Devriminden etkilenen liderlerden olduğunu belirten Ünal, “Kaypakkaya, ideolojik mücadelesini ve Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninst’i (TKP-ML) bu çizgide oluşturdu. İbrahim’in arkadaşları açısından da böyleydi. O dönemde farkımızı ortaya koyamadık. Bir savunma hazırlayamadım o dönemde” diye konuştu.   ‘ULUSAL ÇELİŞKİLİYİ ANLAYAMADIK’   Ünal, “Çok ayrıntılı bir taslak vardı. İbrahim’in fikirleri o savunma okunarak, elde edilebilirdi. İbrahim orada sınıfların psikolojisinin incelenmesi gerektiğini ifade ediyordu ama arkadaşları o savunmadan net bir çizgi ortaya çıkaramadı” diye konuştu. Kaypakkaya’nın ardından TKP-ML’nin farklı bölgelerde özerk olarak çalıştığını belirten Ünal, “Sıkıntılı, zor dönemlerdi” dedi. Kaypakkaya’nın ardından düzenlenen konferanslarda bir değişim olduğunu belirten Ünal, “Troçki’den etkilenme söz konusuydu. Bu süreç içinde temel tezlerden dolayı gerginliklerde yaşandı. Kaypakkaya’nın tezlerinde köylüler ve toprak ağaları arasında çelişkiler ortaya konulmuş. Daha sonra bu çelişkinin değişerek, başka bir şeye olacağını tespit edilmişti. Kaypakkaya’nın oluşturduğu çelişkiler arasında ulusal çelişkiler yoktu ama daha sonra giderek, artan Kürt ulusal mücadelesi ortaya çıktı. Bu nedenle Türkiye Kürdistan’ında toprak ağaları ve Türkiye burjuvazinin ortaklaşması söz konusuydu. Kimlik mücadelesi başını alıp giderken biz feodalizmin çözülmesiyle uğraşıyorduk” diye belirtti.   ‘ÇOKLU SALDIRILARIN ARKA PLANINI ÖĞRENMEK ZORUNDAYIZ’   Partizan adına konuşan Elif Kaya, Kaypakkaya’nın olayları çok yönlü düşünüp eleştirdiğini belirtti. Türkiye’de kazanılan hakların birer birer gasp edildiğini vurgulayan Kaya, “Bu saldırılara çok ciddi bir ideolojik saldırılarla devam ediyor. Devlet bir yandan kendi militarist örgütlerini büyütüyor ama buna karşı ses çıkaranları bastırmaya çalışıyor” diyerek, toplumsal muhalefetinin önünü kapattığına dikkati çekti.   Kaya, “Sistemi değiştirme fikirlerini taşıyorsak bu sistemin dışına çıkmalıyız. Bunun kendisi Kaypakkaya’da var ama bunun sürdürebilmesi için zayıf bir mücadele var” ifadelerini kullandı. Kaya’nın konuşmasının ardından ilk oturum soru cevap kısmıyla bitti.   ‘KAYPAKKAYA SORUNLARI TAHLİL İÇİN KÜRDİSTAN’A GİTTİ’A   Panelin ikinci oturumunda ise SMF adına Hüseyin Şimşek ilk olarak söz aldı. Kaypakkaya’nın Kürt Özgürlük hareketine kaderlerini tayin hakkı çerçevesinde destek verdiğini belirten Şimşek, “Bu desteğini belgelerinde görüyoruz. Devlet, tüm örgütlerin liderlerin öldürdü çünkü liderlerin onları yargılamasını istemiyordu. Kaypakkaya sorunları tahlil ettiği için Kürdistan’a gitti çünkü orada köylülerin yoğun yaşadığı bir durum, bir mücadele var” dedi. Şimşek, Kaypakkaya’nın Kürdistan’a ilişkin tahliller yaptığını kaydederek, Kaypakkaya’nın ulusal bir gerginliğin farkında olduğunu ve önderlik yapmak istediğini ifade etti.   BÜLBÜL: KAYPAKKAYA KÜRTLERİNDİR   Son olarak söz alan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ise Kürt Dil Bayramı’nı kutlayarak, konuştu. Bülbül, şöyle devam etti: “Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Biz devremi İbrahimlerden öğrendik’ diyor. Bu yüzden Kaypakkaya Kürtlerindir. Kaypakkaya, bir Türk bir Alevi olabilir ama daha sonra Dersim’e ait olmuştur, Kürtlerindir” diye konuştu. Kaypakkaya’nın Diyarbakır Cezaevinde katledilmesinin ardından cenazesinin Kürt bir hamal tarafından ücretsiz taşındığını hatırlatan Bülbül, “Kaypakkaya sadece yaşamıyla değil cenazesiyle halkların kardeşliği mesajını vermiştir” dedi.   Bülbül, “Kaypakkaya, Haki Karer ve bugün adı bile anılması engellene İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’ın aydınlanmanın ışığını saçmak için yönlerini Kürdistan’a dönmüştür” diye konuştu.   Panel ardından 78’ler Girişimi adına kısa bir açıklama metni okundu. Açıklamada, Kaypakkaya’nın unutulmayacağı belirtildi.   Panel, serbest kürsü ile bitti.